|

Modern Çağ’ın sonunda bir hasar tespiti

John Lukacs’ın Türkçe’ye kazandırılan bu büyük eseri, içinde bulunduğumuz çağda bir terslik olduğunu sezenler için bilimden felsefeye, sanattan siyasete her alanda insanlık olarak nerede durduğumuzu ya da duramadığımızı anlama rehberi.

Yeni Şafak
13:48 - 9/05/2018 Çarşamba
Güncelleme: 13:52 - 9/05/2018 Çarşamba
Yeni Şafak
John Lukacs.
John Lukacs.
SEZAİ SARAÇ

Dünya her zamankinden daha karmaşık gelmiyor mu? Batıda aile kurumu iflas ediyor. Ülkeler onları ayakta tutan ilke ve inançları her geçen gün daha fazla sorguluyor. Yeni çıkan bir film ya da kitap (büyük bir cesaret örneği olarak) sapkınlığın en uç örneklerini akıl etmemişse ilgi görmüyor. Demokrasi, İnsan Hakları, Hümanizm, İlericilik, Objektiflik, Determinizm gibi Modern Çağ’a damgasını vuran kavramlar nereye çarpacağı bilinmez başıboş bir tekerlek gibi yalpalayarak yol almaya çalışıyor. Doğuda ya da Batıda, bir şeylerin ters gittiğine dair güçlü bir sezgi sokaklarda uykusuzluk huzursuzluğu gibi dolaşıyor. Daha yeni Trump ve Putin’in insanları dehşete düşüren “neo-nükleer” atışmalarını izledik. Dünya bunları aşmamış mıydı?

JOHN LUKACS’IN ESERLERİ
TÜRKÇEYE KAZANDIRILIYOR

Ketebe Yayınları, çağımızın ünlü tarihçisi ve cins kafası John Lukacs’ın dünyada ses getiren kitaplarını Türkçe’ye kazandırıyor. Modern Çağın Sonu, Lukacs külliyatının ilk kitabı olarak raflarda yerini aldı. Lukacs kendi ifadesiyle, Batı’nın komünist Doğu’dan evla olduğu inancıyla 1945 yılında, 22 yaşında, henüz Sovyetleşmemiş Macaristan’dan ABD’ye kaçtı. Chestnut Hill College’da 1947-1994 yılları arasında dersler verdi. Aynı zamanda John Hopkins, Columbia, Princeton gibi önemli üniversitelerde misafir öğretim üyesi olarak görüşlerini aktardı.

Lukacs, etkili hikayeci anlatım tarzı nedeniyle Jacques Gibbon, Jacques Barzun, George Kennan and Samuel A. Huntington gibi isimlerle birlikte anılıyor. Şimdiye kadar birçoğu çok satan 20’ye yakın kitap yazdı. Tarihsel düşünce konusundaki tepki ve anlayışı onu Tarih Bilinci konusunda bir klasik haline getirdi. Çalışmalarının onu götürdüğü sonuç şu: Modern Çağ sona ermiştir. Tarih inancında, fizikte ve bilimin diğer alanlarında, eğitimde, siyasette, hukukta ve sanatta Modern Çağ’ın tüm idealleri iflas etmiştir. Yerine yeni bir anlayış da gelmiş değildir. Tek görebildiğimiz ikilikler, ikilemler, çelişkilerdir. Ve bu uzun zamandır süregelmektedir. “Modern Çağın Sonu” Lukacs’ın tüm düşüncelerinin süzülüp netleştiği ustalık dönemi eseri. Kitap, Batı tarafından yapay olarak belirlenen ilk çağ- orta çağ-modern çağ krolonojik ayrımından başlayarak Modern Çağ’ın bilimadamlarıyla, filozoflarıyla, bilginleriyle, kurumlarıyla birlikte bir değerlendirmesi niteliğinde. Tarihe, tarihi karakterlere ve olaylara yeni bir bakış açısı öneriyor. Marx, Einstein, Darwin ve Freud’un günümüzdeki abartılı yerini yeniden tartışmaya açıyor. Modern Çağ’ın katı değerleri olan İlerlemecilik, Determinizm, Objektiflik gibi kavramları eleştiriyor ve artık bu çağın düşünce kalıplarının yeni gelişmeler ışığında işe yaramaz hale geldiğini ispatlıyor. Artık bir takıntı haline gelmiş objektifliği Hitler örneğinde şöyle eleştiriyor Lukacs: ‘Hitler’in ölümünden on, otuz veya altmış yıl sonra bir Patagonyalı veya Zambiyalı Hitler hakkında bir Alman veya Yahudi’den daha “objektif” olabilir. Peki bu kişi Hitler’i daha mı iyi anlayacaktır?”

HEISENBERG ETKİSİ

Ünlü Fizikçi Heisenberg, Lukacs’ın fikirlerinde önemli bir etkiye sahip. Heisenberg’in keşfi şuydu: Fizikçinin gözlemi ve ölçme girişimleri, harekete ya da nesnenin durumuna müdahale ediyordu. Lukacs bu teorinin, fiziki kanunları insan ilişkilerine de uygulamakta direten Determinizm üzerinde yıkıcı bir etkisi olduğuna inanıyor. Kitapta farklı açılardan fizikle, tabiatla ilgili olayların insana ve insan aklına uygulanamayacağını vurguluyor ve bunun bir Modern Çağ takıntısı olduğunu şu örnekle basitleştiriyor: “Zayıf birisiyle güreşmek güçlü biriyle birisiyle güreşmekten daha kolay iken, zayıf bir akılla güreşmek güçlü bir akılla güreş­mekten çok daha zordur.”

Yeni bilimsel buluşlar aklın maddeye karşı üstünlüğünü ve tahakkümünü ortaya koyuyor. Lukacs’a göre maddenin aşamalı olarak manevîleşmesiyle karşı karşıyayız. Şöyle diyor John Lukacs: “Bunun sonuçlarının birçoğu, iyi ya da kötü halen tahmin edilemez ve hatta tasavvur edilemez haldedir. Ancak eğer maddenin manevîleştirilmesi sahte bir idealizme dönüşürse o zaman kesinlikle kötü olacaktır.” Bir tarih denemesi sayılabilecek bu kışkırtıcı kitap modern çağın sonunda bir hasar tespiti, Lukacs’ın deyimiyle bir “feryat”. Bazen güzel bir kitap okuruz, yeni bir şeyler öğreniriz. Modern Çağ’ın Sonu onlardan biri değil. Bu kitap meydan okuyor, kapılar ardında kapılar açıyor; bildiğimiz, bize öğretilen ya da çağımızın dayattığı kalıpları yeniden düşünmeye zorluyor.

MODERN ÇAĞ’IN ÇELİŞKİLERİ

Modern Çağ’ın sonunda, modernizmin can çekişen kavramları kendi çelişkileriyle birlikte var olmaya çalışıyor. Lukacs’ın kaleminden bu çelişkilerden bazıları şöyle sıralayabiliriz: Sınıf farklılıklarının azaltılması anlamına gelen eşitlikçi demokrasi kavramı, kıymetsiz ve geçici kurumlara bağımlı hale gelen, birçok kimsenin kendini tanımlayamadığı sınıfsız bir toplumla birlikte varlığını sürdürüyor. Irka dayalı hukukî ve hatta sosyal ayrımlar azalıyor ve önceden sınırlanmış ırkların hak ve ayrıcalıkları kurumsallaştırılıp genişletiliyor. Aynı zamanda insanlar arasında ırka dayalı husumetler ve korku artıyor. Eğitime harcanan para muazzam derecede artarken, gençlerin okulda harcadığı zaman yirmi yılı aşıyor. Öbür yandan gençlerin dünya bilgisi yetersiz, okuma-yazma ve kendilerini ifade etme yetenekleri eksik. Tıpta tedavi, ameliyat ve ilaçlardaki ilerici uygulamalar hayret verici boyutlarda iken, gittikçe daha fazla sayıda insan yetişkinlik dönemleri boyunca tıbba ve ilaca bağımlı hale gelmeye başladı.Uzun asırlardır beklenen kadın erkek eşitliği yasalaştırıldı, yerleşik hale geldi ve birçok yönden teminat altına alındı. Ama aynı zamanda en mahrem ilişkiler dahil olmak üzere kadınlar ve erkekler arasındaki ilişkiler karmaşıklaştı ve hatta şiddet içerir hale geldi. Birçok kadın “bağımsızlığı”nı kazanırken yalnızlaştı. Bilgiye ulaşma imkânları, Modern Çağ’ın bitiminde bu bilgilerin çoğunun anlamsız olduğu ve birçok bilgi satıcısının bilgiyi eğlenceye bağımlı veya ona tabi kıldığı gerçeğini örtbas ediyor.

  • Kitabın künyesi:
  • Modern Çağın Sonu
  • John Lukacs
  • Ketebe Yayınevi
  • 2018
  • 80 sayfa
#Modern Çağ
#John Lukas
#Ketebe Yayınevi
6 yıl önce