Kalemi kağıdı her elime alışımda futbol dışı birşeyler yazmayı düşünürken, yine futbolun girdabına düştüm. Olsun, artık futbol topu güncel hayatımızın bir parçası oluverdi.
Baksanıza, G.Saray''ın açtığı yol nerelere kadar uzanıyor. Sakın "Milli Takım''la Galatasaray''ı bir tutuyor" diye düşünmeyin. Milli Takım''ın başarısında manevi olarak Galatasaray''ın UEFA Şampiyonluğu dopingi de var.
Geriye doğru baktığımızda, Almanya''yı görürüz. Adamların bütün takımları Avrupa kupalarında onuyor. Milli takımları da bunların başarıları ve kadroları ile bütünleşiyordu. Üstünlükleri "Panzerler" lakabıyla futbol literatürlerine girdi.
Ne oldu, bittiler ve gittiler. Bugün arenada biz varız.
Yeni Şafak okurları iyi hatırlayacak. Milli Takım''ımızın İtalya yenilgisinden sonra yazmıştım. Ve 1982 İspanya''daki Dünya Kupası''ndan örnek vererek, ümitsiz vaka olarak nitenen İtalya''nın nasıl Kupa''yı kazandığını hatırlatmıştım.
Şimdi Türkiye için erken eleştiri yapanlara sesleniyorum: Mustafa Denizli''yi acımasızca ekranlarda ve gazetelerde eleştirenler, hemen şampiyonayı terk edin ve masalarınızın başına dönün. Nasıl olsa bildiniz. İkramiye olarak tatile çıkın ve Denizli''yi yalnız bırakın.
Yok efendim, şansı yaver gitmiş, takım ilk defa iyi oynamış, hele hele Rüştü mükemmelmiş...
Rüştü için ilk maçtan sonra yazdıklarınızı çocuk iyi ki okumadı. Son cümleyi de maçı anlatan arkadaşlara yazalım:
Ahhh Halit Kıvanç abi, erken emekli oldun. Bilmem anladınız mı sevgili TRT''ci arkadaşlar. Şayet anlamadıysanız, arşivleri karıştırın, anlarsınız. Şayet olmadı derseniz, yayıncılık tabiri ile Halit Kıvanç''ın anlattığı bir maçın üzerine bant kaydı yapın, bize onu dinletin...
