|
Türk kontrgerilla timleri Lübnan ve İsrail’e ne amaçla gönderildi?
27 Temmuz 2006 tarihinde “İşte yayınlamadığım o
” başlıklı bir “buçuk ay gecikmeli” yazıda Kuzey Irak’ta yaşanan bir olayı nakletmiştim. Olay şuydu:

Türk istihbarat birimlerine mensup 2 istihbaratçı, akşam saatlerinde Silopi’nin doğusunda Habur çayı üzerine Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından yaptırılan demir köprüden geçerek Zaho’ya girdi. İstihbaratçılar Zaho girişinde bulunan peşmerge kontrol noktasında durduruldu. Bölgeye girişlerinin yasadışı olduğu söylendi. Kimlik bilgilerini sorup iki istihbaratçıyı gözaltına almak istediler.

Yaşanan tartışma sonrasında, bu kişiler tartaklanarak ellerine kelepçe takıldı ve gözaltına alındı. Zaho’da bir yere götürülen istihbaratçılar uzun süre sorgulandı. Durum Selahaddin kentinde bulunan Mesut Barzani’ye bildirildi. Barzani önce serbest bırakılmalarını istedi sonra bu kararını değiştirdi. Bu arada bir başka İstihbarat yetkilisi gelerek adamlarını almak istedi ancak bu yetkili de göz altına alındı. Saatlerce gözaltında tutulan ve sorgulanan istihbaratçılar, aynı gece saat 01.00 sularında Barzani’den gelen bir talimatla serbest bırakıldı ve Türkiye’ye “iade” edildi. Türk istihbaratçıları önce serbest bırakmayan Barzani, muhtemelen Ankara’dan bir telefonla kararını değiştirdi ve olay büyük bir skandala dönüşmeden kapatıldı...”

Bazı gazetelere de yansıyan bu iddiaları Milli İstihbarat Teşkilatı kesin bir dille yalanladı. Haziran’dan itibaren benzer tartışmalar farklı bir boyutta devam etti. Türkiye’nin Kuzey Irak’a askeri müdahale tartışmaları arasında özellikle Özel Harekat birimlerinin bölgedeki operasyonlarına ilişkin ilginç haberler yayınlandı. Ama bunlar doğrulanmadı.

Şimdi aktaracağım son derece önemli iddialar:

Haziran ayı sonlarına doğru üç bölgeye kontrgerilla timleri gönderilir. Her biri 15 kişiden oluşan timlerden biri Kuzey Irak’a gider. Türkiye’de gizli operasyon tartışmalarının merkezindeki grup budur. Peşmergelerle çatışmaya girerler, birkaç tanesi yaralanır. Tim geri çekilir. 24 Temmuz akşamı bir başka birlik, operasyon için Kuzey Irak’a gönderilir. Ancak bu birimlerin operasyonları Türkiye’den bazı kaynaklar tarafından gerekli adreslere ispiyonlanır, operasyonları deşifre edilir, pusuya düşürülürler. Türkiye’den CIA, Mossad ve Barzani ile irtibatlı çevreler bölgeye gönderilen birimleri ateşe atarlar. Tabi on binlerce asker yığılan sınırın diğer tarafında operasyon yapıldığı iddiaları da yalandır.

İsrail’in Lübnan’a saldırıya başladığı günlerde “Türkiye de bu savaşın içinde” demiştim. Hatta İsrail ve ABD kontrolündeki güçlerin Türkiye topraklarında PKK üzerinden yaptığı saldırılara dikkat çekmiş, “İsrail Türkiye’yi nasıl susturdu” başlıklı bir yazı yazmıştım. Çünkü Lübnan’da patlayan füzelerin sesi Kuzey Irak’a ve Türkiye’ye kadar ulaşıyordu.

Şimdi asıl soruya gelelim: Haziran başlarında başlayıp Ağustos ortasında sona eren kontrgerilla operasyonları başka nerelerde yapıldı? 15’er kişilik gizli timler başka nerelere gönderildi?

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne mensup en gizli birimlerden iki tim İsrail’e gönderilir. Savaş sırasında orada bulunurlar. İsrail’e gidenler Türk-İsrail istihbarat anlaşmaları çerçevesinde buradadır. Bu ülkede yaşayan herkesin, orada ne yaptıklarını sorma hakkı var. Bu soruyu biz de soruyoruz: Savaşın en yoğun olduğu zamanda 30 kişilik iki tim İsrail’de ne yapıyordu?

Dahası var: Bir tim de Lübnan’a gönderilir. Amaçları bilgi toplamaktır. Onlar da savaş sırasında oradaydılar. Ama nasıl olduysa İsrail saldırısı altında kalırlar. İçlerinden biri hayatını kaybeder. Ve geri çekilirler. İsrail’dekiler İsrail’le işbirliği içinde çalışırken Lübnan’dakiler İsrail’le çatışma içinde buluyorlar kendilerini. Nasıl oluyorsa!

Afyon’da eğitim gören bu birlikler simdi yabancılarla birlikte hareket ediyor. 7 yıldır bu birimin içinde bulunan Afyon doğumlu kişinin bu yabancılarla ne işi olabilir? Kimlerden emir alıyorlar? En mahrem birimlerin içinde ABD ve İsrailliler de mi var? Yeni bir operasyona hazırlanıyorlar. Acaba Kuzey Irak’a mı yoksa Lübnan’a mı?

Türkiye zaten Lübnan savaşının içinde. Kuzey Irak’ta ABD ve İsrail nedeniyle kılını kıpırdatmayan, bu güçlerle işbirliği yapan çevreleri kontrol edemeyen ve kamuoyunu yanıltan bilgilere göz yuman Türkiye, gizli birimleriyle İsrail-Hizbullah savaşının tam ortasındaydı.

Bu iddialara karşı söyleyecek sözü olan biri var mı bu ülkede? Bunları tartışacak kimse var mı? Doğrulayacak veya yanlışlayacak kimse var mı? Varsa çıksın ortaya ve bu işin detaylarını da aktaralım.

İşte Lübnan’a bu şekilde gidiyoruz biz. “Barış gücü” olarak. En azından kamuoyu öyle bilecek. Ama birileri safını çoktan seçmiş. Suriye, İran ve Hizbullah’a karşı ABD ve İsrail’in safını. Anadolu çocuklarının orada Türkiye’nin “büyük devlet” olma özlemine mi hizmet edeceğini sanıyorsunuz? Umarız öyledir. Ama ben emin değilim. Gizli eller bizi hızla bir cephenin içine doğru sürüklüyor. Bu konuyu tartışmaya devam edeceğiz...

18 yıl önce
Türk kontrgerilla timleri Lübnan ve İsrail’e ne amaçla gönderildi?
“Gökyüzü gibi bir şey”
Herkes Türk müdür, Türk mü olmalıdır?
"Türkiye bayrağı" meselesi
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek