Sevgili okuyucular, bu satırların yazarı, CHP Mutfağı''nın muhteris aşçısı Önder Sav''ı boşuna "Önder Somer" diye anmıyor!
CHP''deki şu tüzük değişikliği hikayesini, Önder Bey''in mutfakta ne hinlikler pişirdiğini göstermesi bakımından çok aydınlatıcı buluyorum.
Bir ay kadar önce Yargıtay Başsavcılığı''nın CHP''nin hangi tüzüğü uyguladığını soran ilk yazısını (tebligatını) Kemal Bey''den tam sekiz gün boyunca saklamıştı, Önder Sav!
Yeşilçam''ın unutulmaz karakter oyuncularından Önder Somer de buna benzer numaralar yapardı, o eski siyah-beyaz filmlerde…
Kılıçdaroğlu, tebligatın varlığından Deniz Baykal''la yaptığı görüşmede haberdar olmuştu!
***
Yargıtay Başsavcılığı''nın ikinci tebligatından sonra bazıları nihayet işin ciddiyetini kavradılar.
Üç gün önce Yargıtay''ın kararı özel kurye ile Önder Sav''a ulaştırıldığında…
Önder Bey, arkadaşlarını toplamış ve "Kurultaya gitmemize gerek yok. Genel başkan yardımcıları istifalarını verir, tüzük uygulamaya konulur, genel başkan da on üç genel başkan yardımcısını atar, biz de işimize bakarız…" demiş!
Sav, bu durum değerlendirmesinin üzerinden birkaç saat geçtikten sonra "lütfen" Kemal Bey''i de haberdar etmiş!
CHP''nin "genel başkanı" ne yaptı?
Çıktı, basına aynen Önder Sav gibi konuştu:
Kurultayı toplamayacağını söyledi.
Kemal Bey, Mayıs''taki kurultayda seçilen Parti Meclisi''nin geçerli olduğunu, tüzük değişikliği için kurultay toplamalarına gerek olmadığını düşünüyor!
***
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, "Muhakkak tüzük kurultayı toplanmalı" diyor ya…
Mutfağından Önder Sav''ın tıkırtıları gelen CHP de, kendi bildiğini yapmaya devam eder, Yargıtay''ın kararına uymazsa/direnirse?
Önce CHP''ye ihtar verilmesi, ardından konunun Anayasa Mahkemesi''ne taşınması mümkün olabilecek!
CHP Ankara Milletvekili Yılmaz Ateş, kurultayı toplamadan Yargıtay Başsavcılığı''nın isteklerinin yerine getirilmesi durumunda "CHP''nin kapatılmasının istenebileceği" bir yolun dahi açılabileceğini söylüyor.
Hadisenin o boyuta varacağını sanmıyorum.
Buradaki çarpıcı husus, Önder Sav''ın mutfaktaki pozisyonunu koruyabilmek uğruna, hukuki sürece ince numaralarla nasıl direndiği ve mücadele ettiğidir.
***
Önder Bey, kuşkusuz bir Kadir İnanır değil, "Bu parti benim uleynnn, kimseye yar etmem, Kemal de benim dediğimi yapacak!" diye nara atmıyor…
Gelgelelim, amacına "Önder Somer gibi yaparak" ulaşıyor:
Kibarca oynayarak, sakinliğe vurarak, "sessiz ve derinden giden" numaralar çekerek, kimi zaman da ters köşeye yatırarak netice alıyor.
***
Aslına bakarsanız, Yargıtay Başsavcılığı''nın uyarısı Kemal Bey''in, Önder Sav''ın prangalarından bir nebze olsun kurtulabilmesi için kendisine elverişli bir fırsat sundu!
Tabii, Kemal Bey bu fırsatı değerlendirebilecek mi? Değerlendirmek isteyecek mi?
Önemli olan, işin bu tarafı: Bekleyip göreceğiz.
CHP''nin şu an için tüzük kurultayına gitmeyeceği belli. Kemal Bey''in demeci bunu gösteriyor.
Bu durumda, CHP lideri tüzüğü uygulamaya koyar, yeni genel başkan yardımcılarını atar, bunlardan birisi de Önder Sav olur:
Yani, CHP bu defa da, "güçlü bir genel başkan yardımcısı"na kavuşur!
***
Şimdi, akla şu soru geliyor. "Yahu, Kemal Bey, hep böyle Önder Sav''ın vesayeti altında mı genel başkanlık yaşamını sürdürecek?"
Latif Demirci''nin esprisinde olduğu gibi, kontrol dışına çıkabileceğinin düşünüldüğü anlarda gözlerine Önder Sav tarafından lazer mi tutulacak?
Mesela, Önder Bey, -beklendiği gibi- Çankaya Köşkü''ndeki 29 Ekim resepsiyonuna gitmiyor.
Uzun süre "düşünen" Kemal Bey de sürpriz yapmadı, resepsiyona katılmayacağını açıkladı.
Kılıçdaroğlu, böylelikle hem "Türbanı biz çözeriz" çıkışını çöpe attı; hem de "Önder Sav Hapishanesi"ndeki "prangalı mahkum"luğunu devam ettirmiş oldu!
***
Kemal Bey, kendisini genel başkanlık koltuğuna oturtan sürecin mimarı Önder Sav''a minnet duyuyor olabilir. Bununla birlikte, ben Kemal Bey''in giderek mevcut "prangalı" durumundan rahatsızlık duymaya başlayabileceğini düşünüyorum.
Kemal Bey, CHP''nin iktidara gelebilmesi için mutlaka sağ kitlelerden oy almak gerektiğini, bu yüzden de CHP''nin müthiş katı olduğu bazı temel hususlarda politika değişikliğine gitmesi gerektiğini düşünüyor.
Örneğin, Önder Sav''dan çok farklı olarak, türbanla ilgili ılımlı açıklamaları, bu yüzden…
Önder Bey ise "CHP''nin iktidar olabilme hayali"nden ziyade…
Kendisinin partideki iktidarını önceliyor, her defasında bu iktidarı "pekiştirmeye" çalışıyor!
Bir yöntem farklılığı var, bu ikili arasında...
Kemal Bey, Önder Sav''ı aşamadığı için…
Türban örneğinde olduğu gibi, politik çıkışlara dayalı oyunu/taktiği boşa gidiyor.
