|

Kovid-19 ve hava kirliliği ortak düşman

Kovid-19 salgını nedeniyle yaşadığımız karantina günlerinde fabrikalar durdu, araçlar sokaktan çekildi ve havanın kalitesi arttı. Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından hazırlanan ‘Kara Rapor 2020: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkisi’ adlı kapsamlı çalışma, son 4 yılın verilerini sunuyor. Koronavirüs ve hava kirliliğinin ortak düşman olduğuna vurgu yapan platform koordinatörü Buket Atlı, “Korona sonrası süreci inşa ederken sağlıklı bir toparlanma sağlamak için halk sağlığını merkeze koyan modeller öneriyoruz” diyor.

İlker Nuri Öztürk
04:00 - 23/08/2020 Pazar
Güncelleme: 22:45 - 22/08/2020 Cumartesi
Yeni Şafak
Fotoğraf: Arşiv
Fotoğraf: Arşiv

Felaketler yılı olarak anılan 2020’nin sonlarına yaklaştık. Bütün dünyayı etkisi altına alan, ekonomiden siyasete, sanattan eğitime hayatı durduran Kovid-19 salgını, soluduğumuz havaya tam tersi bir etki yaptı. Temiz Hava Hakkı Platformu tarafından hazırlanan ‘Kara Rapor 2020: Hava Kirliliği ve Sağlık Etkileri’ başlıklı çalışmanın detayları da bunu gösteriyor.


BİRLİKTE MÜCADELE EDİLMELİ


2020 yılının ilk altı ayında kapanan kömürlü termik santraller ve karantina nedeniyle azalan trafik sebebiyle hava kalitesi iyileşmiş olsa da yeni normale hazırlanan ülkemizdeki kirlilik, haziran ayı itibarıyla tekrar artmaya başladı. Hava kalitesini araştıran platform doğa koruma ve sağlık alanında çalışan 16 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelmesiyle 2015 yılında çalışmalarına başladı. Hava kirliliğinin azaltılması, halk sağlığının korunması ve temiz hava hakkının savunulması için çalışmalar yapıyorlar. Platform koordinatörü Buket Atlı, şu önerilerde bulunuyor: “Hava kirliliğiyle mücadele Kovid-19’la mücadeleyle birlikte düşünülebilir. Hava ölçüm istasyonlarının veri kalitesi arttırılmalı, çevre yatırımlarını tamamlamamış kömürlü termik santrallerin çalışmasına izin verilmemeli, planlanan sanayi tesislerinin sağlık etki değerlendirmesi yapılmalı, fosil yakıt desteğine son verilmeli. Korona sonrası süreci inşa ederken sağlıklı bir toparlanma sağlamak için halk sağlığını merkeze koyan istihdam ve krizlere karşı dayanıklı modellerden oluşan bir ekonomik toparlanma paketi oluşturmayı öneriyoruz.”

ÖLÜMLER ENGELLENEBİLİR


Hava kirliliği ve koronavirüsün her ikisinin de çok önemli sorunlar olduğunun altını çizen Prof. Dr. Çiğdem Çağlayan, “Her iki gelişme de bize maske taktırıyor. Maske kurtarıcı değil. Özellikle hava kirliliği konusunda. Kirliliği mutlaka engellemek zorundayız. Ölümler, hastalıklar, hastaneye yatışlar gibi pek çok başlıkta incelenebilir. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ölçüm istasyonu sayısını arttırdı ama ulusal düzdeyde Türkiye’yi temsil eden çalışmaların sayısı artmalı. Süreklilik sağlanmalı. Ülke genelinde ölçüm konusunda sıkıntılar yaşıyoruz”

KİLOMETRELERCE HAREKET EDEBİLİYOR

Hava kirleticileri, kilometrelerce hareket edebiliyor. Sanayi ve ulaşımda kullanılan fosil yakıt, trafik, madencilik, endüstriyel tarım, yangınlar hava kirliliğinin sebeplerinden birkaçı. İstanbul’da 2019 yılında yıllık ortalama partikül madde seviyesi iyileşmiş olsa da yıl boyunca Sultangazi, Mecidiyeköy, Alibeyköy ve Kağıthane istasyonlarında neredeyse 200’den fazla günlük limitin üzerinde kirli hava ölçüldü. Hava kirliliğinin üç yıldır en düşük seviyede ölçüldüğü iller ise Ardahan, Tunceli, Rize, Artvin ve Bitlis.

Havadaki görünmez katil



***


  • Hava kirliliğinin sağlık üzerindeki etkileriyle genler arasında bağ kuran Doç. Dr. Semih Ayta, hava kirliliğini görünmez katil olarak niteliyor. Hastalıklara dikkat çeken Ayta, “Büyük ve küçük yerleşimlerde gerek araba egzosundan gerekse fabrika bacasından hava kirliliğine maruz kalıyoruz. Ağır metaller toprağa çöküyor. Kirliliğe yol açan ince partikül madde, verilere göre dünyada her yıl 7 milyon kişinin erken ölümüne neden oluyor. Çocuklarda akciğer gelişimini olumsuz etkiliyor, kalp damar sistemini de öyle. Astım krizini tetikliyor” diyor. “Gebelik öncesinde ve yaşlılıkta kirliliğin yarattığı riskler büyük. Depresyonu kolaylaştırıyor” diyen Ayta, sözlerine şöyle devam ediyor: “İngiltere’de sigara içmeyen beş hamile kadınla yapılan bir deney var. Sonuçlar bize gösteriyor ki hava kirliliğinin etkileri, anne karnında başlıyor. Zamanla genlerin aktarımları incelendi ve kirliliğin genetik kökenleri ortaya kondu. Bilgilerimiz giderek arttı.” Hava kirliliğinin artmasıyla oluşan kronik rahatsızlıklara sahip kişilerin Kovid-19 virüsüne maruz kalmaları durumunda ölüm riskleri daha yüksek seviyede oluyor. Kirli havadaki damlacıkların virüsün havadaki bulaşım tkisi konusunda büyük bir belirsizlik var.
#Kovid-19
#Hava Kirliliği
#Semih Ayta
#Buket Atlı
#Çiğdem Çağlayan
4 yıl önce