Anadolu''nun üzerine bir karabulut gibi çöken dayatmacılığın getirdiği karamsarlıktan kurtulmak için sık sık Türkiye dışına çıkmak gerekir.

Nuri Pakdil, "Aslında, yaşamın da bir yolculuk olduğunu belki, en iyi yolculukta anlıyoruz" derken, yerden göğe haklı. Yolculuk yapmayanlar dünyada bir yolcu olduklarının bilincine varamaz.

Bizim kültürümüzde yeryüzünde bir yolcu gibi olma özendirilir. "Seyahatte ferahlık vardır." Amerika''ya yaptığım yolculukla, Türkiye''nin yapay gündemlerini dışarıdan izleme imkânı buldum.

Dünyanın gündemiyle Türkiye''nin gündemi birbirinden çok farklı.

Türkiye''ye dışarıdan bakınca, üniversitesiyle, basınıyla, siyasi partileriyle, sivil ve asker bürokratlarıyla bir kördöğüşü içinde olduğu görülüyor. Daha doğrusu, üzerine çöken karabasan yüzünden, ülke dışarıdan hiç görülmüyor.

Bir aya yakın bir süre, Amerika''ya ilişkin izlenimlerimi, gözlemlerimi ve değerlendirmelerimi yazıyorum. Bizim kuşağımız için Amerika deyince akla, emperyalizm, Vietnam savaşı, sömürü, kovboy kültürü, P. Sweezy ve P. Baran gibi Marksist iktisatçılar gelirdi.

İzlenim, gözlem ve değerlendirmelerimde, 68 kuşağının Amerika''sından daha çok Soğuk Savaş sonrasının Amerika''sını anlattığım için bir iki eleştiriye karşı çok sayıda dost da memnuniyetini belirtti.

Biz beğenelim ya da beğenmiyelim, yönetimde, eğitimde, sağlıkta, üretimde ve savunmada dünya standartlarını, dokuz trilyon dolarlık üretimi, beş bin üniversitesi, bütün dünyadan ülkelerine çektikleri akademisyen ve uzmanlarıyla Amerikalılar belirliyor.

Düşmanlarını, daha yerinde bir deyişle, rakiplerini çok iyi tanımayan toplumların, onlarla yarışması ve onları aşması mümkün değildir. Bu yüzden bizler, kendi kültürümüzle birlikte, diğer kültürleri de bilmek zorundayız. Sınırların ortadan kalktığı bir dünyada kendi kabuğumuza çekilerek, kültür ve medeniyetimizi, kendi ülkemizde bile kimseye anlatamayız.

Gazeteci olarak, üstün bir performans gösteren Fehmi Koru, "gazetecilikte, dış gezi yazıları üç günden fazla uzatılmaz ama yorum ve alıntılarla zenginleştirdiğin gözlemler ilgiyle okunuyor" dedi.

Yetmişli yılların başında Las Vegas''ta on gün kalan ve "Gül Yetiştiren Adam" isimli romanında Amerika''nın yaşama biçimini başarıyla anlatan Rasim Özdenören, teşvik etmek için, yazılar bir yıl da sürse severek okuyacağını söyledi.

Uzun yıllar yurt dışında kalmış, Şeref Şensöz, Silikon Vadisinindeki başarının Türkiye''ye yansımasını dileyerek, yakında Anadolu girişimcilerinin Kaliforniya''da da uç vereceğini umduğunu, örneklerle anlattı.

Yıllarını Avrupa ülkelerinde geçirmiş, Namık Kaya, Amerika''nın, İspanya dolayısıyle, Endülüs İslam kültüründen izler taşıyabileceğini hiç düşünmemiştim, dedi.

Konya''dan işadamı Abdullah Türkyılmaz, Amerika''da bir ayağımız olsun diye düşünürdük, artık karar verdiklerini bildirdi.

Amerika''dan Merve Sarıçimen, Esra Esengün, Hülya Peker, Betül Atalay, Atakan Peker, Abdülkerim Çoban ve Muhammet Çolpa gazeteyi internetten daha bir yakından izlediklerini söyledi.

Yöneticilerimiz Hüseyin Besli ve Mehmet Ocaktan onlardan "Amerika Mektubu" başlığı altında izlenimlerimi düzenli olarak yazmamı istediler.

Yolculukta, ferahlıkla birlikte bereket de var.