Milli Mücadele döneminde Kürtlerin isyanlarla mı, ittifaklarla mı anılacağı konusu her zaman tartışılageldi. Yazı dizimizin ikinci bölümünde Kürtlerin Milli Mücadeleye verdiği destek ve Milli Mücadele Kürt-Türk ittifakını sona erdiren olaylar üzerinde duracağız.
Tarihi belgelere bakıldığında, arada irili ufaklı isyanlar çıksa bile, Türk-Kürt ittifakı Milli Mücadele döneminde de devam etti.
- Mustafa Kemal, doğu ülkelerindeki kongreleri düzenlerken, Kürtlerin Milli Mücadeleye aktif katılımını önemsiyordu.Mondros Antlaşmasında Kürtlerin yaşadığı bölgelerde Ermeni devleti vaad eden batılı itilaf devletleri, Sevr Antlaşmasıyla da Kürtlere göz kırpıyor, 64. maddeyle Kürtlerin Türkiye’den bağımsızlık elde etmesinin yolunu açıyordu.Ancak Kürt aşiretleri bu duruma beklenmeyecek şekilde sert tepki gösterdi.
KÜRTLERE BİRLİK MESAJI
ANASIR-I İSLAM
- Milli Mücadelede Kürtler ve Türkler birlikte cepheden cepheye koştu ve büyük zaferlere imza attı.Batılı devletlerin Osmanlı’yı bölmek için ortaya attığı ‘Kürdistan’ planları yine tutmadı. 1. Meclis açıldığında, Anadolu’nun her tarafından temsil ediliyor, Kürtlerden de 70 kadar temsilci bulunuyordu.Mustafa Kemal Paşa konuşmalarında sık sık Türkler ve Kürtleri ‘anasır-ı İslam’ın iki kardeşi olarak zikrediyordu.
‘MİLLET’ ULUS DEĞİL ÜMMET DEMEKTİ
- Birinci Meclisin dayandığı esasların, Misak-ı Milli ve Teşkilat-ı Esasiye Kanunu olduğunu vurgulayan “Türkiye Kurulurken Kürtler” kitabının yazarı Sinan Hakan, 1. Meclisi ve sonrasındaki handikapı şu ifadelerle anlatıyor:“CHP’nin ilkesel zemini teşkil eden Kemalist inkılap ve felsefesi, sadece Osmanlı mirasını değil, 1923 seçimlerinden sonra Lozan’ın imzalanmasını müteakip, 1924 Anayasasıyla Birinci Meclis döneminin kurucu iradesini ve ilkesel ruhunu da reddetmiştir. Kabul etmek gerekir ki CHP, Cumhuriyet Türkiyesi’nin tarihsel süreci içerisinde, topluma Türkiye’nin söz konusu asıl kuruluş felsefe ve ilkelerini unutturmayı ve yanlış bir algıyı egemen kılmayı başarmıştır.”
DİNDAR KÜRTLER İÇİN YENİ BİR DÖNEM
- İşte bu atmosferde Cumhuriyet ilan edildi. Yeni ve modern bir ulus ‘yaratma’ projesiyle birlikte Kürtler ve dindarlar için, dolayısıyla her ikisini de cem eden ‘dindar Kürtler’ için bambaşka bir dönem başlamış oldu.Hilafetin kaldırılmasıyla birlikte, birleştirici unsur da aradan çekilince, isyanlar ve isyanları bastırmak için kullanılan şiddet, Kürt ulusalcılığını tetikledi.CHP’nin Kürt politikası bu dönemde şekillendi ve nur topu gibi bir ‘Kürt sorunu’muz oluştu.
TÜRK-KÜRT KARDEŞLİĞİNİN SEMBOLÜ
Türklük kimliği dayatıldı
- O dönemin şartlarına göre ‘ulus devlet’ belki de kaçınılmazdı. Ancak modernlikle kendini öne çıkartan resmi ideolojiyle, dindarlık üzerine kurulu olan toplumun temel taşları çatışıyordu.Kürt meselesi esasında modern Türk ulusu yaratmanın bir sonucu olarak ortaya çıktı. Kürtler kendini Müslüman bir milletin parçası olarak ‘asli unsur’ görmekte zorlanmıyordu. Ama ‘Müslümanlık’ devre dışı kalınca, Kürtlük de büyük bir sorun haline geldi.CHP’nin zulmü esasında seküler Kürtlere değil, dindar Kürtlere uğradı. Bunun tek istisnası, Dersim’deki Alevi Kürtlerdi.
KÜRT ULUSALCILIĞININ DOĞUŞU
- Dışlanmışlık, yabancılaşma, ötekileştirme ve şiddet öfkeyi doğurdu, öfke ise beraberinde karşı şiddeti getirdi.Cumhuriyet döneminde Kürt bölgelerinde çıkan olaylar, her ne sebepten olursa olsun ‘Kürt isyanları’ olarak tarihe geçse de, Kürt bağımsızlık hareketlerini tetikleyen olay Şeyh Said isyanı oldu. Günümüzde bile tartışılan bu olayın çıkış sebebinden ziyade, bastırılma şekli, Kürt ulusalcılığının doğuşuna zemin hazırladı.Tıpkı 80 ihtilalinde Diyarbakır cezaevinde yaşananların PKK’yı güçlendirdiği gibi... Resmi görüş Şeyh Said olaylarını zaman zaman “Kürt isyanı” zaman zaman da “irticai ayaklanma” olarak niteliyor.
İSMET İNÖNÜ’YE VERİLEN YETKİLER
ŞARK ISLAHAT PLANI
- Takrir-i Sukün kanunuyla bir yandan muhalefet susturulurken, diğer yandan isyan bölgesindeki Kürtlere yönelik büyük zulümler yapıldı.Olaylara karışanlar idam edildi, karışmayanlar tutuklandı veya Anadolu’nun farklı bölgelerine sürüldü. Diğer yandan da Kürtleri tedirgin eden bir kimlik politikasıyla Kürtçe ve Kürt kültürüne ait her şey yasaklandı. Şark Islahat Planı işte bu tarihlerde çıktı.Her türlü baskı ve şiddetin yanı sıra, sistemli bir asimilasyonu da öngören bir plan olarak sadece Cumhuriyet döneminde değil, 2000’li yıllara kadar çeşitli şekillerde uygulamada kaldı.Sıkı yönetim, OHAL, umumi müfettişlikler (Genel Valilik), iskan kanunları, Kürtçe konuşma yasağı uzun yıllar devam eden bu uygulamalardan bazıları.