Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nda devam eden Vurgun Operasyonu'nun boyutları büyürken, 1978'de Bayındırlık Bakanlığı dönemindeki icraatları sebebiyle Yüce Divan'a gönderilen eski Bakanlardan Şerafettin Elçi, bakanlıktaki rüşvet ve suistimal çarkına ilişkin çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. Yeni Şafak'a konuşan Elçi, DYP-SHP Hükümeti'nde Bayındırlık Bakanlığı koltuğunda oturmaya ancak 60 gün dayanabilen Devlet Bakanı Mustafa Yılmaz gibi, bu koltuğun ateşten gömlek olduğunu söyledi. Elçi, "Orası çok zor bir koltuktur. Akçalı işlerin en çok döndüğü ve suistimale en elverişli bakanlıktır orası. Bakan istediği kadar temiz olsun, mutlaka alt düzeyde kaçaklar vardır. Eğer bu kaçaklar artık yaygın hale gelmişse, bakanın bundan haberdar olmaması da mümkün değildir" dedi.
Müteahhitlerin Bakanlık'ta cirit attığını vurgulayan Elçi, o döneme ilişkin çarpıcı açıklamalarda bulundu: "Her şeyi müteahhitlere yıkmak doğru değil. Haklı oldukları mazeretleri de olabilir. Siyasiler müsaade etmezse, müteahhit baskısı da olmaz. Artık rahmetli olduğu için açıklamakta sakınca görmüyorum. Ben göreve başladığım zaman bakanlıktaki tüm ihaleler İnci Baba (Mehmet Nabi İnciler) denen bir mafya babası tarafından dağıtılıyordu. Bunu öğrenir öğrenmez o kişinin bakanlığa bir daha sokulmamasını emrettim. Hatta kendisine telefon ederek, bir daha bakanlığı girmesi halinde başına kötü işlerin gelebileceği uyarısında bulundum. Bir daha da gelmedi. Bakan müsaade etmedikten sonra orada iş yapmak imkansızdır" diye konuştu.