|
Terörle ‘ölümüne’ mücadele hazırlığı

Terörle mücadelede kritik bir aşamadayız. Meselenin Suriye boyutu ile ilgili ABD tarafında önemli gelişmeler oluyor. Irak ayağında ise Bağdat’la -ABD ile eşzamanlı- önemli bir diplomasi trafiği yürütülüyor. En başından bu yana yaşanan gelişmeler ve perde arkası bilgilerle süreci takip ediyorum. Bu iki alanda süreç hızlandı. Gelişmeleri aktaracağım, yazının sonunda da ABD’nin PKK’dan kurtulma planını anlatacağım.

Bugün Irak’la yürütülen sürecin başlangıç noktası Ağustos 2023’tür. O tarihte
Dışişleri Bakanı Hakan Fidan
Irak’a çıkarma yapmıştı. Tüm taraflarla görüşmüş, terör örgütüyle işbirliği yapan kesimleri uyarmış, Irak’tan PKK’yı terör örgütü olarak tanımasını istemişti (Detaylı bilgi için bu yazımıza bakabilirsiniz;
Çok Katmanlı Irak Dosyasının Detayları, Ağustos 2023) Kalkınma Yolu, namı diğer Kuru Kanal
, iki ülkeyi etrafında kenetleyen ortak çıkardı. Irak tarafı 16 Aralık’ta Ankara’da yapılan güvenlik zirvesinin ardından
PKK’yı ilk kez terör örgütü olarak tanımladı
. Bu tarihten sonra gidiş gelişler hızlandı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, MİT Başkanı İbrahim Kalın
Irak’a ziyaretlerde bulundu.
Haşdi Şabi lideri Feyyad
dahil Irak siyasetinde rol oynayan birçok isim Ankara’da ağırlandı.
TALABANİ AYNI YERDE
Irak sınır muhafızlarının terör örgütü PKK’nın etkili olduğu bölgelere 27 Şubat’ta konuşlanmaya başladığına daha önce dikkat çekmiştik. PKK tepki göstermişti. Ankara’nın yoğun baskısına rağmen pozisyonundan geri adım atmayan
Bafel Talabani
’ydi. Süleymaniye’yi
-MİT’e özel operasyon sahasıdır-
kendisine mesken tutan Talabani, Irak sınır muhafızlarının bölgeye yerleştiği gün tarafını açıkça, ilk kez 3 Mart’ta dile getirdi: “
PKK düşmanımız değil, onlarla ilişkimiz var
. Türk devleti DEAŞ’a karşı savaşan üç yakın arkadaşımı öldürdü.” Türk kamuoyuna yansımayan bu açıklamanın Ankara’da rahatsızlık yarattığına şüphe yok. Nitekim bu açıklamanın hemen ardından MİT Süleymaniye’de iki ayrı operasyon düzenledi ve üst düzey iki PKK’lı teröristi etkisiz hale getirdi.
ÖNCE IRAK, SONRA SURİYE
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kritik açıklaması bundan sonraya rastlar. Erdoğan 4 Mart’ta “Irak sınırımızı güven altına alacak çemberi tamamlamak üzereyiz.
Bu yaz Irak sınırımızla ilgili meseleyi kalıcı olarak çözüme kavuşturacağız.” dedi. Duhok Valisi Ali Tatar,
bölgeye yerleşen Irak birliklerine tepki gösteren PKK’ya yanıt verdi, “Amedi bölgesindeki köylerin yüzde 60’ı boşaltıldı, tahrip oldu. Sınırı Irak güçleri koruyacak. Amedi’de yerinden edilenler evlerine dönecek” dedi. İkinci
Ordu Komutanı Korgeneral Metin Tokel
sınıra giderek Iraklı yetkililerle sınır hattının güvenliğini konuştu. Dışişleri Bakanı Fidan, Milli Savunma Bakanı Güler ve MİT Başkanı Kalın güvenlik zirvesi için dün Bağdat’a gitti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da Nisan ayında ülkeyi ziyaret etmesi bekleniyor.
Bir haftaya sığan bu gelişmelerin bize söylediği şudur:
Türkiye Irak sınırı hattı boyunca 30 kilometre derinliğinde bir temizlik hamlesine hazırlanıyor
. Bunu Irak’la koordinasyon içinde yapıyor. Terörle ‘ölümüne’ mücadelede dönemine giriyoruz. İlk önce Irak, sonra da Suriye temizlenecek.
WASHİNGTON’DA SURİYE VE TERÖR GÜNDEMİ

Ankara, tüm hazırlıklarını “göbeğini kendi kesecekmiş gibi” sürdürüyor ama belki de Suriye’ye bir operasyona gerek kalmaz. Çünkü ABD ile de önemli bir müzakere süreci yürütüldüğü anlaşılıyor.

1 Mart’ta çıkan “
ABD PKK’yı Masaya mı Koydu?
” başlıklı yazımın üzerinden çok geçmeden iki önemli gelişme oldu. Bakan Fidan, ABD’ye
Stratejik Mekanizma Toplantıları
çerçevesinde bir ziyaret gerçekleştirdi. İki ülke çalışma grupları stratejik konuları ele aldı, daha sonra konular bakanlar düzeyinde masaya yatırıldı.
MİT Başkanı Kalın
da ABD’ye giderek
CIA Başkanı Burns
ile görüştü. Çantasında PKK, FETÖ, DEAŞ terör örgütleriyle mücadele, Irak-Suriye sahası ve Gazze vardı.
1 Mart tarihli yazımda “ABD’nin Türkiye’ye yakın vadede şunları söylemesi beklenir” demiş ve sıralamıştım: “Suriye’de DEAŞ’la siz mücadele edin. DEAŞ mensupları ve ailelerinin kaldığı
El Hol
kampının kontrolünü sağlayın. YPG’nin Şam rejimiyle entegrasyonunu destekleyin. Petrol bölgesi Deyrizzor’da SDG (Biz PKK/YPG diyoruz) unsurları varlığını sürdürsün. Bunun karşılığında PKK/YPG’nin Türkiye’ye yönelik tehditleri son bulsun.”
Fidan-Blinken görüşmesinin ardından yapılan açıklamada
terörle mücadele ve Suriye konuları ön plana
çıktı. Terörle mücadelede işbirliği vurgusu yapıldı. Ve daha önemlisi
DEAŞ bağlantılı tutukluların ve kaldıkları kampların durumuna işaret edildi. Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Öncü Keçeli
Ankara’nın Washington’a PKK ve FETÖ ile ilgili beklentiler konusunda net mesajlar verdiğini açıkladı.
ABD’NİN PKK’DAN KURTULMA PLANI
Önümüzdeki tablo bize
ABD’nin PKK konusunda henüz istenen noktaya gelmediğini söylüyor.
Ancak ABD’nin bölgeden çıkma ve terör örgütü PKK kamburundan kurtulma konusunda kafasının biraz daha net olduğunu düşünüyorum. Bir süredir bu konuyu araştırıyor ve Washington’un PKK’dan kurtulma stratejisine yönelik açık kaynakları tarayarak bilgi edinmeye çalışıyorum. Okuduğum Batı kaynaklı rapor ve makalelerden çıkardığım sonuç şu:
Bir. Biden yönetimi Suriye’den çıkmak için
Şam rejimi ile SDG’nin yakınlaşmasını teşvik edecek.
İki. Şam rejiminin Rus-İran baskısından kurtulması için Esad’a dönük yaptırımların gözden geçirilmesini gündemine alacak. Üç. Ülkenin kuzey ve kuzeydoğusundaki petrol ve tarım alanlarına Esad rejiminin erişimine izin verecek. Dört. Karşılığında SDG için -Kuzey Irak benzeri- kısmi otonomi ve
SDG’deki teröristlerin Suriye ordusuna katılımını talep edecek
. Beş. DEAŞ’la mücadelede Türkiye ile yakın bir çalışma içine girecek. Amerikalıların PKK’lıları “Biz burada kaldığımız müddetçe durum sizin için daha iyiye gitmeyecek” diyerek ikna etmeye çalıştığı anlaşılıyor (Moskova ve Tahran’ın bu konuya nasıl baktığı ise başka bir tartışma konusu.)

Daha önce de yazmıştım: Kullanıldıktan sonra çöp kutusuna atılmak tüm terör örgütlerinin kaderidir. PKK’nın da aynı gerçekle yüzleşeceğini bugün olmazsa yarın mutlaka göreceğiz.

#Politika
#Diplomasi
#Yahya Bostan
1 ay önce
Terörle ‘ölümüne’ mücadele hazırlığı
Kamu tasarrufu
BİT’lere kadrolu işçi alımında acilen tedbir alınması gerekiyor
Tarih bizi çağırıyor ama biz birbirimizle boğuşuyoruz!
İYİ Parti kongresinin kazananı kim
Şule öğretmen ve yeni maarif modeli