Bu işin hilesi dürüstlük ve az üretim-çok kalite

Yılmaz Yıldız
00:0018/12/2006, Pazartesi
G: 18/12/2006, Pazartesi
Yeni Şafak
Bu işin hilesi dürüstlük ve az üretim-çok kalite
Bu işin hilesi dürüstlük ve az üretim-çok kalite

Bugüne kadar ciddi bir reklam ve tanıtım atağı yapmadan marka olmayı başaran Sabri Özel, işin hilesinin kalite ve dürüstlük ilkesi olduğunu söyledi

Özel Triko olarak başladığı iş hayatında yurtdışındaki markalardan esinlenerek kendi adıyla marka oluşturan Sabri Özel, bugün 27 bin metrekarelik tesiste kurulu 6 fabrikasıyla erkek ve kadın triko ve hazır giyim üretiyor. Türkiye'deki mağaza sayısını 17'ye çıkaran, yurtdışında kendi mağazaları dışında 12 ülkede bayilerle çalışan Sabri Özel ile sektör ve Türkiye ekonomisi hakkında konuştuk

Trikoya başlamanız nasıl oldu?

Malatya'dan gelişim 1959 yılına tekabül ediyor. İki üç tane işte çalıştıktan sonra triko sektörüne geçtim. O zaman triko işinde İstanbul'da saysanız toplam 10 firma yoktu. Ufak bir atölyede çıraklıkla başladım çalışmaya. Sonra usta oldum ama kendi makinemde usta oldum. Başka kimseyi idare etmiyordum. 17 yaşıma geldiğimde 430 kişi idare ediyordum. Mesleği seviyordum. Modayı seviyordum. Yani ufkumda daha geniş bakışları arıyordum, onları buldum.

Örnek aldığınız marka var mıydı?

Örnek aldım dersem yanlış olur. 1978'de askerden döndüğümde yurtdışı ziyaretlere başladım. Orada gördüm ki onlar bayağı ileride. Herkes ismini marka yapıyor. Türkiye'de niçin bu olmasın diye düşündüm. 1980'de Sabri Özel ismini kullanmaya karar verdim. Çünkü o zamana kadar sadece Özel Triko idi.

Sabri Özel'in bir reklam ya da tanıtım atağını hatırlamıyorum. Nasıl marka oldunuz?

İşin hilesinin dürüstlük olduğunu kabul ediyorum. Eğer dürüst olursanız, çalışkan olursanız, kimsenin iyisine, kötüsüne dokunmazsanız, Allah'ın vermemesi için hiçbir sebep yok. Markamızın hep arkasında durduk. Müşterinin tüm şikayetlerini ve önerilerini dikkate aldık. Kalite için çok yatırım yaptık. Teknolojiyi elden bırakmadık. Teknolojimizi ve kendimizi hep yeniledik. Az üretim çok kalite ilkesiyle çalıştık.

Sabri Özel hazır giyimde de iddialı ama daha çok triko ile hatırlanıyor.

Hazır giyimin temeli 1993 yılında atıldı. 1993'te erkek tişörtü ve erkek penyesini ilave ettik. Biz hiç dışarıda fason yaptırmadık, fasona da mal yapmayız. Dünyanın 12 ülkesinde varız şu anda ve 12 ülkede de Sabri Özel ismiyle satarız.

1998'de erkek deriyi, 2001'de gömleği, 2003'te de takım elbise ve pantolonu ekledik. Bunun yanında spor giyimi, montu vs ekledik. Hedefimiz şu: içeri giren birisi tepeden tırnağa giyinip çıkabilecek. Bunu erkekte tamamladık. Bir duşumuz eksik. Buradan giyinip bir toplantıya gidebilir, iyi bir yemeğe gidebilir, düğüne gidebilir, çünkü damatlık da üretiyoruz.


Okusaydım ya general ya bilim adamı olurdum


Çocukluk dünyanızda şu olacağım bu olacağım gibi hayalleriniz hedefleriniz var mıydı?

Babam bana hep sorardı, "ne olmak istiyorsun" diye. Çaba sarf ederdi ama imkansızlıklar içerisinde tabii. Ben hep okuyup ya bir bilim adamı ya da general olmak istiyordum. O gün öyleydi ama okusaydım her halde bir gök bilimcisi, uzay bilimcisi olurdum. Seviyordum. Dam üstünde yatıp gökyüzüne bakar, "A

Siyasetçi olmak aklınızdan geçti mi?

Siyaset güzel bir şey. Keşke vaktimiz olsa da gidip siyasetçi olabilsek. Ama şirketimin dizayn ve stratejisi bana ve arkadaşlarıma bağlı. Benim siyasete girmem demek, burada işlerin bir ayağının topal olması demek. Ve Türkiye'de siyasetçi olduğunuz zaman yıpratılıyorsunuz. Olur olmaz, yalan yanlış haberler yazılıyor. Nereden geldim girdim buraya da diyor. Aslında istiyorum ama bu sıkıntılardan dolayı cesaret edemiyorum. Sonuçta siyasete gireceğimde ülke için çok faydalı olabileceğimi bilsem yada bir ekiple güzel projeler geliştirip o projelerde söz sahibi olacağımı bilsem, şirketimi hiçe sayar giderim ama işleyiş şekli belli. Onun için düşünmedim.

Ofisiniz klasik eşyalarla dolu, antika tutkunu musunuz?

Geçmişine sahip çıkmayan, geleceğini hazırlayamaz. Klasik tutkunluğum var. Osmanlı'dan gelen tarzı seviyorum. Evet, doğru antika tutkunluğum var ama öyle aşırı hasta değilim. İyi parça olursa, ucuz olursa alırım.


Trikocular "kış gelmedi, satış yok" diye kar duasına çıkıyor. Bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Kar duasına çıkmadan önce başka şeyler yapmak gerekiyor. Çok üretim yapıyorlar. Zannediyorlar ki daha çok üretim yaparsak daha çok para kazanırız. Çok üretim yaptığınız sürece daha çok zarar edersiniz.

Bir çok ülke Çin malları nedeniyle tekstilden çekiliyor. Türkiye ne yapmalı bu konuda?

Çin tekstile devam edeceğine göre, o zaman biz kaliteli üretim yapacağız, seri üreteceğiz. Ülkelerin insanlarına uygun ürünler üreteceğiz. Çabuk teslim etme bizim avantajımız olacaktır. Burada bir şey var, o da yetkililerin elinde; istihdamın üzerindeki yük muhakkak hafifletilmelidir. Kayıtdışının kesinlikle önüne geçilmelidir. Haksız rekabet var burada. Dışarıdan bir müşteri geliyor ben bütün hak, hukuku uyguladığım için 10 dolar diyorum ama hakka hukuka uymayan 7 dolar veriyor.

İşadamları da vergisini verse, vergi oranları düşmez mi?

İşadamlarına da görev düşüyor ama bu konuda öncelikle devletin adım atması gerekiyor.