|
Stratejik mazeretler: "Yılan aldattı, o yüzden yedim"

Dışişleri eski Bakanı Hillary Clinton"un, "Irak ordusunu kimin yönettiğini ve bu olaylara başka kimlerin dahil olduğunu bilmek gerekir" gibi özlü açıklamalarına yerli medyanın körleşmesine kızsak da, "IŞİD"in başlattığı kriz Türkiye ve İran"a sıçrayabilir" açıklamasını büyütmesi normal.

Libya vakası ve sağlığı ile ilgili ön-kesmeleri aşabilirse, Obama"dan sonra Oval Ofis"e aday olacak Clinton"un yorumu, belli ki görevi sırasında edindiği "genel" bilgilere yaslanıyor.

Bu açıklamayla aynı zamanda ve-ilginçtir-Türk medyasının neredeyse tamamında "ilintili" haberler yer buldu... "IŞİD, Türkiye"den toprak istiyor", Radikal, 18/06. "IŞİD, Hatay"ı istiyor", Vatan, 18/06. " IŞİD, Türkiye"den toprak talep edebilir", Sözcü, 18/06 ve niceleri...

İlk bakışta IŞİD"in böyle bir açıklama yaptığı izlenimi veren haber; "Irak Şam İslam Devleti" örgütünün kısaltması bazı haber ajansları tarafından "IŞİD"olarak değil "ILİD" olarak kullanılıyor. Şam"ı temsil eden "S" yerine kullanılan "L" harfi Levant bölgesini temsil ediyor. Türkiye "den Levant bölgesine giren tek şehir ise Hatay" çıkarımına (!) dayanıyor.

Anlıyoruz ki, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu"nun Levant ve Sykes-Picot üzerine yaptığı açıklamalar-ki Diyarbakır"da yapıldı-meselenin hayli önceden sezildiğini/anlaşıldığını gösteriyor... ("Büyük Restorasyon: Kadim"den Küreselleşmeye Yeni Siyaset Anlayışımız", Dicle Üniversitesi, A. Davutoğlu, 15/03/2013)

Şu sözler Hatay-Antakya"da önemli arkeolojik ve tarihi çalışmalara imza atan Princeton"lı Profesör C.R. Morey"e ait; "Bu keşfin başlıca amacı, Antakya"nın geç antik dönemde Yakındoğu"nun başkenti olduğunu, Roma, Konstantinopolis ve İskenderiye ile birlikte Diocletianus"un yeni imparatorluğunun dört metropolünden biri olan büyük Antakya tarihini ortaya çıkarmak olmalıdır. Burası, Doğu ile Batı"nın kültürel akımlarının bir arada bulunduğu, hem Latin hem Yunan hem Sami Arap, Filistin ve Mezopotamya ile Pers İran geleneklerinin kaynaştığı bir merkezdi." Tarih: 1936.

Peki, IŞİD gerçekten "sıçrar mı"? Şu ana kadar izlenen davranış kodları bu örgütün Türkiye"yle herhangi bir şekilde karşılaşmak istemediğini gösteriyor. Alıkoymalar dahil, fazla girmiyorum. Zaten bahsedilen "sıçrama" bizzat IŞİD"in saldırması değil, "krizin sıçraması"; ne demek istediklerini anlıyoruz, seçim dönemlerinde duramıyorlar, deneyebilirler, olmayacak.

Nihayet, ABD Dışişleri eski Bakanı"nın açıklamaları önemlidir ama "kitap tanıtımını" biraz köpürtmüş olabilir. Oysa Başkan Obama"nın Perşembe günü yaptığı açıklama daha faydalı duruyor. İlgili haber; "Obama, Irak"ın radikal grupların yuvası haline gelmesinin ABD"nin çıkarları için önemli olduğunu ifade etti. Bunu açıklarken bölgedeki müttefiklerini korumaya söz verdiklerini hatırlatan ABD Başkanı, Ürdün"ün Irak"a çok yakın olduğundan bahsederken Türkiye"den bahsetmedi!" (Milliyet, 20/06)

Muhalifler meraklıdır, buradan ancak "ABD bizi korumayacak" çıkarırlar, değil; korumaya gerek yok çünkü sıçramayacak ve sıçrayacağı yer de-taze stratejik/istihbari veriye dayanıyor-Ürdün"dür! (Sadece Obama"nın yaptığı gönderme yüzünden değil, bu konuda algı seçiciliği olanlar öncü depremleri işaretlemeye başladı bile.)

İyi ama Ankara bu krizden zarar görmeden çıkabilecek mi? Time dergisinin son nüshası Türkiye"ye daha fazlasını vaat ediyor! "Irak"ın Sonu" başlıklı kapakla çıkan Time"a göre; "Türkiye uzun süredir bölgede bir Kürt devleti kurulmasına karşı çıkma pozisyonunu gözden geçiriyor. Belki de Türkler ve Irak"taki anarşi arasında petrol zengini bir tampon o kadar da kötü değildir." ("The End of Iraq", Michael Crowley, Vol: 183, 19/06)

İnanıyorsanız mesele yok ama.. Bu davete Ankara"nın ne kadar icabet ettiği henüz bilinmiyor. Ankara; stratejik enerji politikalarının bir boyutu, içeride yürüttüğü çözüm sürecinin bir bileşeni, karşılıklı yüksek ekonomik ilişkiler ve elbette bölgede arzu ettiği barış/huzur ortamının bir katalizörü olarak Erbil hükümetiyle yakın ilişki kuruyor. Hepsi makul.

Fakat Musul"un IŞİD"in eline, Kerkük"ün de Erbil"in eline geçmesi ile ortaya çıkan yeni durum yeniden okuma gerektiriyor mu, gerektirmiyor mu?..

Çok tuzaklı bir durum ve hepsinin yakalanması gerekiyor. Ters açılı bir tanesini açayım... IŞİD"i "bölgede destekleyen ülkeler" ile Saddam-Baas ortaklığı Musul"u ele geçirirken, Kerkük"ün Erbil"e itilmesini kurduklarını varsayarsak; "Ankara-Erbil ilişkisi bozulsun istiyorlar ve Kerkük"ten sonra hemen/yeniden ortaya atılan "bağımsızlık" lafı odur!"

PKK"nın Kuzey Irak bölgesel yönetimi ile aynı saflarda, Türkleri alıkoyan IŞİD"e karşı durma arzusunu anlamak, bu üçayağın aralarında ahenk var mı, kim kuruyor bilmek zorundayız.

Sersemletici bir soru daha var: Ortadoğu"nun kolonyal sınırlarını bugün hangi ülkeler savunuyor ya da o sınırlara hangi ülkeler saldırıyor?.. Liste sizi şaşırtabilir.

twitter.com/nedretersanel

10 yıl önce
Stratejik mazeretler: "Yılan aldattı, o yüzden yedim"
Türkiye’nin tezlerini kim anlatacak…
Enflasyon ile mücadelede beklentileri kırmak ve fiyat yapışkanlığının önüne geçmek
Cari açık ve Gabar’dan gelecek 3,2 milyar dolar
Küresel savaşın kaçınılmazlığına dâir
Yeni tehditler ve Türkiye’nin kurumsal güncellenmesi