|
Arafat eşcinsel miydi?

Saddam Hüseyin''in idam edilip ipten indirildikten sonra kafasının tekmelenmesi, aşağılamanın korkunç görüntülerinin yayınlanmasından hemen sonra Filistin eski Devlet Başkanı Yaser Arafat''ın eşcinsel olduğu iddialarının gündeme getirilmesi ne kadar da ilginç!.. Öldükten sonra bile imaj operasyonu, zihinsel operasyon devam ediyor, intikam devam ediyor. Bir kez öldürmek yetmiyor, hafızalarda kalanların da yok edilmesi için defalarca öldürülüyor.

Arafat''ın nasıl öldüğünü ya da öldürüldüğü üzerindeki tartışmaları bu köşede geniş biçimde ele aldık. Bir çok suikast gibi, Arafat suikasti ile ilgili de önemli bilgiler aktardık. Eşcinsel iddialarıyla ölümündeki şaibeler arasındaki bağlantının peşine düşenler, Ortadoğu''nun en karmaşık suikasti hakkında çarpıcı gerçeklere ulaşabilecektir. Tecrit edilen, ambargo altında bırakılan, karargahı basılıp korumaları kurşuna dizilen, günlerce güneş ışığından mahrum bırakılan, sürekli Ariel Şaron''un kendisini öldüreceğini düşünen ve bunu yakın çevresine anlatan, daha sonra da yavaş yavaş öldürülen bir liderin hazin sonunu eşcinsellik ve AIDS iddialarıyla tartışmak çok üzücü olsa da, bazı gerçekleri burada hatırlatmanın özellikle bu dönemde çok anlamlı olduğunu düşünüyorum. İsrail saldırılarına karşı canlı kalkan oluşturan kalabalığa şöyle diyordu: “Terörist Şaron rejimi beni sürgün etse de, öldürse de Filistin halkı yoluna devam edecek….”

Ben Arafat''ın ölmediğine, öldürüldüğüne, zehirlendiğine inandım hep ve bunu da yazdım. Ölümünden hemen sonra da eşcinsel iddiaları ve AIDS iddiaları gündeme gelmişti. Ama dünya, zehirlenme iddialarına maalesef kulak asmadı. Şimdi ayrıntılara bakalım:

Arafat resmi olarak 11 Kasım 2004''te Paris''te 75 yaşında öldü. 29 Ekim''de götürüldüğü hastaneden çıkan cenazesi bile çirkin pazarlıklara konu oldu. Nisan ayında başlayan rahatsızlığı 3 Kasım''da komaya dönüştü. Ölümü hakkında 558 sayfalık rapor hazırlandı. Raporun içeriği hala bilinmezken, hastalığına bir teşhis de konulamadı. Sadece “damarlarında yaygın pıhtılaşma” ifadesi kullanıldı. Teşhis gizlendi. Çünkü cenazesi kadar ölüm şekli de pazarlık konusuydu ve bir çok ülkeyi rahatsız edecek cinstendi. Özellikle İsrail ve ABD''yi... Otopsisine izin verilmedi. Alelacele toprağa verildi. Çünkü gerçek ortaya çıkacaktı.

Ölüm sebebini ABD, İsrail, Ürdün yönetimi, karısı ve ardından Devlet Başkanı olan Mahmud Abbas biliyor. Tabii Fransız doktorlar da. Ancak büyük bir uluslararası skandala neden olacağı için sır gibi saklanıyor. Ardından da böyle söylentiler üretiliyor. Arafat''ın ABD Başkanı George Bush''un onayı ile Ariel Şaron tarafından zehirlendiği elbette bir gün netleşecek. Bazı kaynaklar, ölüm kararının Şaron''la Bush arasında 2004''te yapılan bir telefon konuşmasında alındığını söylüyor.

11 Eylül saldırılarının yıldönümünde (11 Eylül 2003), ölümünden 14 ay önce, şimdiki İsrail Başbakanı Ehud Olmert şöyle diyordu: “Soru nasıl yapacağımız. Sürgün bir seçenek, öldürmek de bir başka seçenek…”

25 yıl özel doktorluğunu yapan Dr. Eşref El Kurdi; Arafat''ın zehirlendiğine inanıyor. Kendisiyle yapılan bir söyleşide, ölümün “gizli suikast” olduğunu söyleyen Kurdi, “Eğer bir Müslüman belirsiz bir sebepten ölürse otopsi zorunludur. Bence Arafat ölümcül bir zehirle öldürüldü. Bunun için otopsi yapılmadı.”

Son altı ayında Arafat''a çok sayıda AIDS testi yaptığını, hiçbir testin pozitif çıkmadığını, dudaklarındaki ve ellerindeki titreme dışında hiçbir sağlık problemi olmadığını, iddia edildiği gibi Parkinson hastası da olmadığını söyleyen El Kurdi, Arafat''ı ölümünden 16 gün önce gördüğünü, karısının yasağı nedeniyle uzak tutulduğunu aktardıktan sonra tespitlerini şöyle sıralıyor:

“O an zehirlendiğini anladım. Yüzünde kırmızı parçacıklar vardı ve derisi metalik sarı renge bürünmüştü. Paris''e götürülmeden önce, Amman''da onu son kez canlı gördüğümde, vücut ağırlığının yarısını kaybetmişti. Kızıllıklar bütün yüzünü kaplamıştı ve sapsarıydı. Ramallah''ta zehirlendiğini ve yavaş yavaş öldüğünü söylemişti.” Elbette hangi zehirle öldürüldüğü bilinmiyor, bilenler varsa da gizliyor.

Ölüm haberi tam 36 saat gizlendi. Filistin yönetiminin talebi üzerine 11 Kasım''da Türkiye saatiyle sabah saat 04:30''da öldüğü açıklandı. Oysa Filistin lideri daha önce öldürülmüştü ama pazarlıklar bitmemişti.

Ölümü iki ülkeyi sevindirdi: İsrail ve Amerika''yı... Onlar sevinçlerini gizleme gereği bile duymadılar. Ona üç yıldır güneş yüzü göstermeyenler de bu iki ülkeydi. Yan odasına kadar gelip en yakın korumalarını kafalarına kurşun sıkıp öldürenler, Filistin halkını toptan imha planları yapanlar da. Şimdi iç savaş çıkartanlar da onlar.

Arafat eşcinsel olsaydı, AIDS''ten ölseydi, inanın, bütün dünya bunu duyardı. Duyulması için dünya medyası seferber olurdu. Gizlemeye kimsenin gücü yetmezdi. Ama bakın, zehirlenme iddialarıyla ilgili kimse bir şey diyor mu?

17 yıl önce
Arafat eşcinsel miydi?
Efendimiz’in (sav) Zekatı-1
Milyonlar milyarlar havada uçuşuyor
Sandık başına giderken…
Operadaki Hayalet’in “kehaneti” gerçekleşirse…
Ayasofya’yı açan adama vefa zamanı