|

ABD herkesle kavgalı

FETÖ ve PKK papazı Brunson’un tahliye edilmemesini bahane ederek Türkiye’yi “yaptırım uygulamak”la tehdit eden ABD, aslında hegemonyasının çöküşünü hazmedemiyor. ABD bu panikle Batı, Rusya, Çin, İran ve Latin Amerika ülkelerini tehdit ediyor. Türkiye’nin bağımsız dış politikası da ABD’yi çıldırtıyor.

Yeni Şafak
04:00 - 28/07/2018 Cumartesi
Güncelleme: 03:23 - 28/07/2018 Cumartesi
Yeni Şafak
Papaz Andrew Craig Brunson
Papaz Andrew Craig Brunson

Türkiye, Rusya ve İran işbirliği karşısında Suriye’de kaybeden, Irak ve Suriye’de sahada gücü İran’a kaptıran, yükselen Çin’i durduramayan Amerika, aleyhine işleyen küresel denklemde Türkiye’yi de elinden kaçıracağını fark edince agresifleşti. Ankara’nın, Filistin-Kudüs meselesinde dünyayı İsrail-ABD eksenine karşı birleştirmesine, İran’a yönelik yaptırımlara uymama kararı da eklenince Washington iyice ağzını bozdu. ABD Başkanı Trump, FETÖ-PKK’ya yardım etmek ve casusluk suçlarından yargılanan İzmir Diriliş Kilisesi Papazı Andrew Craig Brunson’un serbest bırakılmayışını bahane ederek Türkiye’ye tehditler savurdu. 6 Kasım’da yapılacak ABD Kongresi ara seçimleri öncesi ‘Siyonist Hristiyanlar’ olarak bilinen Evanjelist seçmene Brunson tepkisiyle ‘selam çakan’ Trump, Türkiye’ye yönelik yaptırım tehdidiyle iki ülke arasındaki gerilimi yeni bir boyuta taşıdı.

TEHDİTLER ARDI ARDINA

Hem Trump’ın hem de yardımcısı Mike Pence’in ardı ardına savurduğu tehditler, Türkiye’ye F-35 savaş uçağı teslimatını engellemeyi öngören tasarının Temsilciler Meclisi’nde kabul edilmesiyle eşzamanlı gerçekleşti. Projenin ortağı olmasına ve birçok parçasını milli imkanlarla üretmesine rağmen uçakların Türkiye’den gasp edilmesine Washington merkezli mali tehditler de eklendi. Geçtiğimiz günlerde Ankara’ya gelen ABD Hazine Bakan Yardımcısı Marshall Billingslea, “Türkiye, uluslararası finansman sistemine entegre kalmak istiyorsa, ABD’nin İran’a yönelik yaptırımlarına uymak zorunda” diyerek küstahça ifadeler sarf etti ve İran’la iş yapacak firmalara kendince gözdağı vermeye soyundu. Ancak Başkan Erdoğan, ABD’nin İran’a yönelik ambargo talebine karşılık bu ülkeden gaz alımının süreceği mesajını vermekte gecikmedi. Türkiye’nin Rusya ile işbirliğini baltalamaya çalışan ABD, TSK envanterine önümüzdeki yıl katılacak hava savunma sistemi S-400’ü üreten Rus şirketi de çeşitli yaptırım kararlarıyla engellemeye çalıştı. Peşpeşe gelen tüm bu adımlar, ABD’nin rahatsızlık nedenlerinin ‘papazın tutuklanması’ olayının çok daha ötesinde olduğuna işaret ediyor.


DİRENMEKTE KARARLIYIZ

Suriye’de stratejik ortağı Türkiye yerine PKK/PYD ile ortaklık kuran ve darbe girişimi yapan FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’i halen Pensilvanya’da barındıran Amerika’ya karşı Türkiye ise adımlarını milli menfaatleri doğrultusunda atmaya kararlı görünüyor. Gülen’in iadesi konusunda Türkiye’yi oyalayan ABD’ye yüzlerce dosya gönderildi. Son olarak, FETÖ’nün sivil imamlarından Kemal Batmaz ile Hakan Çiçek’e ait olduğu belirlenen cep telefonlarında darbe girişiminin emir ve talimatının Gülen tarafından verildiğine yönelik ulaşılan yeni deliller de karşı tarafı panikletti. Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunması için ‘terörle mücadele’ kisvesi altında sahada yeni oldubittiler yaratılmasına karşı ‘Türkiye-Rusya-İran’ arasındaki mutabakat da Beyaz Saray’ı çıldırtan etkenlerin başında geldi. Türkiye, Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekâtları ile Suriye’de oluşturulmak istenen terör koridorunu çöpe yolladı.

HEGEMONYA BİTİYOR

Beyaz Saray’ın hırçınlaşması Türkiye-Rusya-İran denkleminin ötesinde küresel bir boyut da taşıyor. Dünya genelindeki kanlı saltanatının sonuna yaklaştığını ve askeri-politik hegemonyanın bitmekte olduğunu görerek büyük panik yaşayan Washington, stratejik ortaklıklarını ve şimdiye dek kurduğu bütün ilişkileri çöpe atıyor. Türkiye’nin kurduğu denklemin dünyayı ABD-İsrail karşıtı bir sinerjiye dönüştürmesi de bu savruluşu hızlandırdı. Türkiye’nin doğunun yükselen yıldızları Çin ve Rusya ile işbirliğini S-400 alımından milli para ile ticarete geniş bir açıda güçlendirmesi, komşusu İran’a karşı ambargoya da destek vermemesi, Brunson kriziyle iyice görünür hale gelen restleşmenin önümüzdeki dönem artarak devam edeceğini gözler önüne serdi.


Tutuklayın

İzmir’de Toplumsal Adalet ve Yardımlaşma Derneği (TAYDER), elektronik kelepçeyle ev hapsine alınması kararlaştırılan ABD’li rahip Andrew Craig Brunson’ın yeniden tutuklanması talebiyle 3. Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe verdi. Brunson’ın evinin bulunduğu sokakta açıklama yapan derneğin avukatı Ela İlden, mahkemenin ev hapsi kararına itiraz ettiklerini dile getirerek, “Brunson’ın tutukluluğunun ev hapsine çevrilmesine gerekçe gösterilen sağlık raporunu inandırıcı bulmuyoruz. Kaçma şüphesi nedeniyle ABD’li papazın yeniden tutuklanmasını talep ettik” dedi. TAYDER Başkanı Muhammed Gömük de ABD Başkanı Trump ve yardımcısı Mike Pence’in Türkiye’ye yönelik tehditlerinin kabul edilemez olduğunu kaydetti. Brunson hakkında FETÖ ve PKK adına suç işlediği, casusluk yaptığı iddiasıyla 35 yıl hapis cezası istendiğini hatırlatan Gömük, Türk yargısına hiç kimsenin müdahale edemeyeceğini dile getirdi.


Boyun eğmeyiz

Strateji Uzmanı Abdullah Manaz: “ABD ekonomisi kötüye gidiyordu, Körfez ülkelerine şantaj yaparak önemli müşteri kazandı. Onlar için tehdit ve şantaj bir yöntem haline geldi. İç siyasetleri şu an çok karışık. İngiliz ve Alman ekolleri arasında ABD içinde müthiş bir savaş var. İngilizlerin elinde bulunan kurumlar bir yolunu bulsa Trump’ı devirmek istiyorlar. İç siyaset açısından da Trump kendisini güçlendirmek için ABD toplumunun hoşuna gidecek çıkışlar yapıyor. ABD’nin yanlışı aslında Türkiye’yi Pakistan zannetmesi oldu. Tehditle istediğini yaptıracağını zannediyor. Ankara bu tehditlere boyun eğmez. Güç kaybını engellemek için ABD’nin askeri seçeneği de yok. Bölgede askeri seçenek kullansa kendisi daha büyük zarar görecek. Önümüzde sıkıntılı 6 aylık-1 yıllık süreç var. Bunu da milli ticaret, Çin ve Rusya’yla ilişkileri geliştirerek aşacağız. Türkiye’nin 1 yıl sonrası tutulamayacağını ABD gördüğü için o bir yıllık süreçte neler yapabileceklerini test ediyorlar.”


Hedef Türkiye

Ankara Kriz ve Siyaset Araştırma Merkezi (ANKASAM) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Seyfettin Erol: “Bu tavır, kaybetme psikolojisinin dışavurumudur. Amerika panik halde her tarafa saldırıyor. Düne kadar İran, Rusya ve Çin’e saldırırken bugün müttefikleri ile sorunlu. Almanya başta olmak üzere AB ve Türkiye, Amerika’nın tehdidine maruz kalıyor. ABD yeni dünya gerçeklerinden çok uzak. ABD’den bağımsız bir politika izleyen devletler, hiçbir şekilde tek kutuplu dünya anlayışı içinde bulunmak istemiyorlar. ABD, Türkiye’yi kaybettiğini görüyor. Türkiye’nin yerine de başka bir gücü de ikame edemeyeceğini fark ediyor. ABD, Çin’i çevrelemek istiyor, bunun bir hedefi de İpekyolu projesi. Bir de Büyük İsrail projesini gerçekleştirmek istiyor. Bunların önündeki en büyük engel Türkiye. ABD, İran’ı hedef almak suretiyle aslında Türkiye’yi hedef alıyor.”


Tehdit sökmez

TBMM Başkanı Binali Yıldırım, FETÖ/PKK zanlısı Evanjelist rahip Andrew Brunson ile ilgili ABD’den gelen tehdide cevap verdi. İzmir’de yaptığı açıklamada Yıldırım, “Bize tehdit sökmez. ABD hukukun kararına saygı göstermeli, ucuz tehdit lisanını artık bırakmalı” dedi. ABD’nin Türkiye ile ilişki kurmak istiyorsa öncelikle tehdit dilinden vazgeçmesi gerektiğini kaydeden Yıldırım şunları söyledi: “Trump, Türkiye’yi tehdit etmeden önce Türkiye’de bir 15 Temmuz darbe girişiminin olduğunu ve bu girişimin faali olan, başı olan FETO’nun ABD’de elini kolunu sallayarak hiçbir kısıtlamaya tabi tutulmadan muhafaza edildiğini unutmamalıdır. ABD hukuk devletiyse Türkiye de hukuk devletidir. Dolayısıyla hukuk kararına saygı göstermek durumundadır. Bizim tavsiyemiz ABD’nin bu ucuz tehdit lisanını bırakması ve Türk halkının güvenini nasıl kazanacak bunun yollarına bakması lazım.”


Ders tekrarı yaparız

Trump’ın Türkiye’yi tehdit eden sözlerine bir cevap da TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı Bekir Bozdağ’dan geldi. Sosyal medya hesabındaki açıklamasında Bozdağ, ‘had bilmez’ şekilde davranan ABD’nin Türkiye’ye hiçbir şekilde talimat veremeyeceğini belirterek şu ifadeleri kullandı: “Türkiye’de darbe teşebbüsünde bulunan, 251 şehidin, 2 bin 193 gazinin kanı elinde olan katil, başpapazlardan, teröristbaşı Fetullah Gülen’i himaye edeceksiniz, sonra da Türkiye’de pek çok suça karıştığı davaya konu papazı bahane edip Türkiye’yi tehdit edeceksiniz, bu, büyük bir had bilmezliktir. Türk milleti ve Türkiye Devleti, tehdit edilemez, tehditlere de boyun eğmez. Türk milletini başka milletlerle, Türkiye Devleti’ni başka devletlerle karıştıranlar, hep kaybettiler. Haddini bilmeyene had bildirmek, Türk milletini ve Türkiye’yi tanımayanlara tanıtmakta mahiriz. Türkiye’ye düşmanlık eden bütün ülkeleri, terör örgütlerini, hainleri ve ihanet şebekelerini alenen destekleyen ABD yönetimi, Türkiye’nin her oyunu, her tuzağı ve her kirli hesabı daima bozduğunu, bundan sonra da bozma gücüne sahip olduğunu hâlâ öğrenmemişse, ders tekrarı da yaparız.”


Geri adım yok

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, ABD’li mevkidaşı Mike Pompeo ile yaptığı telefon görüşmesinde, Türkiye’nin kimsenin tehdidine boyun eğmeyeceğini ve hukuk kurallarının istisnasız herkes için geçerli olduğunu vurguladı. Diplomatik kaynaklardan alınan bilgiye göre Beyaz Saray’dan gelen tehditler sonrası Pompeo ile görüşen Çavuşoğlu, Brunson’a ilişkin geri adım atılmayacağını kaydetti. Bu arada ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, Donald Trump’ın Türkiye’ye yaptırım tehdidinin askeri ilişkileri etkilemediğini, Türkiye ile iyi ilişkiler içinde olduklarını söyleyerek iki ülke arasında buz kesen diplomasiyi yumuşatmaya çalıştı.

Bilek güreşi

Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar: “ABD’nin temel derdi, kurmuş olduğu düzene Türkiye’nin hizmet etmesi. ABD’nin Türkiye’ye karşı uygulamaya başladığı strateji Türkiye’yi başka arayışlara itti. Suriye ve Irak’ta Türkiye’yi yalnız bıraktılar. ABD, Türkiye’nin başka ülkelerle işbirliğinin küresel düzene zarar vereceğini düşünüyor. Türkiye attığı adımları, ABD için yapmıyor, kendi güvenliği için yapıyor. ABD ile Türkiye arasında adı konmamış bilek güreşi var. ABD, jeopolitik eksen değiştiğinin farkında aslında, bundan dolayı da çok kızgın. Türkiye, ABD’nin bu tehditleri karşında dik tavrını devam ettirmelidir.”

#Andrew Craig Brunson
#ABD
#Türkiye
6 yıl önce