|

Baltar hakkında bir roman

E. Şule Köklü’nün Baltar isimli romanı köy yaşamını tüm canlılıyla okuruna aktaran bir roman. Baltar ve çevresindeki diğer kangal köpekleri etrafında dönen roman, okura pek çok mesaj da sunuyor.

Yeni Şafak
04:00 - 15/02/2019 Cuma
Güncelleme: 13:16 - 14/02/2019 Perşembe
Yeni Şafak
Gündem
Gündem
FUNDA ÖZSOY

Baltar, Şule Köklü’nün Yanık Maske’den sonra ikinci romanı. Her iki romanında da yazarın mekân olarak köyü tercih etmesi dikkat çekiyor. Ancak Yanık Maske romanı, varoluşsal sorgulamalar yapan, bu sırada maske metaforu ile bu sorgulamasını hem somut hem de soyut manada bir köyün içine yerleştirirken; Baltar romanında, bir Kangal köpeği üzerinden zaafları ile bütün bir insanlığın tabiat karşısındaki direnişi anlatılıyor.

Evet, bir Kangal köpeğidir Baltar; onurlu, sadık, insanoğlunun kaypaklığına sevgisi ile direnen. Kitapta Baltar’ın dışında başka kangallar da var, en az Baltar kadar önemli. Devir var mesela; vefanın, merhametin derviş ruhlu bir köpeğe dönüşmüş hali. Sonra yaşlı Karabaş var ki, bilge şahsiyetli, kocamış bir insan-köpek.

İNSANIN FARKLI
HALLERİ GİBİ

Aslına bakılırsa romanda yer alan önemli şahsiyetlerin birer karşılığı gibidir kangallar. Büyüğüne hürmeti elzem bilen, vefalı, koyununu parçalayan kurdun yavrusuna dahi kıyamayan Çoban, Devir’in insan hali gibidir mesela. Hatta şehir görmüş, başçavuşun karargâhında eğitilmiş hali ile Devir; yine köyün dışına çıkarak kasabada lise okumuş, dünya bilgisine vakıf Çoban ile bütünleşir. Kocamış Karabaş ise, sınırları köyden ibaret olmakla beraber, dünya zamanına nice yaşanmışlıklar sığdırmış, Köse Dağ’dan yaylaya inen kurtlarla mücadele ederek pişmiş, ölümü kabullenişi ile dahi hala öğretmeye devam eden bilge bir köpektir. Tıpkı, dünyayı okumayı Köse Dağ’ın kurtlarından, rüzgârından, çiçeğinden öğrenmiş bilge şahsiyet Şahin emmi gibi. Dişi Kangal Suna ise, Çoban’ın sevdalandığı Nilüfer kızın karşılığı gibidir.


GÖNÜL BAĞI KURULUYOR

Bu aşamada romanın dilinden de söz etmek isterim. Türk edebiyatında en başarılı örneklerini Orhan Kemal romanlarında gördüğümüz diyaloglara yaslanan roman geleneği, epeydir ihmal edilir, hatta küçümsenir oldu. Şahsiyet çözümlemelerinden, hayata bilgelik katan insani tecrübeye kadar pek çok şeyi diyaloglarla vermek mümkünken, günümüz romanı daha ziyade iç monologlarla kendine dönmeyi, bilinçaltı ile söyleşmeyi tercih ediyor artık. İşte Baltar romanı; günümüz romanında pek rastlayamadığımız -olsa dahi klişe televizyon repliği gevezeliklerinden öteye geçemeyen- Orhan Kemal romanlarında başarılı örneklerini gördüğümüz, diyaloglara yaslanan dili ile de dikkat çeken bir roman. Diyaloglardaki doğallık, okuru hiç de rahatsız etmeyecek yöresel ağız, kahramanlar ile -özellikle konuşmayı çok seven Şahin emmi ile- okur arasında da samimi bir gönül bağı kurulmasını kolaylaştırıyor. Üstelik köy yaşamı öyle canlı, gerçek haliyle anlatılmış, betimlemelerle tabiat öyle ete kemiğe bürünmüş, şahsiyet kazanmış ki romanda, yazarın bunca ayrıntıyı, sesi, kokuyu, rengi sözcüklere dönüştürmüş olmasına şaşırmakla beraber hayran da kalıyorsunuz. Sadece bu başarılı betimlemeler için dahi Baltar romanı okunmaya değer.

#baltar
5 yıl önce