Albert Einstein der ki: ''Sol beyin sadık bir hizmetçi, sağ beyin ise kutsal bir armağandır.''. Müzik hem sağ ve hem de sol beynin kullanan alanlardan biridir. İnsan beyni mükemmel bir yapıya sahiptir ve beyindeki sağ ve sol lobların işlevleri de birbirlerinden oldukça farklıdır. Sağ lobun genellikle duygular, inanma ve hayallerin etkisinde olduğu ve fotoğrafik, yani bütünsel öğrendiği, dolayısıyla bilgiyi sıra ile işleyen sol lobun aksine sağ lobun öğrenmede çok daha hızlı ve etkili olduğu tesbit edilmiş. Sağ lobun işlevlerinden biri de, insanın mucidlik ve üretkenlik özelliklerine sahip olmasıdır. Üretkenlik, geniş anlamda sanatsal üretkenliği de kapsamaktadır. Meselâ bir ressamın, bir heykeltraşın, bir hattatın, bir müzehhibin, bir bestekârın üretkenliği, beynin sağ lobunun işlevleri arasındadır ve bu meslek erbâbı sanatçılar sanatlarını icrâ edip üretirlerken beyinlerinin sağ lobları çalışmaktadır.
Beyninin sadece sol lobunun gelişmiş olduğu düşünülen ve bu lobu iyi kullanan kimselerin üretken düşünebilmelerinin, aynı zamanda beyinlerinin sağ loblarını da geliştirmelerine bağlı olduğu bir gerçektir. Yani üretmek sözkonusu olunca, öğrendikleri bilgilerden ve formüllerden yeni şeyler üretip ortaya koymaları da beynin sağ lobunun devreye girmesi ile gerçekleşebilir. İnsan beyninin hem sağ ve hem de sol lobları, birbirlerinden faklı işlevlere sahip gibi görünseler de, aslında birbirini tamamlayan ve geliştiren işlevlere de sahiptir.. İnsan beyninin sağ tarafının ''yaratıcılığı''/üretkenliği, duygusallığı, seslere, renklere,hayal gücüne, sezgilere ve soyut algılamalara daha yatkındır ve bu özellikleri tezahür etmiş kimselerin beyninin sağ tarafının daha iyi çalıştığı düşünülmektedir. Beynin sol tarafı ise mantıklı, sistematik ve analitik düşünmeye, yazı ve sayılara, ölçme, değerlendirme ve eleştirmeye daha fazla yatkın olduğu ve bu şekilde çalıştığı, bilimsel araştırmalar sonucunda elde edilmiş bilgilerdir. Yani bilim adamlarının beyinlerinin sol tarafının gelişmiş olduğu düşünülebilir.
Müziği ve müzisyeni burada diğer mesleklerden ve sanatlardan ayrı düşünmek gerekebilir. Bir ressam, bir objeye bakarak resmedebilir, bir heykeltraş da aynı şekilde yaratılmış bir varlığı, insanı veya hayvanı veya başka bir objeyi, taşı yontarak meydana getirebilir. Müzikle ilgilenen bir insan, bir eser bestelerken, yani kendi alanı ile ilgili üretim yaparken beyninin sağ lobunu kullanarak bunu yapabilir. Ancak müzisyen, aynı zamanda enstruman çalar ve çalacağı eseri ezberler, onu müzikbilimsel açıdan ele alıp inceler. Müzik sadece eser icrâ etmekten ya da eser bestelemekten ibaret değildir. Dolayısıyla bir müzisyen, sanatsal üretkenliği bakımından beyninin sağ lobunun özelliklerini kullanırken, enstruman çalmak, öğrenmek, geliştirmek, müzikbilimsel bir çalışma yapabilmek için de beyninin sol lobunun işlevlerine ihtiyaç duymaktadır. Yani bir müzisyen, diğer sanat erbabından hatta bilimadamlarından farklı olarak beynin her iki lobunu da kullanmak zorundadır. Çünkü müzik, hem bir sanat dalı ve hem de matematik bilimlerden olması dolayısıyla diğer alanlara göre daha geniş ve zengin bir disiplindir ve bu sebeplerden dolayı beynin tamamını öğrenmenin, gelişmenin ve üretebilmenin içine dâhil etmektedir. Ancak, eğitim müfredatına yerleşmiş bir uygulama olarak okullardaki öğrenme metotları ezbere dayandığı için beynin sadece sol lobunu kullanmaktadır. Halbuki sayısal ve mantıksal konularda beynin sağ lobuna göre üstün olan sol lop, hafıza gücü ve yaratıcı düşünme gibi konularda beynin sağ lobuna göre zayıftır. Beynin her iki lobunu da öğrenmenin içine katan çok özel tempo ve frekanslar içeren hızlı öğrenme müzikleri bilgilerin hem kolay öğrenilmesini, hem de bilgilerin kolay bir şekilde kalıcı hafızada tutulmasını sağlamaktadır. Müzik, hâfızayı güçlendirdiği gibi, bu özellikleri dolayısıyla insan beyninin hem sağ ve hem de sol loblarını kullanarak beynin çalışma kapasitesini ve verimliliğini artırır.
