Önümüzdeki on yıl, dijital iletişim teknolojilerinin hemen hemen hepimizi sarıp sarmalayacağı, bizi sanal bir gerçekliğin içinde hapsedeceği bir dönem olacak.Geçtiğimiz sene İngilizler''in meşhur şifreli uydu kanalı BSkyB, Sky Sports kanalına üye olan izleyicilerine yönelik yeni bir uygulama başlattı. Abonelere dağıtılan özel bir uzak kumanda aleti ile televizyon izleyicileri, seyrettikleri maçı istedikleri kamera açısından, canları çektiğinde oyuncuların istatistiklerini de ekrana çağırarak, dilediklerinde
Önümüzdeki on yıl, dijital iletişim teknolojilerinin hemen hemen hepimizi sarıp sarmalayacağı, bizi sanal bir gerçekliğin içinde hapsedeceği bir dönem olacak.
Geçtiğimiz sene İngilizler''in meşhur şifreli uydu kanalı BSkyB, Sky Sports kanalına üye olan izleyicilerine yönelik yeni bir uygulama başlattı. Abonelere dağıtılan özel bir uzak kumanda aleti ile televizyon izleyicileri, seyrettikleri maçı istedikleri kamera açısından, canları çektiğinde oyuncuların istatistiklerini de ekrana çağırarak, dilediklerinde yavaşlatarak veya pozisyonları tekrarlatarak izleme imkanı buldular. Şansal Büyüka ve Erman Toroğlu gibi maç yorumcularının pabucu dama mı atılıyor yoksa?
Önümüzdeki on yıl, dijital iletişim teknolojilerinin hemen hemen hepimizi sarıp sarmalayacağı, bizi sanal bir gerçekliğin içinde hapsedeceği bir dönem olacak. Bu yeni dünyanın büyük oyuncularının birbirleriyle yaptıkları rekabet, yeni teknolojilerin ve iletişim ortamlarının doğmasına sebep olacak. Gerek bu gelişmelerin altyapısını doğuracak araştırma ve geliştirme imkanlarının büyüklüğü, gerekse bu iletişim ortamına bilgi akıtacak teknik eleman ve donanımın devasalığı, bu sanal dünyada küçük oyuncuların oynama imkanını sıfırlıyor. Geçen yılın sonuna doğru evlenen internet sağlayıcısı American Online ile medya devi Time Warner''ın, geçen ay müzik dünyasının büyüklerinden Emi''yi de bünyelerine katmaları, sanal dünyanın gidişatını gösterdiği için oldukça ilgi çekici.
İnsanların aradıkları tüm bilgileri, bu bilgiler ister haber içerikli, ister müzik yayını, ister görüntü ağırlıklı, ister eğlence amaçlı, ister karşılıklı iletişim maksatlı, isterse eğitime yönelik olsun, tek bir kumanda aleti ile tek bir ekrandan yansıtma yarışı, 2000''leri büyük ölçüde şekillendirecek. İşte bu sebeple bugün birçok telekomünikasyon, elektronik ve bilgisayar şirketi, internet sağlayıcısı ve medya içeriği üreticisi olma hayaliyle tutuşuyor. Yazılım şirketleri mobil telefon üreticileriyle beraber çalışıyor. Televizyonlar giderek bilgisayarlaşıyor. Bilgisayarlar da televizyona benzemeye başlıyor. Radyoların yakın bir gelecekte görüntü ve yazılı bilgi iletir hale getirilmesi için çalışmalar yapılıyor. Yayınevleri kitaplarını elektronik ortama yönlendirme projeleri üzerinde yoğunlaşıyor. Birçok kütüphane artık internet üzerinden sanal kütüphane hizmetleri veriyor. Doktorunuz, avukatınız ve diğer müşavirlerinizle tüm iletişiminiz sanal dünyada gerçekleşmeye doğru gidiyor. Birçok eğitim kurumu, hizmetlerini internet omurgası üzerinden veriyor. Ticaret, sanal ortama geçti bile. Sanat dahi artık sanal oldu. Cep telefonundan internet, televizyondan e-mail artık hayal değil. Ekran denen alet, ister bir TV''nin, ister bir bilgisayarın, isterse bir cep telefonunun üzerinde olsun, çok değil on yıl içinde bizim dünyaya açılan penceremiz, walkmenimiz, telefonumuz, faksımız, kameramız, gazetemiz, televizyonumuz ve sinemamız olacak.
Ekran merkezli bu dünya, tek tek her bir bireyi kuşatacak ve etrafında gerçekte var olmayan ve tamamen o bireyin seçeceği özellikleri taşıyan yalancı bir fanus oluşturacak.
Değişmeyen tek şey, bu fanusun gerisinde olup bitenler. Bugün vatandaş için devlet ne anlama geliyorsa, yarın da her tarakta bezi olan çok daha hacimli bir medya karteli, bilginin alıcı ucunda oturan bizler için aynı anlamı taşıyacak. Big brother, matrix. Hepsi yalanmış. Meğer geleceğimizde kartel varmış da biz görememişiz.
