|

Osmanlı Devleti savaşa neden girdi?

Osmanlı Devleti’nin kuruluşu noktasındaki tartışmalar kadar yıkılış sürecindeki münazaralar da bir türlü mutabakat sağlanamayan konuların başında geliyor. ..

00:00 - 4/08/2021 Çarşamba
Güncelleme: 11:51 - 12/08/2021 Perşembe
Yeni Şafak
Hayat
Hayat
GÖKHAN GÖKÇEK - TARİHÇİ, YAZAR

Osmanlı Devleti’nin kuruluşu noktasındaki tartışmalar kadar yıkılış sürecindeki münazaralar da bir türlü mutabakat sağlanamayan konuların başında geliyor. Osmanlı Devleti’nin fiilen sonunu getiren büyük hadise Birinci Cihan Harbi’dir. Tarih; sosyal bir bilim olduğu ve nedensellik ilkesine göre tekrarlanarak sonucu mükerrer olarak tayin edilemeyen determinist bir bilim olmadığı için, Osmanlı Devleti ile Birinci Cihan Harbi arasındaki bağlantı, en netameli konularından başında gelmektedir. Burada tali tartışmalarla mesele epey dallanıp budaklansa da temel tartışma “Osmanlı Devleti savaşa girmese ne olurdu?” sorusu üzerine kurulmuştur. Evvela belirtmek gerekir ki tarih; varsayımlar üzerine inşa edilebilecek bir bilim alanı değildir. Tarihsel gerçeği ortaya çıkarmak dışında bir vazifesi yoktur. Tarihin, dolayısıyla tarihçinin meseleye dair tartışma alanı ve gerçeği bulma adına çalışma sahasını bina edeceği soru ise ancak “Osmanlı Devleti savaşa neden girdi?” olabilir.

EN BÜYÜK KONVANSİYONEL SAVAŞ

  • Birinci Cihan Harbi özetle; sanayileşme sürecini tamamlamış ülkelerin dünya üzerindeki siyasi ve iktisadi hegemonyalarını tesis etme adına giriştikleri bir cepheleşmenin sonucudur. Modernleşme sürecini tamamlamış İngiltere, Fransa ve Rusya; kendilerine rakip olarak beliren Almanya, Avusturya-Macaristan ile İtalya’yı ‘küreselleşmekte’ olan denklemden saf dışı bırakmak ister. Bu kutuplaşma Avusturya-Macaristan veliahtının bir suikaste uğramasından sonra İtilaf ve İttifak adlı cephelerin tayiniyle beraber Birinci Cihan Harbi’ni başlatır. Harp; 4 Ağustos 1914’te başlayıp 11 Kasım 1918’de sona ererken, aradan geçen 4 yıl 3 ay gibi bir zaman diliminde geride 10 milyon civarında askeri, paha biçilemez miktarda da iktisadi ve sosyal kayıp-maliyet bırakır. Peki, sanayileşmiş ülkeler arasındaki bu devasa savaşa Osmanlı Devleti neden girdi?

HEDEF: SİYASİ VE İKTİSADİ TAM BAĞIMSIZLIKTI

Sanayi Devrimi’nden sonra Osmanlı Devleti’nin, muarızları karşısında güç ve toprak kaybı hızla gerçekleşir. Özellikle 1876 tarihli nam-ı diğer 93 Harbi’nde Ruslar karşısında alınan ağır mağlubiyet, hâlihazırdazaten topraklarının parçalanması adına içişlerine sıklıkla karışılan Osmanlı Devleti’ni sosyal ve iktisadi bir buhrana sürükler. Kaybedilen topraklardan Anadolu’ya yapılan göçler, Rusların başını çektiği ve Avrupalı devletlerce de desteklenen bağımsız bir Ermeni devletinin kurulmasını öngören sözde Ermeni reformu projesi, kuzey Ege adaları sorunu, kapitülasyonlar ve Avrupa’dan alınacak kredilere karşı verilecek tavizler gibi bir dizi sorun, Osmanlı Devleti’nin gündemini meşgul etmektedir. Harbin hemen arifesinde Osmanlı Devleti’ni yöneten isimler de savaşa katılmanın; kaybedilen toprakları geri almak, Doğu Anadolu’da kurdurulmak istenen devlet girişimini ortadan kaldırmak, Ege’deki tehdidi bertaraf etmek ve mümkün olursa zafer sonrasında kapitülasyonları kaldırmak için bir fırsat olduğunu düşünmüşlerdir. Nitekim harbe girişle beraber sözde reformcu temsilcileri derhal ülkelerine gönderip, kapitülasyonların kaldırıldığını ilan ederek, niyetlerini de beyan etmişlerdir. Harbin neticesi; dahil olunan ittifakın mağlubiyetiyle sonuçlanınca Osmanlı Devleti işgale uğramış ve Mustafa Kemal Paşa öncülüğünde başlayan Milli Mücadele ile Türkiye Cumhuriyeti’nin doğuş süreci ortaya çıkmıştır. Burada şu noktanın da altını çizmek gerekiyor; Osmanlı Devleti, İtilaf devletleri safında savaşa girmek için çok çaba sarf etse de başarılı olamaz. İtilaf devletlerinin öncüleri İngiltere, Fransa ve Rusya; bırakın Osmanlı ile aynı safta savaşmayı, Osmanlı Devleti’nin –cihan harbi başlamasa dahi- tedrici bir şekilde paylaşılması taraftarıdır. Hiçbir düşmana yapılmayan işgallerin Osmanlı Devleti’ne reva görülmesi de buna en büyük işarettir.

  • Özetleyecek olursak; savaştan kaçmanın pek mümkün olmadığını düşünen İttihat ve Terakki liderleri, krizi fırsata çevirerek zafer kazandıktan sonra bunu siyasi ve iktisadi tam bağımsızlıkla taçlandırmış modern bir devlet inşa etmek niyetiyle bu savaşa dahil olma yönünde karar almışlardır. -Bu hususta detaylı bilgi için Mustafa Aksakal’ın “Harb-i Umumi Eşiğinde” adlı kitabına başvurulabilir.
#Osmanlı Devleti
#Cihan Harbi
#İngiltere
#Fransa
#Rusya
#Almanya
#Avusturya-Macaristan
#İtalya
3 yıl önce