Kuruluşların gelecek yıllardaki başarıları, geçmiş yıllarda araştırma ve geliştirme çalışmalarına yaptıkları yatırımlara bağlıdır. Her kuruluş dünyadaki bilimsel ve teknolojik değişmelere uyum sağlamak için, elindeki kaynakları, en uygun ve en verimli bir biçimde değerlendirmek zorundadır. Bu yüzden, yatırım projelerinin hazırlanması, “ekonomik” ve “kültürel” karlılık analizlerinin yapılması, hem kuruluşlar, hem de ülke ekonomisi açısından büyük önem taşır.

*

Yatırımlar ister özel, ister kamu, isterse gönüllü kuruluşlar tarafından gerçekleştirilsinler, ana ve değişmez hedefleri ürettikleri ürün ve hizmetlerin maliyetlerini düşürmek ve kalitelerini artırmak olmalıdır. Duvarsız ve kapısız bir açık pazara dönüşen dünyada büyük bir hız ve yoğunluk kazanan rekabete, ayak uyduramayan kuruluşlar varlıklarını koruyamazlar. Kuruluşlarda kötüye gidişin işaretleri genellikle aşağıdaki şekilde sıralanmaktadır.

*

* Kuruluşların uluslararası pazarlarda rekabet üstünlüğü kazanmak için yarışmayı bırakıp, kuruluş içi tayin ve terfi sorunlarıyla uğraşmaya başlamaları.

* Stratejik projelerle kuruluşların gelecek yıllarını planlamak yerine, nereden nereye geldiklerini anlatmaya öncelik vermeleri

* Sınırsız dünyadaki gelişmeler karşısında orkestralardan daha çok orduları örnek alan yönetim anlaşıylarına dört elle sarılmaları.

* Kuruluşların üst yönetiminde, Yönetim Kurulu Başkanı ile Genel Müdürün görevlerinin birleştirilerek, karar ve uygulama yetkilerinin tek kişide toplanması.

* Kuruluşlarda baş icra sorumlularına özel uçakların alınması ve heryerin kuruluşun bayraklarıyla donatılması.

* Kuruluşların yaptıkları en küçük yatırımların bile politikacılara açıtırılmaya çalışılması

* Kuruluşun işbirliği yaptığı bankaların sayılarının ve kredi limitlerinin sürekli olarak az görülmesi.

* Kuruluşlarda gösterişe dönük, üretime katkısı olmayan ölü yatırımların büyük bir hız ve yoğunluk kazanması

* Kuruluşlarda verimliliği ve toplam kaliteyi artıracak kurumsallaşma ve eğitim çalışmalarına ara verilmesi

* Kuruluşların öz kaynaklar yerine dış kaynaklara ağırlık vererek, vergi ve sigorta borçlarını geciktirmeleri.

*

Bilimsel ve teknolojik alanda, “tek değişmeyenin değişme” olduğu kuruluşlar dünyasında, gelen yılları geçen yıllarıyla eşit olanlar, kaçınılmaz olarak daha iyyie değil, daha kötüye giderler. Dünyadaki trendleri doğru okuyamayan kuruluşlar, kendilerini güçlü kılacak uzun vadeli hedeflerden daha çok kısa vadeli hedeflere odaklanırlar. Kısa vadeli düşünen kuruluşlarda, üst düzey yöneticilir de, ağaçlardan ormanı göremezler.

*

Yirmibirinci yüzyılda, Almanya kalitesinde, Çin fiyatında ve Amerika albenisinde ürün ve hizmet üretmeyi hedeflemeyen kuruluşlar, uzun ömürlü olamazlar.

*

Kuruluşların can suyu geleceğe odaklanmaktır.