|

Akdeniz'de inisiyatif Türkiye'de

Türkiye Akdeniz’deki hamleleri ve Libya’daki ateşkeste öncü rolüyle inisiyatifi ele alırken Avrupa denklem dışı kaldı. Akdeniz’deki jeopolitiğin hızla değiştiğine dikkat çeken Avrupalı siyasetçiler, uzmanlar ve medya, “Türkiye bölgesel süper güç statüsü kazandı” yorumunu yaptılar.

M. Şakir Saraç
04:00 - 17/01/2020 الجمعة
Güncelleme: 02:24 - 17/01/2020 الجمعة
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Avrupalı siyasiler ve Batı medyası, Türkiye’nin bölgesel liderlik rolünün güçlendiğine ilişkin tespitlerini son günlerde sıklaştırdı. Doğu Akdeniz, Libya ve Suriye’de etkin güç olarak sahada yer alan Türkiye’nin liderliği artık Batılılarca itiraf ediliyor. Yunanistan’ın etkili gazetelerinden Ekathimerini son analizinde, Libya ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin Atina’nın istediği gibi gitmediğini ve Türkiye’nin bölgedeki gücünü Rusya ile birlikte konsolide ettiğini yazdı. Yunanistan’ın kendi çıkarları yerine genellikle iç kamuoyuna dönük, yetersiz adımlar attığını belirten gazete, “Basitçe ifade etmek gerekirse, Ortadoğu ve Doğu Akdeniz’deki jeopolitik değişimler arasında Erdoğan önemli bir oyuncu haline gelerek, Türkiye’ye bir bölgesel süper güç statüsü kazandırdı” itirafında bulundu

KRİTİK JEOPOLİTİK GÜÇ

Analizin devamında Ekathimerini, “Daha da kötüsü, ABD ve Avrupa Birliği Yunanistan’ın Avrupa’ya değil, Ortadoğu’ya ait olduğu izlenimini yaratıyor. Ve böylece Yunanistan Ankara’nın insafına bırakılıyor” diye yazdı. “Erdoğan bir şekilde her şeye müdahil olmayı başarıyor” diyen Yunan gazetesi, Erdoğan’ın attığı adımlarla Libya’da kritik jeopolitik bir güç elde ettiği ve bölgede etkisini genişlettiği tespitini yaptı. Gazete “Muhtemelen yakın gelecekte Erdoğan’ın koruduğu Serrac ayakta kalacak ve bu da deniz sınır anlaşmasının yürürlülükte kalacağı anlamına geliyor” ifadesini kullandı.

LİBYA’DA AĞIRLIMIZ YOK

Türkiye’nin artan etkisine dair bir yorum da İtalya Haber Ajansı’na (AKI) konuşan Avrupa Parlamentosu Anayasa İşleri Komisyonu Başkanı Antonio Tajani’den geldi. İtalya haricinde Avrupa’nın Libya’da ‘hiçbir ağırlığının olmadığını’ söyleyen Tajani, “Pazar günü Libya üzerine yapılacak olan Berlin Konferansı’nı bekliyoruz. Ama, Avrupa maalesef tamamıyla bölünmüş durumda ve Libya’da hiç ağırlığı yok. Almanya’daki girişimde ise İtalya tamamen denklem dışı kaldı” tespitinde bulundu.

YUNAN DIŞARIDA KALDI

Libya’da Hafter çetesinin yanında saf tutan Yunanistan’a bir darbe de Berlin’den geldi. Yunanistan, Berlin’de 19 Ocak Pazar günü düzenlenecek Libya Konferansı’na davet edilmedi. Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, bu duruma şaşırdıklarını belirterek “Yunanistan’ın neden bu sürecin parçası olmadığını anlamıyoruz” dedi. Devlet televizyonu ERT’ye konuşan Yunan bakan, “Organizatörlere en iyi dileklerimizi sunuyoruz” şeklinde kinayesiyle kızgınlığını belli etti. Ülkenin ana muhalefeti olan sol koalisyon ise Atina’nın düştüğü durumu şöyle eleştirdi: “Konferansa Kongo bile çağrıldı ama Yunanistan davet edilmedi. Hükümet, Türkiye’nin uluslararası alanda tek başına kaldığını söylüyor, ama pek öyle olmadığı görülüyor.”



TÜRKLERİN ROLÜ ÇOK GÜÇLÜ
  • Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Strazburg’daki genel kurul oturumunda Libya krizine ilişkin yaptığı açıklamada Türkiye’nin rolüne dikkat çekti. Berlin sürecine destek veren Borrell, “6 ay öncesine kadar bu iki aktör (Türkiye ve Rusya) orta Akdeniz’de yoklardı, şimdi önderliği almış durumdalar” dedi. Gayrimeşrû silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in Moskova’dan ateşkesi imzalamadan ayrıldığını hatırlatan Borell, “Libya’da ateşkesin sağlanacağını garanti edebilirim” iddiasında bulundu.
İKİ STRATEJİK KAHRAMAN

Bir diğer mesaj ise Avrupa Ekonomik İşler Komiseri ve İtalya eski Başbakanı Paolo Gentiloni’den geldi. La Republica’ya konuşan Gentiloni, Libya krizini ‘sürüncemede bıraktığı’ için ABD ve AB’yi eleştirirken, oluşan güç boşluğunu diğer aktörlerin (Rusya ve Türkiye) doldurduğunu söyledi. Fransızlar da Türkiye’nin rolünün artmasından duyduğu rahatsızlığı gizlemiyor. La Figaro gazetesinde yayınlanan bir analizin satır aralarında Türkiye ile ilgili ilginç tespitlere yer verildi. Türkiye ve Rusya’dan ‘stratejik düellonun iki kahramanı’ olarak bahsedilen analizde, ABD ve Avrupa eleştirildi. ABD’nin Ortadoğu’ya eskisi gibi ilgi duymadığı, Avrupa’nın da etkisiz kaldığı vurgulanarak, Türkiye’nin bölgenin ağabeyliğine soyunduğu iddia edildi.

Türkiye şimdi oyun kurucu


  • Anadolu Ajansı (AA), Libya’nın başkenti Trablus’ta ateşkes öncesi şiddetli çatışmaların yaşandığı Remle bölgesini havadan görüntüledi. Başkentin güneyindeki eski havalimanı civarında yer alan Remle bölgesi, ateşkes sağlanmadan önce Libya’nın meşru temsilcisi Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne (UMH) bağlı güçler ile ülkenin doğusundaki gayrimeşrû silahlı güçlerin lideri Hafter’e bağlı milisler arasında yoğun çatışmalara sahne oluyordu. Türkiye ve Rusya’nın çağrısıyla 12 Ocak’ta uygulamaya giren ateşkesin ardından bölgedeki güçlü patlama sesleri kesildi. Çatışmalar sırasında can tehlikesiyle karşı karşıya kalan sivillerin kaçtığı Remle, artık hayalet kasabayı andırıyor. Bir dönem Trablus’un işlek mahallelerinden biri olan bölgede hareketsizlik göze çarpıyor. Hafter’in ateşkes anlaşmasını imzalamamasına rağmen Libya’da 12 Ocak’tan bu yana çatışmasızlık hali büyük ölçüde geçerliliğini koruyor.


Avrupa yeni göçten korkuyor


Suriye, Irak ve Afganistan’daki istikrarsızlık nedeniyle bu ülkelerden ayrılan kaçak göçmenlerin yegane adresi durumundaki Avrupa şimdi Libya korkusu yaşıyor. Gayrimeşrû silahlı güçlerin lideri Halife Hafter’in ülkede ateşkesi bozma girişimleri, Avrupa’da yeni bir göç dalgası endişesine yol açtı. Hafter’in 4 Nisan’dan bu yana devam eden ve başkent Trablus’u ele geçirmeyi hedefleyen saldırılarında, Birleşmiş Milletler (BM) verilerine göre, bin sivil hayatını kaybetti, 5 binden fazla kişi yaralandı. AB Komisyonu Sözcüleri Dana Spinant, Brüksel için bir göç dalgası başladıktan sonra tepki vermektense, olası sonuçlara hazırlıklı olmanın öncelikli olduğunu belirterek “Hedefimiz göç konusunda tüm sorunları çözen, daha kapsayıcı bir perspektif ortaya koymak” dedi. BM kaynakları, geçen yıl nisan ayından beri çatışmalar nedeniyle Libya’da 340 bin kişinin yerinden edildiğini, durumun giderek daha da kötüye gittiğini ifade ediyor. Uluslararası Göç Örgütü (IOM) ise sadece bu yılın ilk iki haftasında, aralarında 136 kadın ve 85 çocuğun bulunduğu en az 953 sığınmacının, teknelerle Libya’dan kaçmaya çalışırken güvenlik güçlerince engellendiğine işaret ediyor. Sığınmacılar, Avrupa’ya kaçma girişimlerindeki artışın, Trablus’taki çatışmalardan kaynaklandığını kaydediyor.


Ateşkese devam

Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, 19 Ocak’taki Berlin Konferansı öncesi Libya’daki kaosun sorumlusu Hafter’le görüştü. Darbeci liderin nabzını yoklamak için Libya’nın Bingazi kentine giden Maas, görüşme sonrası yaptığı açıklamada “Hafter ateşkesi devam ettirmeye hazır” dedi. Bu gelişme, en azından Berlin toplantısı gerçekleşene kadar Libya’da silahların susacağına işaret ediyor. Hafter, 14 Ocak sabahı Türkiye-Rusya öncülüğündeki ateşkes anlaşması için gittiği Moskova’dan kaçarcasına ayrılmış, herhangi bir metne de imza atmamıştı. Hafter’le biraraya gelen Alman Dışişleri Bakanı Maas, geçtiğimiz hafta UMH lideri Fayiz es-Serrac’la da buluşmuştu.

Bombalar yağarken neredeydiniz

  • Libya’nın meşrû temsilcisi Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin (UMH) Basın Müsteşarı Hasan el-Huni, Türkiye ve Rusya’nın Libya’da akan kanın durması için ateşkes girişiminde bulunduğunu, sorumluluk almaktan kaçınan Avrupa ülkelerinin ise önce kendilerini suçlaması gerektiğini söyledi. “Libyalıların kanını gözetmek için Trablus ve diğer Libya kentlerinde hayatın normale dönmesi, buradan da Libya’da güvenlik ve istikrarın sağlanması için Türkiye ve Rusya’nın bu girişimini memnuniyetle karşıladık” diyen Huni, Avrupa ülkelerini ise şöyle eleştirdi: “Bizim evlatlarımız ölürken, evlerimiz bombalanırken, altyapımız yıkıma uğrarken adeta izleyici konumundaydılar. Avrupa’nın bu savaşı durdurmak için elinde çok fırsat vardı. Hareketsiz kaldıkları için Avrupalılar önce kendilerini suçlamalı.”
  • KATAR DA KATILMALI
  • 19 Ocak’taki Berlin Konferansı’ndan umutlu olduğunu dile getiren Huni ayrıca, darbeci Hafter’in baş destekçilerinden Birleşik Arap Emirlikleri’nin Berlin’e davet edildiğini hatırlatarak, “BAE katılıyorsa Katar’ın da orada olması gerekir. Ayrıca, Libya’nın komşusu Tunus ve Cezayir’in de krize bu kadar yakın ülkeler olarak konferansta yer alması gerekir” diye konuştu.

#Libya
#Akdeniz
#Türkiye
#Avrupa
٪d سنوات قبل