Bölge bir hayli hareketli. Müthiş bir diplomasi trafiği var. Genelde Ortadoğu, özelde Filistin konuşuluyor. Washington-Ankara yaklaşımlarının örtüştüğü ve ayrıştığı noktalar var. Denklemin Suriye ucunda Türkiye, terör örgütü PKK/SDG’nin tasfiyesi için yoğun bir mesai harcıyor. Trump’ı da aşan Amerikan devlet politikası İsrail’in güvenliğidir. Netanyahu Trump’la görüşmek için ABD’ye giderken “Ortadoğu haritasını yeniden çizmek istediğini” söyledi. ABD ve İsrail’in bölgesel haritaları örtüşüyor mu,
Bölge bir hayli hareketli. Müthiş bir diplomasi trafiği var. Genelde Ortadoğu, özelde Filistin konuşuluyor. Washington-Ankara
örtüştüğü
ve ayrıştığı noktalar var.
Denklemin Suriye ucunda Türkiye, terör örgütü PKK/SDG’nin tasfiyesi için yoğun bir mesai harcıyor.
Trump’ı da aşan
Amerikan devlet politikası
İsrail’in
Netanyahu Trump’la görüşmek için ABD’ye giderken
“Ortadoğu haritasını yeniden çizmek istediğini”
söyledi. ABD ve İsrail’in bölgesel haritaları örtüşüyor mu, soru işaretidir. Trump’ı sınayacak şey; Netanyahu’nun İsrail’in güvenliğiyle ilgiliymiş gibi sunduğu
maksimalist taleplerle bölgesel gerçekler arasındaki uçurumdur.
S. ARABİSTAN DİRENEBİLECEK Mİ?
Trump’ın bu konuda bir denge sağlamaya çalışması kaçınılmaz. Anlaşılan
yapılacak. Bazı başlıklarda İsrail çizgisinde, bazı başlıklarda farklı politikalar izlenecek. ABD Başkanı, İsrail’in Filistin’de ilhak planını onaylıyor. İki devletli çözümle ilgilenmediğini ortaya koyuyor. Filistinlilerin Mısır ve Ürdün’e sürülmesini istemesi bu yüzden (
, “İnsanlık dışı” dedi.)
Bu konuda S. Arabistan’ın nasıl bir pozisyon alacağı önemli. ABD Başkanı,
S. Arabistan-İsrail normalleşmesi
üzerinden bölgeyi bağlamayı önceliyor. Trump’ın temsilcisi iki başkent arasında mekik dokuyor. İsrail’in ABD Büyükelçisi Y. Leiter, normalleşmenin her zamankinden daha mümkün olduğunu belirtti. S. Arabistan,
Ankara’nın da telkinleriyle,
iki devletli çözümü şart olarak ileri sürüyor. İsrailli elçi bu konunun “Müzakerelerle yönetilebileceğini” söyledi.
İRAN KONUSUNDA AYRI DÜŞEBİLİRLER
Tel Aviv’deki radikaller İran’ın
nükleer santrallerinin vurulmasını
istiyor. Tahran’ın 12-18 ay içinde nükleer silah elde edebileceğine ilişkin
haberler dolaşıma girmeye başladı
. Bu çerçevede Trump’tan sığınak delici bomba istiyorlar (Biden’ın durdurduğu MK-84’ün sevkiyatına onay verdi.) İsrail’in taleplerine rağmen Trump’ın İran ile masaya oturması, “maksimum baskı” politikası uygularken arka planda nükleer çalışmalardan vazgeçmesi, Suriye ve Irak’tan uzak durması, Yemen’le ilişkisini kesmesi karşılığında anlaşma önermesi bekleniyor.
TRUMP’TAN İSRAİL’E, TÜRKİYE UYARISI MI GİTTİ?
ABD Başkanı Trump, Suriye’deki askeri varlığının geleceğine ilişkin henüz net bir şey söylemedi. Ama işaretler geliyor. İsrail devlet televizyonu Kan, “Trump’ın Suriye’den binlerce Amerikan askerini çekmeyi planladığı İsrail’e iletildi” haberi geçti, ortalık karıştı. Haberde, bu mesajın İsrail’de derin bir kaygı yarattığı da vurgulandı. Trump’ın daha sonra yaptığı açıklama ise şöyle: “Suriye’ye müdahale etmeyeceğiz. Orası sorunlarla dolu bir yer.”
Trump yönetiminin İsrail’i
“Suriye yönetimi aleyhine açıklama yapma” diye uyardığını
yazmıştık. Çünkü Trump, Suriye’yi yeni bölgesel denklemin bir parçası olarak görüyor. Bir dostum dedi ki… “
Benzer bir uyarı Türkiye’yle ilgili de gitmiş olabilir.
İsrailliler Türkiye’yi açıkça hedef almaktan kaçınıyor. İsrail Savunma Bakanlığı’nın
son basın toplantısında ‘Suriye’deki Kürtler’ konusuna değinilmemesi
dikkat çekici.”
ÖRGÜTE SUFLE TEL AVİV’DEN Mİ GELİYOR?
İsrail’in hedefi
Suriye’nin dört kantona bölünmesi.
Ahmet Şara liderliğindeki
yeni Suriye yönetiminin de devrilmesini i
stiyorlar. Bu kapsamda Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütüyle yakın temastalar. Şu mesajların hepsi, terör örgütünün İsrail’le “ortak” olduğunu gösterir: Terör örgütü SDG’nin K. Irak sözde temsilcisi F. Hüseyin, Ahmet Şara’nın devrileceğini ileri sürdü (Bu açıklamayı İran’ın
yarı resmi haber ajansı Mehr’e
yaptı). Sözde sözcü İlham Ahmed, İsrail’in Suriye’deki sınır bölgelerinin güvenliğinde rol oynaması gerektiğini savundu (Bu açıklamayı
yaptı.)
Terör örgütü PKK/SDG, “Silah bırak, Şam’a entegre ol” çağrısını yanıtsız bırakıyor. Söylenen o ki…
Suriye ordusuna entegrasyon için iki yıl istediler
(Zaman kazanmaya çalışıyorlar). Başka talepler de ileri sürdüler (Enerjiden pay, toprakların yönetimi, orduya blok katılım.) Bu talepler için
şantaj
. Ahmet Şara bugün Ankara’da
misafiri olacak. Her halde bu konular detaylı bir şekilde masaya yatırılacaktır.
Trump göreve geldikten sonra DEAŞ tehdidini büyütecek bazı provokasyonlar da yapıldı. Örgüt, ABD’de terör saldırısı düzenledi. Ancak Trump konunun üzerinde pek durmadı. Geçtiğimiz hafta, ABD Başkanı’nın Suriye, PKK ve hatta DEAŞ konusuna nasıl baktığına ilişkin ilginç bir işaret de geldi.
TERÖRİSTLERİN MAAŞLARI DA KESİLMİŞ
Biliyorsunuz, ABD yönetimi yurtdışında yapılan yardımları 24 Ocak’ta kesme kararı aldı.
Bu karar, 27 Ocak’ta DEAŞ’lı teröristlerin tutulduğu, terör
örgütü
PKK’nın elindeki El Hol kampına da ulaştı.
Kararda 14 günlük bir süre verilse de El Hol kampını koordine eden
ABD’li kuruluşlar bir gün sonra kampı terk etti
(The Economist). Kampta gardiyanlık yapan teröristlerin maaşlarının bile bu fonlardan ödendiği, bu maaşların da kesildiği yazıldı (BBC). Elebaşı Ferhat Abdi Şahin “Tüm destek kesildi. USAID ve Blumont gibi kuruluşlar kampta çalışmayı bıraktı” dedi.
Önemli mi? Bence çok. Trump yönetiminin, bu kampa yardımları keserken, DEAŞ şantajını dikkate almadığı, SDG/PKK’nın taleplerini de umursamadığı anlaşılıyor. Yakın zamanda bu karardan cayar mı, bilmiyoruz. Aynı tavrı askeri konularda da alır mı, onu da göreceğiz.
#ABD
#Suriye
#Orta Doğu
#Yahya Bostan