|

Kainat ilahi bir orkestradır

Kalbimizi yumuşatan, en zor anımızda teskin eden, nefisleri taziye eden, ruhun gamını alan müzik, hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından. Sevinçlerimiz, yaslarımız, heyecan ve mutluluklarımız, umut ve korkularımız, ait olduğumuz kültür ve medeniyetlerin imbiğinden süzülen müziklerimizde dile geliyor. Müzikoloji alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden olan Yalçın Çetinkaya, müziğin tarihî seyrü seferine, farklı kültür ve medeniyetlerin prizmasından bakabilen ve bu birikim üzerinden müzik üzerine yeni sözler söyleyebilen bir müzik düşünürü.

04:00 - 15/02/2023 Çarşamba
Güncelleme: 06:12 - 14/02/2023 Salı
Yeni Şafak
Müzikoloji alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden olan Yalçın Çetinkaya, müziğin tarihî seyrü seferine, farklı kültür ve medeniyetlerin prizmasından bakabilen ve bu birikim üzerinden müzik üzerine yeni sözler söyleyebilen bir müzik düşünürü.
Müzikoloji alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden olan Yalçın Çetinkaya, müziğin tarihî seyrü seferine, farklı kültür ve medeniyetlerin prizmasından bakabilen ve bu birikim üzerinden müzik üzerine yeni sözler söyleyebilen bir müzik düşünürü.
*Hilal Turan

Kalbimizi yumuşatan, en zor anımızda teskin eden, nefisleri taziye eden, ruhun gamını alan müzik, hayatımızın vazgeçilmez unsurlarından. Sevinçlerimiz, yaslarımız, heyecan ve mutluluklarımız, umut ve korkularımız, ait olduğumuz kültür ve medeniyetlerin imbiğinden süzülen müziklerimizde dile geliyor. İnsanoğlunu en doğrudan etkileyen ve tarihsel olarak en eskiye uzanan sanat olduğunu söyleyebiliriz müziğin. Her ne kadar müziğin orduları cuşa geçiren, hatta hastalıklara şifa veren toplumsal yönlerine aşina olsak da varlığın hikayesinde müziğin hangi yana düştüğüne ve “müzik düşüncesi”ne dair bildiklerimiz oldukça sınırlı. Müzikoloji alanında Türkiye’nin önde gelen isimlerinden olan Yalçın Çetinkaya, müziğin tarihî seyrü seferine, farklı kültür ve medeniyetlerin prizmasından bakabilen ve bu birikim üzerinden müzik üzerine yeni sözler söyleyebilen bir müzik düşünürü. Mevlana’nın Pergel metaforuyla, bir ayağını ait olduğumuz İslam medeniyetine sabitlerken, diğeriyle geniş bir coğrafyaya uzanan; kadim düşüncelerin ışığında “müziğin tarihsel mirası”nı kavramaya ve anlatmaya çalışan Çetinkaya’nın müzik üzerine düşüncelerinin hülasası diyebileceğimiz iki kitabı yakın dönemde okurlarla buluştu: Kozmik Müzik (Ketebe Yayınları) ve Ahirzamanda Müzik (Büyüyen Ay Yayınları)

KAİNATIN ZİKRİ

Modern dünya bize sadece görebildiğimiz ve duyabildiğimiz oranda bir gerçeklik vadetse de insanoğlunun fiziksel algı sınırlarının ötesindeki gerçekliğe dair bilgimiz oldukça az. Pythagoras “Gezegenler dönerken çıkardığı nağmeleri işittiğini” söylerken veya Mevlana “Biz musiki nağmelerini feleklerin dönüşünden aldık” derken, kainatı adeta ilahi bir orkestra olarak tasvir ediyorlar. Mikrokosmosdan makrokosmosa kadar, yaratılmış olan her şeyin bir harmoni, uyum ve ahenk içinde olduğundan hareketle, kainat ile musiki arasında ilişki kuran düşünce ekolünün geçmişi aslında Hermes’e (İslam düşüncesinde Hz. İdris) kadar uzanıyor. Müziğin varoluş öyküsünün kadim düşünce tarihindeki izini süren Kozmik Müzik, hayatımızın hemen her alanında bize eşlik eden müziğe dair pek de aşina olmadığımız bir hikmet penceresini aralıyor. Yalçın Çetinkaya, Kozmik Müzik’te Phytagoras’tan Platon’a, Aristoteles’ten Aziz Boethius’a, Kindî’den İhvan-ı Safa’ya, Farabî’den Kepler’e kadar uzanan geniş bir düşünce tarihi serüveninde karşılık bulan, “kainattaki kusursuz uyum ve harmoninin müzikle açıklanması” fikrinin kaynak ve yansımalarını ortaya koyuyor. Kainatın müzikle açıklanmasına farklı yaklaşımlar olsa da her bir düşünce ekolünün üzerinde uzlaştığı nokta, müziğin yüksek bir ilim ve sanat olarak tanımlanması ve onu ancak hakîmlerin (hikmet sahiplerinin) anlayabileceği düşüncesi. Müziğe sadece hayatımıza dokunan yönleriyle değil varoluş serüvenimizdeki anlamıyla bakan Kozmik Müzik, “kainatın zikri”ne kulak vermek isteyenler ufuk açıcı bir okuma deneyimi vadediyor. Büyüyen Ay Yayınları tarafından yayınlanan “Ahir Zamanda Müzik”, müziğin güncel konularına tarihi serüveninden hareketle bakan “zamana mütehammil” yazılardan oluşuyor. Yalçın Çetinkaya’nın Yeni Şafak’ta 12 yıl boyunca kaleme aldığı yazıların yekunu olan kitap, müzik düşüncesinin sadece izini sürmekle kalmıyor, filozofların düşüncelerini bugünün bilgileriyle harmanlayarak müziğe dair yeni sözler söylüyor ve yeni kapılar açıyor. Doğu ile Batı’nın kavşak noktasında bir müzikoloğun gözünden, her iki müziğin tarihini de mukayeseli bir şekilde kavrayıp yansıtan kitapta, Verdi’nin Operasından Mızıka-i Hümayun’a, Tampere sistemden mikrotonal müziğe, Necdet Yaşar’dan Neşet Ertaş’a, Beethoven’dan Itri’ye uzanan geniş bir tarih ve coğrafya içerisinde, nakış nakış örülen bir musiki rotası sizi bekliyor.

#Müzik
#Kitap
#Yalçın Çetinkaya
#Ketebe Yayınları
1 yıl önce
default-profile-img