|
Trabzonspor ve Camiacılık

Sadri Şener zamanı… Bir Trabzon milletvekili Trabzonspor’a, Ankara’da alt liglerde oynayan bir oyuncudan bahsedip mutlaka izlenmesini önerir. Kulüp de sahiden o oyuncuyu izletir. Sonrasında yönetime şu raporu sunar: Elimizde o bölgede bu oyuncuya muadil yetişmekte olan yetenekli oyuncular var, transferini gereksiz buluyoruz. Oyuncu, bilahare Bursaspor ve Fenerbahçe’de forma giyer ve şimdilerde Şili Milli Takımı sağ beki ile rekabet halindedir…

İbrahim Hacıosmanoğlu zamanı… Trabzonsporlu ve yarı amatör olarak oyuncu avcılığı yapan bir genç, Altınordu’da çok iyi bir stoperin varlığını ve mutlaka Trabzonspor’a kazandırılması gerektiğini kulübe iletir. O dönemde oyuncu 1461’de oynamaya da razıdır. Ancak Trabzonspor kulübü yetkilileri konuya alaka göstermez. O oyuncu önce hiç Süper Lig forması giymeden Bundesliga’ya ardından da dün itibariyle büyük bir sürpriz olmazsa Premier Lig’e gider…

Muharrem Usta zamanı… Yine Trabzonsporlu bir başka genç Altınordu takımında oynayan Cengiz Ünder’i ısrarla Trabzonspor’a önerir. Sonuç yine malum; Cengiz Ünder’in akıbeti de… Başakşehir sadece 1 sezon oynattığı oyuncudan hatırı sayılır bir para kazanır..

Yukarıdaki üç örneğin ilkini dolaylı olarak dinledim, son ikisine canlı olarak şahidim. Ve hiçbir Trabzonspor “ileri geleninin” bu kaçan üç “büyük balıklar” için hayıflanacağını zannetmiyorum. Neye hayıflanıyorlar? Caner keşke bizde olsa, Mustafa kupa kaldırdı kıymetini bilemedik, Zeki’yi nasıl geri getiririz? Neyse ki şimdilik Yusuf Erdoğan’ı hasretle özleyen yok. Belki vardır da dillendiren yok… Peki, bu çocukları çok sevdiklerinden mi böyle diyorlar? Hayır… İkili ilişkilerden. Eğer gerçekten Trabzonsporluluk temelinde bir “teşkilatçılık” bir “camiacılık” dertleri olsa Trabzonspor’un “ileri gelenlerinin”, U21 Milli takımına vekâleten yürüttüğü görevde gayet başarılı olan ve katıldığı ilk uluslararası ciddi turnuvada 3. olan, yani elde ettiği pozisyonun hakkını veren Trabzon’un Trabzonspor’un çocuğu Muzaffer Bilazer’in o görevde kalması için biraz çaba sarf ederlerdi. Etmediler… Umurlarında bile olmadı. Oysa esas camiacılık, esas teşkilatçılık böyle yerlerde olur ve Galatasaray camiası bunun nasıl olduğunu gösterdi. Demem o ki, böyle bir marifetiniz, derdiniz varsa oralarda gösterin. O zaman biz de “ideolojinize” saygı gösterelim. Bu olmayınca yaptığınız şey “camiacılık” değil, “adamcılık” oluyor sadece, arz ederim…

#Trabzonspor
6 yıl önce
Trabzonspor ve Camiacılık
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle