İYİ Parti neydi ne oluyor?

04:0028/01/2025, Salı
G: 28/01/2025, Salı
Yeni Şafak
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.
İllustrasyon: Cemile Ağaç Yıldırım.

İYİ Parti şu durumda çöken bir enkazın altında kalmak istemeyenlerin hızla uzaklaştığı bir parti hüviyetinde. Yapılan fevri çıkışlar bu çöküşü engelleyemez; en fazla biraz öteleyebilir. Fakat İYİ Parti benzeri parti içi hizip hareketleri sonucunda kurulan partilerin yeni siyasal partiler sosyolojisinde başarı şansının ne kadar azaldığını görmek gerekir.

Dr. Yunus Şahbaz / Kırıkkale Üniversitesi Öğretim Üyesi

Bu platformda, yaklaşık bir buçuk yıl önce, Mayıs 2023 seçimlerinden bir ay sonra yazdığım yazının başlığı şöyle idi; “İYİ Parti’yi ‘iyi bilirdik’ diyecek miyiz?” (https://www.yenisafak.com/dusunce-gunlugu/iyi-partiyi-iyi-bilirdik-diyecek-miyiz-4540236). Bir buçuk yıl sonra bu sorunun bir hayli haklı bir soru olduğu zannediyorum bugün çok daha iyi anlaşılmaktadır.

2023 seçimleri üzerinden iki yıla yakın bir zaman geçti. Bu iki yıllık sürede bir de yerel seçim yaşadık. Fakat seçim sonuçlarının partiler üzerindeki tesirleri devam ediyor. Buna bağlı olarak da Meclis aritmetiği günden güne değişiyor. Özellikle Altılı Masa kontenjanından, Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına destek verme mükafatı olarak Meclis’e giren birçok isim partisinden istifa etti. İstifa eden isimlerin kimisi parlamentoda bağımsız milletvekili olarak devam ederken bir kısmı da AK Parti ve CHP gibi partilere geçiş yaptı.

YALDIZLARI DÖKÜLDÜ

Bu hengamede en çok istifa ve ayrılık ise İYİ Parti’de yaşandı. En başta partinin genel başkanı Meral Akşener görevinden ayrılmak zorunda kaldı. Buğra Kavuncu, Koray Aydın, Ümit Dikbayır gibi partinin seçim sürecindeki ‘yıldızları’ da birer birer partiden ayrıldı. Son olarak Ünal Karaman gibi sportif kimliğiyle öne çıkan ve yine seçimler öncesinde parti sözcülüğüne getirilen Kürşat Zorlu da partiden istifa eden isimlerden oldu. Diğer bazı vekiller gibi Zorlu da AK Parti’ye katıldı ve Ünal Karaman’ın da kısa süre içinde AK Parti’ye katılacağı iddia edilmekte. Sonuç olarak şöyle bir manzara ortaya çıktı; 2023 seçimleri sonuçlarına göre 44 milletvekiliyle Meclis’e giren İYİ Parti’nin vekil sayısı 28’e kadar düştü. Bu rakamın daha da azalması, bir başka deyişle, kopuşların/istifaların devam etmesi ise kuvvetle muhtemel.

SUNİ TENEFÜSLE AYAKTA KALABİLDİ

İYİ Parti gibi bir başka partiden ayrılarak kurulan hizip partilerinin Türk siyasetinde örneği çoktur. Ancak İYİ Parti gibi çok hızlı yükselen ve aynı hızla da çöküşe giden parti örneği hemen hiç yoktur. İYİ Parti’nin düşüşünün ve yükselişinin bu kadar hızlı olması en başta suni teneffüsle siyasî hayata tutundurulmasından ileri gelmektedir. 2018 seçimleri öncesinde CHP’nin verdiği 20 vekil sayesinde seçimlere girebilen İYİ Parti, hem 2018 hem de 2023 seçimlerinde hep daha fazla oy alması beklenen parti idi. En azından kamuoyu anketleri ısrarla İYİ Parti’yi daha yüksek bir oy potansiyeline matuf bir parti olarak değerlendiriyordu. İYİ Parti’ye böyle bir rol biçilmesi aslında siyasal ve sosyolojik bir gerçeklikten ziyade bir temenniye dayanıyordu. O temenni de şuydu; İYİ Parti Cumhur İttifakı’na eklemlendiği için MHP’den memnun olmayan milliyetçilerin oyunu alacak, MHP’nin ve dolayısıyla da Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın oyları düşecekti. Hatta İYİ Parti’nin MHP kadar milliyetçi olmaması; CHP kadar seküler kitleye hitap etmemesi de isteniyordu. Yani İYİ Parti’ye biçilen rol merkez sağ bir parti olması ve AK Parti ve MHP başta olmak üzere diğer sağ partilerin küskün seçmenlerini kendisinde toplamasıydı. Bu stratejinin elbette İYİ Parti’yi iktidar hatta ana muhalefet partisi yapmayacağını da herkes biliyordu. Ancak bu stratejinin beklenen tek somut çıktısı iktidar bloğuna kaybettirmesiydi. Yani İYİ Parti en başta kazanması değil, kaybettirmesiyle öne çıkan bir parti olarak kendisinden medet umulan ve bu amaçla suni teneffüsle adeta şişirilen bir parti bir pozisyonunda idi.

NEDEN SANDIKTA ERİDİ?

İYİ Parti’nin kendisinden beklenen fonksiyonu icra edememesinin birkaç sebebinden söz edilebilir. Bu sebeplerin birincisi partinin siyasal arenada kendisini ideolojik ya da pragmatik saiklerle de olsa bir yerde konumlandıra-mamasıdır. 2018 yılından itibaren CHP’yle geliştirilen sıkı ilişkiler 2023 seçimlerinden sonra bıçak gibi kesildi ve iki taraftan nerdeyse hakarete varan tenkitler yükseldi. Fakat CHP’yle köprüleri atmak da partiye bir hüviyet kazandıramadı ve 2024 yerel seçimlerinde parti adeta sandıkta kayboldu. Yerel seçimler sonrasında ise parti genel başkanlığına eski Ülkü Ocakları başkanlarından Müsavat Dervişoğlu getirildi. Her ne kadar MHP yönetimiyle yollarını ayırmış olsa da Dervişoğlu’nun ülkücü kökeni partiyi biraz daha milliyetçi bir çizgiye getirdi. Fakat MHP gibi milliyetçiliğin kurumsallaşmış bir partisinin güçlü bir şekilde varlığını sürdürdüğü bir vasatta yeni bir milliyetçi partiye neden ihtiyaç duyulacağı son derece meşru bir sorudur. MHP’nin iktidar blokuyla eklemlenmesi ülkücü tabanın partiden kopacağı şeklinde yorumlanmıştı ancak hem 2018 hem de 2023 seçimleri aleni bir şekilde bu beklentinin rasyonel bir temele dayanmadığını, bir kuruntundan, kuru bir temenniden ibaret olduğunu açık bir şekilde gösterdi. Dolayısıyla MHP varken, MHP’nin yıllarca temsil ettiği çizgideki bir milliyetçiliğe talip olmanın kitleleri ve hatta parti elitlerini heyecanlandır-mayacağını yaşanan kopuşlarda görmüş olduk.

LİDERLİK SORUNU

İYİ Parti’nin yaşadığı erozyonun bir diğer sebebi, parti liderliği konusunda yaşanan eksikliktir. Meral Akşener, her şeye rağmen, partinin lideri olarak güçlü bir figürdü. Gelgitlerini, zaman zaman çelişkili çıkışlarını bile partiye kabul ettirebilmişti. Müsavat Dervişoğlu ise parti elitlerini ve teşkilatı heyecanlandıracak bir lider profili çizmekten uzak kaldı. Zaman zaman sert çıkışlar yapsa ve polemiklere girse de bunların milliyetçi camiada orta ve uzun vadeli bir etkisinin olacağını söylemek bir hayli zor. Müsavat Bey yerine kongredeki diğer başkan adaylarından Tolga Akalın ya da Koray Aydın da seçilse muhtemelen aynı sonuç olacaktı. Bu isimlerin her biri partide bir kliğin temsilcisi konumunda ve Akşener tüm bu klikleri liderliği altında toparlayabilen birisi idi. Bir anlamda ‘Meral Akşener partisi’ olarak kurulan bir partide ondan sonra gelecek her ismin liderlik sorunu yaşayacağı mukadderdi ve nitekim yaşandı da.

Son olarak, 2023 seçimleri öncesinde yaşanan olayların da İYİ Parti’yi bir hayli yıprattığı söylenebilir. Milletvekili listelerindeki spekülasyonlar, iş adamlarının, parti merkezindeki isimlerin şaibeli aday gösterme süreçlerinde isimlerinin geçmesi partinin imajına zarar verdi. Üstelik sadece bu iddialar neticesinde Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır partiden istifa etti. Benzer şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığı sürecindeki ikircikli tutum da partinin ilerde savunduğu ya da reddettiği tezlerde elini zorlaştıran bir husus oldu.

ENKAZDA KALMAK İSTEMEYEN UZAKLAŞIYOR

Yaşanan gelişmeler sonucunda İYİ Parti dağılmaya devam ediyor. Genel Başkan Müsavat Dervişoğlu spesifik olaylar özelinde sert çıkışlar yapıyor; milliyetçi camiayı teskin ve temsil eden bir tavır göstermeye çalışıyor. Fakat bu çıkışların açıkçası sosyal medya dışında çok fazla bir karşılığı olduğunu düşünmüyorum. İYİ Parti şu durumda çöken bir enkazın altında kalmak istemeyenlerin hızla uzaklaştığı bir parti hüviyetinde. Yapılan fevri çıkışlar bu çöküşü engelleyemez; en fazla biraz öteleyebilir. Fakat İYİ Parti benzeri parti içi hizip hareketleri sonucunda kurulan partilerin yeni siyasal partiler sosyolojisinde başarı şansının ne kadar azaldığını görmek gerekir. Belki de siyaset namına İYİ Parti’nin en büyük faydası yeni siyasal sosyolojideki dinamikleri gösteren tipik bir örnek olmasıdır.



#siyaset
#İYİ Parti
#politika