Hem politika hem de iş hayatında başarılı olmanın yolu, çoğu kez masanın iki yanını iyi tanımaktan geçtiği söylenir. Özal''ın Türk toplumunu dünyaya açarak, büyük bir değişime yol açmasında, masanın iki yanını iyi tanımasının önemli bir payı olduğunu herkes kabul eder.
Toplumların gücü ve zenginliği, üretmesini bilmekten kaynaklanır. Üretim gücünün büyütülmesinde girişimciler vazgeçilmez bir önem taşırlar. Nasıl şairler "gebe bırakan söz"ün ustasıysalar, girişimciler de "üretgen eylem"in ustasıdırlar.
Anadolu insanı ister ürün, ister hizmet, isterse bilgi üretsin, ürettiğini güzel üretmek zorundadır. Hz. Peygamberin kısa bir süre sonra kapatılacak bir mezarda bile, göze güzel görünmeyen bir kısmı düzeltirmesinde olduğu gibi, yapılan bir iş ya da hizmet yerin altında bile olsa, güzel ve kaliteli yapılmalıdır.
Çirkinliğin, kalitesizliğin ve kirlenmenin akılalmaz boyutlara ulaştığı bir ortamda, Anadolu insanı her yaptığı işi güzel yapmayı öğrenmek zorundadır.
Rahmetli Cahit Zarifoğlu, bir şiirinde, "Güzelin düşmanı güzel olur" der. Anadolu''nun güzel insanı, düşünce ve eylemde güzel olmasını bilirse, yalnızca dostları değil, düşmanları bile güzel olur.
Güzel olmanın yolu, masanın iki yanını iyi tanıma yolunda yapılan eğitimle açılır. Kendilerini güzelleştirmesini bilmeyenler, ne dostlarını ne de düşmanlarını güzelleştirirler.
Bizim kültürümüzde güzelleştirme, beşikten mezara kadar devam eden kesintisiz bir öğrenme sürecidir. Bu süreçte iki gününü birbirine eşit olanlar zarardadır.
Hayatı güzelleştirme, bugünü dünden, yarını da bugünden daha güzel kılmaya bağlıdır. "Toplam Kalite Yönetimi" adı altında son yıllarda, bütün dünyada tartışılan, her cephesiyle hayatı güzelleştirme gayretidir.
Geleceğin sermayesi, herşeyini güzel yapan, güzel insandır. Özel, kamu ve gönüllü kuruluşlarıyla bütün bir toplum, güzel insanların elinde güzelleşir.
Toplum özel ve kamu kesimiyle bir bütündür. Güzelliğin eğitimiyle, ekonomik, sosyal, kültürel ve siyasal boyutlarıyla hayat yaşanır kılınmakla kalmaz, büyük bir güzellik de kazanır.
Eğitim ve güzellik, et ve kemik gibi, birbirini tamamlayan bütünün parçalarıdır. Biri olmadan diğeri olmaz. Birinin başarısı, diğerinin başarısını da belirler.
Masanın iki yanını tanımayanlar, hayatı güzelleştiremedikleri gibi, kendilerini Cennet, başkalarını da Cehennem bilirler.
