|

Pandemi yayıncılıkta dijital dönüşümü başlattı

Pandemi sürecinde eve kapanan okur, kitapla bağını güçlendirdi. Online satışların yüzde 100 artması, yazarlarla çevrimiçi söyleşiler, online kütüphaneler, dijitale aktarılan eserler ise yayın dünyasını yeniden şekillendirdi. Basılan kitap sayısındaki azalışa rağmen online satışların artması yayıncıların yüzünü güldürdü. Yeni Şafak Kitap’a konuşan yayıncıların aktardığına göre piyasanın daralması yayım hızına farklı bir ivme kazandırdı. Alternatif satış kanallarının açılması ise yayıncılıkta değişimi ve dijital dönüşümü tetikledi.

Seray Şahinler Demir
04:00 - 15/10/2020 الخميس
Güncelleme: 16:27 - 15/10/2020 الخميس
Yeni Şafak
Dijitalleşmenin önemini kavrayan yayıncılar artık online satış sitelerini kurmaya, okurla dijital kanallar üzerinden iletişime başladı.
Dijitalleşmenin önemini kavrayan yayıncılar artık online satış sitelerini kurmaya, okurla dijital kanallar üzerinden iletişime başladı.

Dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan Covid-19 salgını günlük yaşantımızı, davranış ve alışkanlıklarımızı değiştirdi. Eve kapandığımız süre boyunca tempolu iş hayatında kitap okumaya fırsat bulamayanlar, evde kaldıkları dönemde kitapla daha sık buluştu. Okurun kitapla kurduğu bağ bu süreçte güçlendi. Bu durum kitap satışlarına da yansıdı. Kitabevi ziyaretlerinin azalması, fuarların iptal olması, internet sitelerine özel indirim kampanyaları okuru dijital platformlara yönlendirdi. Yazarlarla yapılan çevrimiçi söyleşiler, online kütüphaneler, e-kitaplar, dijitale aktarılan eserler okuma sürecini pekiştirdi. Bu durum bir süredir basım ve dağıtım konusunda zor günler geçiren yayıncıların yüzünü güldürdü. Dijitalleşmenin önemini kavrayan yayıncılar artık online satış sitelerini kurmaya, okurla dijital kanallar üzerinden iletişime başladı.

Basılan kitap sayısındaki düşüş ise yayıncılık anlayışını değiştirmeye başladı. Yeni çıkanlarda seçici davranan yayıncılar artık gelen talebi gözeterek hareket ediyor. Süreç aynı zamanda kitap üretimini de olumlu etkiledi. Yazar ve çevirmenlerin de eve kapandığı bu süreçte üretim arttı. Telif eser veya çevirileriyle uğraşan yazarlar bu süreci verimli kullanarak, daha önceden planlanan eserleri daha hızlı bir şekilde tamamlama imkânı buldu. Fakat üretilen kitapların basımı noktasında sorun yaşandı. Yayın programlarının ertelenmesi ve yeni kitap basımı taleplerinin askıya alınması sektörde duraklamaya yol açabilir. Zira Türkiye Yayıncılar Birliği yıl sonunda pazarda yüzde25-yüzde 30 civarında bir daralma olacağını öngörüyor. Peki yayıncılar ne düşünüyor? Pandemi sürecinden nasıl etkilendiler? Önümüzdeki dönem için nasıl bir yol haritası çiziyorlar? Söz yayıncılarda…


Ketebe Yayınları Yayın Yönetmeni Furkan Çalışkan: Döneme ayak uydurmak zorundayız

Pandemi, bütün Dünya’yı ve bütün sektörleri etkilediği gibi hem ülkemizi, hem yayın sektörünü doğal olarak derinden etkiledi. Ama bu etkiyi sektörel daralma ya da genişleme penceresinden değil de, sektörel açıdan bir perspektif değişikliği penceresinden değerlendirmekte yarar var. Çünkü kitapçılar tenhalaştı ve kitap satışları düştü veya insanlar eve kapanıp kitap okudu, kitap satışları arttı demek, iki durumu da ifade etmek mümkün, ama bu ifadeler sonuçlara bakarak zaten herkesin sadece yayın sektörü değil, her sektör için kullanabileceği ifadeler. Alışkanlıkların değiştiği, değişmek zorunda olduğu, bu sebeple gözden geçirildiği, anlayışların revizyona uğradığı bir gerçek. Yayın sektörüne de bu açıdan bakmakta fayda var. Yayım ve dağıtım iki ayrı koldan ayrı ayrı değerlendirmeyi hak ediyor. Dağıtım ve kitapların okura ulaşması açısından Ketebe ekibi olarak alternatif satış kanalları üzerinde duruyoruz. Bu yeni bir şey de değil. Dünyanın geleceği digital satış üzerinde şekilleniyor epeyce bir süredir. Bizim de bu sebeple planlarımız uzun vadeli ve köklü. Bunlardan uzun uzadıya bahsetmeyelim şimdilik ancak yeni döneme ayak uydurmak bir yana, yeni dönemi şekillendiren yayıncıların başında gelmek gibi bir niyetimiz var. Yayım açısından ise söylenebilecek şeyler dağıtım ile alakalı yaptığımız plana göre şekilleniyor. Piyasanın daralmasını dikkate alarak yayım hızımızı yavaşlatmadık. Planlarımızı ertelemedik, kitaplarımızı her şey olağan seyrindeymiş gibi yayımlamaya devam ediyoruz. Halihazırda yayımladığımız kitapların pek çoğu bir kaç yıl önce yapılan planın bir parçası olduğu gibi, şu sıralar da bundan bir kaç yıl sonra yayımlanacak kitapların çalışmaları devam ediyor.


Erkam Yayınları Yayın Müdürü Salih Zeki Meriç: Kitapla arası açık olanlara fırsat doğurdu

Sadece yayıncılık sektörü değil bütün alanlarda olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. İster buna küresel bir dizayn deyin, ister yeni dünya düzeninin oluşumu için altyapı çalışmaları deyin… Adına ne denirse denilsin, bu sürecin başlaması ile tüm dünya birçok ‘yeni’ ile tanışmak zorunda kaldı. Edindiğimiz alışkanlıklardan, sosyal ilişkilerimize kadar birçok alanda farklı bir davranış biçimine kadar yeni sürecin gerektirdiği şekilde bir tutum içine girmek zorunda kaldık.

Yayıncılık, daha özel ifade ile kitap yayıncılığı alanında da okuyan insanların tercihlerinde değişimler oldu. Bunu biz yayıncı olarak gözlemledik. Belki maddi anlamda diğer sektörler gibi fazla olumsuz bir tablo oluşmadı. Çünkü bu dönemde, özellikle daha bireysel yaşanılması gereken bu süreçte okumak isteyen insanlar daha fazla okumaya fırsat buldu. Veya uzun zamandır kitaplarla arası açık olan kitapseverler bunu bir fırsat olarak gördü ve tekrar kitaplarla buluştu. Okurun bu davranış biçimi, yayıncılara daha çok kitap satışı olarak dönmüş oldu.

En fazla değişim ve gelişim noktası, yayıncıların e- kitap ve internet üzerinden satışları oldu. Fiziki satışlar ciddi manada düşerken internet üzerinden satışlarda önemli artışlar gözlemledik. Bu da mali açıdan bir denge oluşturdu. Mali açıdan denge olmasının yanında birçok yayınevi bu alandaki eksikliğini görerek e- kitap, dijital yayıncılık, online satış alanlarında yatırımlara girdi ve kendi satış ağını genişletme yoluna gitti. Erkam Yayınları olarak biz de bu süreçte yayınevimizin bünyesinde bulunan bütün kitapların dijital dönüşümünü gerçekleştirip, ilgili satış noktaları üzerinden okuyucumuzla buluşmaya başladık. Sevindirici neticeler de aldık.

Bünyemizde bulunan çocuk kitapları başta olmak üzere, çocuk dergileri ile ilgili çalışmalara öncelik verdik. Çünkü bu dönemde ve her dönemde olduğu gibi en çok talep gören alan yine çocuk kitapları oldu.

Yine bu dönemde belki eksikliğini gördüğümüz, halka açık geniş katılımlı fuarlar konusu oldu. Başta İstanbul olmak üzere farklı illerde düzenlenen fuarlar yapılamadı. Fuarlar, okuyucunun nabzını tutmakta, beklentilerini öğrenmek ve yazarlarımızın okuyucu ile buluşması gibi konularda çok güzel fırsatlar oluşturuyordu. Temennimiz bu sürecin bir an önce son bulması ve yine eskisi gibi fuarların düzenlenmesidir.

Bundan sonraki dönemlerde Yayınevi olarak üç ana hedefimiz olduğunu ifade etmeliyim: Birincisi, dönüşümünü gerçekleştirdiğimiz dijital yayınlarımızın daha çok insana ulaşmasını sağlayacak altyapı çalışmaları yapmak. İkincisi, kültür faaliyetleri yapan kuruluşlarla işbirliği yaparak daha çok evlerinde zaman geçiren çocuklarımıza basılı kitaplarımızı ulaştırmak ve üçüncü hedefimiz ise, 3 yaşından 14 yaşına kadar çocuklarımıza hitap edebilecek çocuk kitaplarının üretimine ağırlık vermek olacaktır.


Türkiye Yayıncılar Birliği Başkanı Kenan Kocatürk: e-kitaplara ve sesli kitaplara yayıncılar yönlendi

Pandeminin ilk üç ayında satışların adet bazında ortalama yüzde 63 düştüğünü gözlemledik. Özellikle online kitap satışlarında sipariş patlaması yaşandı. Yıl sonunda pazarda yüzde 25-yüzde 30 civarında bir daralma olacağını öngörmekteyiz. Yayınevleri, sesli kitap ve e-kitap formatlarıyla ilgilenmeye başladılar. Özellikle sesli kitap son dönemde çok tercih edilen bir alan haline geldi. Yayınevlerinin bundan sonra da bu formatlarla daha sık ilgileneceğini söyleyebiliriz.

Kitabevlerinde şimdilerde doluluk oranı yüzde 40 civarında, bu oldukça düşük bir oran. Yayıncılık sektörüne itibar kazandırılması, yazılı ve kültürel mirasın korunması ve ülkemizde yaşayan herkesin kitaba erişebilir olması, sektörün kurumsallaşması ve uygulamaların standart hale gelmesi ihtiyacının her geçen gün daha fazla ortaya çıktığını görüyor ve tecrübe ediyoruz, bu sebeple çok önemsediğimiz ve mutlaka olması gerektiğini düşündüğümüz yazılı kültürün korunmasıyla ilgili bir yasa taslağı üzerinde çalışıyoruz. Ayrıca, e-kitap, sesli kitap ve dijital aboneliklerdekiyüzde 18 KDV oranının basılı kitaptaki gibi kalkması için de çalışma yapmaktayız.


Günışığı Kitaplığı Genel Yayın Yönetmeni Mine Soysal: Eksikleri görüp yeni modellere odaklandık

Pandemi süreci yayıncılığımızda uyaran bir etki yarattı. Eksiklerini daha görünür kıldığı sektörü yeni modeller düşünmeye, tartışmaya, meselelerin üzerine ortak akılla gitmeye zorladı. Ancak, dünya ekonomilerinde yaşananlar, pandeminin yarattığı belirsizlikler ve Türk Lirası’nın değer kaybı yayıncılığımızı çok olumsuz etkiledi. Döviz kurlarındaki kontrolsüz yükseliş, yayınevlerinin gerek zorunlu hammadde ithalatını gerekse yurtdışı sözleşmelerini dara soktu. Kitapçıdan dağıtımcıya, online mağazalardan dijital çözümcülere dek her firma ayakta kalmak ve okurun ihtiyaçlarını karşılamak için kendi çapında olağanüstü bir çabaya girişti. Nakit akışı sekteye uğrayan firmaların ödemeleri aksatması, yazar, editör, çevirmen, illüstratör gibi yaratıcı emek sahiplerini güvencesiz bıraktı.

Günışığı Kitaplığı, uzun vadeli planlamalarla yürüyen bir yayınevi olduğundan bu talihsiz sürecin gerektirdiği manevraları da hızla yapabildik. Mart-Temmuz ayları arasında “evden” çalıştık, Temmuz’la birlikte ofise kademeli dönüş yaptık. Birçok yayınevi gibi ilk iki ay yeni kitap baskılarımızı ertelerken, tekrar baskılarda daha kontrollü bir üretim süreci izledik. Haziran’la birlikte hem yeni kitap hem de tekrar baskılarımız eski ritmine kavuştu. Beri yandan e-ticaretle işlemeye başlayan ticari ortamın koşullarına ayak uydurduk. Okurlarımızla yoğun buluşmalarımızı online etkinliklerle sürdürdük. Yazar, illüstratör ve çevirmenlerimizle en yakın iletişimde olduk. İş süreçlerimizi de geliştirmemizi sağlayan bu çok öğretici süreçte en büyük mücadeleyi, online platformları saran korsan yayın paylaşımlarına karşı verdik, veriyoruz.


Basın Yayın Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Emrah Kısakürek: Hazırlıksız yakalandık

Maalesef tüm sektörler gibi yayıncılık dünyamız da Covid-19 salgını sebebiyle zor günler geçirmeye başladı. Özellikle bazı dağıtımcıların konkordato kararı almaları sebebiyle başlayan sıkıntılı süreçleri, döviz kurlarındaki olağanüstü yükselişler ve sonrasında Covid19 salgını takip etmiş gibi oldu.

Bununla birlikte özellikle salgın tedbirleri sebebiyle müşteri kaybeden ve kapanan kitabevleri de sektörde daralmayı arttırdı. Ancak evlerine çekilen okuyucularımız internet aracılığıyla kitaplara ulaşmayı tercih ettiler. Bu birçok online kitap sitesine talep artışı getirdi. Fakat bu talep artışına maalesef ne online siteler, ne yayıncılar, ne de kargo firmaları hazırlıklı değildi. Bunun yanı sıra online satış platformlarının yer verdiği bazı firmalar maalesef korsan kitap satışı yaparak bu satışlara olan güveni azalttı. Bazı internet sitelerinin birbirleriyle hizmet yerine fiyat rekabetine girmeleri maalesef sunulan kitabın hem içerik hem de fiziki olarak kalitesizleşmesini getirdi.

Yayıncı birlikleri olarak bir araya gelerek, sektörün salgından etkilenen sektörler arasına alınmasını ve vergi ertelemelerinden faydalanmasını sağladık. Aynı zamanda Kültür ve Turizm Bakanlığı ile irtibata geçerek, bakanlığa bağlı kütüphaneler için yapılacak kitap alımlarının öne çekilmesi sağlandı. Alımlar geç de olsa biraz soluklanmayı sağladı. Kültür Bakanlığının kitap alım bütçesinin düşük olması, sektöre katkısının minimum düzeyde olmasına sebep oluyor.

Dijitalleşen dünyada iptal edilen fuarlar sebebiyle Türk Edebiyatının yurtdışında temsili için yapılan çalışmaları dijital dünyaya taşımaya başladık. Öncelikle bundan önce yurtdışı fuarlara taşıdığımız ve yayıncıların kitaplarından oluşan kataloglar dijitalleştirildi. Onilne etkinlikler planlanmaya başlandı ve bu çalışmaların ilki TURLA MEETINGS adıyla 17-19 Kasım tarihlerinde yapılacak olana profesyonel buluşmalar. Dünyanın çeşitli ülkelerinden 60 yayıncının bir araya geleceği, online etkinlik ve b2b görüşmelerin yapılabileceği bir program. İstanbul Ticaret Odasının da katkılarıyla yapılacak bu etkinlik, Türk Edebiyatının tanıtımına devam etmemize önemli bir katkı verecek.


İnsan Kitap Genel Müdürü Ömer Bal: Yazarlar süreci verimli kullandı

Pandemi sürecinde bütün sektörlerde olduğu gibi yayıncılık/kitap sektöründe de ciddi bir boyutta duraklama söz konusu oldu. Aciliyet durumu olan yayınlar dışında kitap basımı durduruldu, yayın programları ertelendi, yeni kitap basımı talepleri askıya alındı vs. Birçok yayınevi ve firma gibi biz de öncelikle kısmi zamanlı evden çalışma yöntemini uyguladık ve bu yöntemi tecrübe etmiş olduk. Tabii söz konusu vakanın yeni bir yaşam ve çalışma tarzı oluşturacağına, bazı şeylerin eskisi gibi olmayacağına dair öngörüler veya önkabuller, ve süreç esnasında vuku bulan zorunlu yönelimler (dijital/sanal uzamın fazlasıyla aktif kullanımı gibi)ister istemez bizi de o uzama kanalize olmaya itti.

Bu belki de birçok sektörün olduğu gibi kitap sektörünün de kaçınılmaz sonunun ön tecrübesi, hazırlık aşaması oldu. İptal edilen fuarlar (ki fuarlar kitap sektöründe maddi gelir elde etmekten çok piyasayı canlı tutmak, yeni yayınları sunmak ve okuyucuyla yüz yüze gelmek, taleplerini ve şikâyetlerini tespit edebilmek için yayıncılık sektörünün en önemli kamusal alanlarıdır), düşük ve hatta orta gelirli kesimin önceliklerini temel ihtiyaçlarına ayırarak zaten kısmen az ilgi gösterdiği kitap piyasasının maddi anlamda daralmasına sebep olmuştur. Yüz yüze satışların olmadığı pandemi sürecinde internet kitapçılığının daha da önemli bir sacayağı olduğu belirgin hale gelmiştir. Dolayısıyla biz de, zaten var olan ama çok aktif olarak kullan(a)madığımız internet satışının farkında olduğumuz önemini daha bir kavramış ve bu alandaki eksiğimizi kapatmak için bazı adımlar atmaya (insankitap.com adlı satış sitemizi aktif hale getirmek için yazılımsal çalışmalara) başladık. Okuyucular gibi yazarların ve akademisyenlerin de evlere kapandığı pandemi sürecinin şöyle bir “artı” yanı olduğunu söyleyebiliriz: Telif eser veya çevirileriyle uğraşan yazarlarımız bu süreci verimli kullanarak, daha önceden planlanan eserleri daha hızlı bir şekilde tamamlama imkânı buldular ve bu durum da hazır/mevcut eserlerin birikmesini sağladı. Dolayısıyla mezkûr eserler yayın planlaması açısından yayıncıların önünü görmesini kolaylaştıracak bir durum olarak değerlendirilebilir.

Son olarak, sonu belirsiz olan pandemi süreci sonrası için dijitalleşmenin –ontolojik değil teknik anlamda- önemini kavramak durumunda kaldığımızı ve buna yönelik bazı hamleler yapmak gerektiği fark ettik. Bu süreçte kendi çapımızda online satış, sesli kitap, elektronik kitap gibi dijital bazı hamleler yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.


Ötüken Neşriyat Genel Müdürü Ertuğrul Alpay: Yeni çıkanların satışı normalin altında

İlk günler endişeli bir bekleyişle geçti. Kendi e-ticaret sitelerimiz olduğu için hızlı bir şekilde kampanya hazırladık ve 15 Mart itibariyle kendi internet sitemizde, sosyal medya paylaşımları ile desteklediğimiz kampanyayı başlattık. İptal edilen fuarların kaybını, okurlarımızın da teveccühü sayesinde, internet kampanyaları ile telafi etmeyi başardık. Bu dönemde en çok aksaklık ise yayın programımızda oldu. Bilinen ve her dönem talep gören kitaplarda satışlar artarak devam ederken yeni çıkan kitapların ortalama satış oranının altına indiğini gözlemledik. Bundan dolayı da yeni kitap yayımlama noktasında hızımızı azalttık. Halihazırda yeni çıkan kitapların satışları normalin çok altında seyrediyor.

Ağustos ayının sonundan itibaren vaka sayılarının artış hızı yukarı çıkarken sektörün morali de ters orantılı olarak düşmeye başladı. Okulların açılmama ihtimali ya da gecikmesine odaklanan sektörümüzde (buna kırtasiye sektörünü de eklemek lazım) herkes “bekle ve gör” prensibini benimseyerek bekledi, hâlâ da bekliyoruz. Genel olarak yardımcı kaynak diye nitelendirdiğimiz (test kitapları) yayımların satışları halen iyi durumda. Kültür kitabı satışları ise oldukça düşmüş durumda. Çocuk, gençlik kitaplarının yanı sıra, ortaokul ve lise seviyesi roman, hikâye türündeki kitapların satışları normalin çok altında ilerliyor gibi görünüyor. Yayımcılar 2018 yılından beri çeşitli badirelerle mücadele halinde. Döviz kurlarının artması direkt olarak üretim maliyetlerimize yansıdı. Çünkü üretim maliyetlerimizi oluşturan kalemlerin maalesef çok büyük oranı ithalata dayalı

2020 yılı boyunca fuarlara katılmama kararı almıştık zaten. Fuarlar düzenlense bile katılmayacaktık. Okurlarımızın kitaplarımıza ulaşabilmesi için yine internet üzerinden kampanyalar planlıyoruz. Bu defa yeni çıkan kitaplarımıza yönelik çok daha cazip kampanyalar yapmayı düşünüyoruz. Yayın programımız çok ötelendi. Yazarlarımıza verdiğimiz sözleri tutmak istiyoruz. Yayımcılık faaliyetini hız kesmeden sürdürmek, içinde bulunduğumuz şartlar ve yüksek maliyetler düşünüldüğünde çok büyük risk olsa da gerek geçmişte gerekse bugün yeni eserleri okurlarımızla buluşturmaya hiç ara vermedik. Her kriz ortamında kitap basmaya devam ettik. Yine çalışmalarımız bu yönde olacak. Kitaplarımızı yayımlamak konusunda bir takım gecikmeler yaşanmış da olsa elimizden geldiği kadar yayın programımıza uymaya gayret ediyoruz. Yayınevi prensiplerimiz, yayıncılıktaki istikametimiz yahut yayın programımız “çok satan” diye tabir edilen kitaplar yerine “her zaman satan” kitaplar ifadesini önceliyor ve bunu avantaj olarak görüyoruz.


Erdem Yayınları Yayın Koordinatörü Zeynep Gülsüm Sağlam: Eğitim yayıncılığında gerileme var

Pandemi hepimiz için şimdiye kadar hiç tecrübe etmediğimiz bir süreci yaşattı ve yaşatmaya devam ediyor. Yayıncılar açısından kolay bir dönem geçirmiyoruz. Her ne kadar online satış siteleri üzerinden kitap satışları artmış olsa da ülke çapındaki fuarların iptali, okulların toplu alımları bakımından ciddi bir satış kaybı yaşandı. Okulların açılmaması ile birlikte sezon satışlarında büyük düşüşler yaşandı. Özellikle eğitim yayıncılığında ciddi bir gerileme söz konusu.

Pandeminin başlarında bir masal zinciri oluşturduk. Yazarlarımız, çevirmenlerimiz ve ekibimizle bir aydan fazla bir süre masal okumaları yaptık. Hala da bu masal okuma videoları sosyal medya hesaplarımızda yayında. Bu hem yazarlarımızın kendi arasında hem de yazarlarımızın okuyucularımızla sıcak bir ilişki kurmasına vesile oldu. Daha önce kurmuş olduğumuz ve www.indirimlikitabım. com adresimizden kampanyalar yaparak okuyucularımızın fuarlarda temin edebildikleri fiyata doğrudan kitap gönderimine başladık. Bu dönemde özellikle sağlık konusunda kitaplar yayınevi kataloglarına girmeye başladı. Son zamanlarda kurgu kitapları kadar bilgilendirici kitaplara da talep arttı. Para kullanımı ve kredi kartı kullanımı ile ilgili 6-8 yaş arası çocuklar için kurgu bir kitap yayınladık. Bundan sonraki süreçte bu tarz çok farklı konuların zengin görsel anlatımlarla raflarda daha fazla yer alacağını düşünüyorum. Yani konu çeşitliliği şu anda dikkati çekiyor. Fakat yeni hazırladığımız kitapların bir kısmının yayını ertelemiş durumdayız. Özellikle okul öncesi eğitim kitaplarını yayınlamamakla doğru bir tercihte bulunduğumuzu şu günlerde görüyoruz.


İnkılap Kitabevi Pazarlama Müdürü Orkun Galolar: Daha çok kitap okunmuyor

İnternet ve mağaza satışları arasındaki ilişki, kitap söz konusu olduğunda salgın döneminden önce, sırasıyla yüzde 25 -yüzde 75 gibiydi. Fakat özellikle zincir mağazalar başta olmak üzere çoğu kitabevi kapandı. İnternet siteleri satışlarını bu süreçte yüzde 50 -yüzde 100 arasında artırdılar fakat genel tabloya bakıldığında okuyucunun satın alma oranında yüzde 50 civarında bir düşüş bulunuyor. Bunda internet sitelerinin sürece haklı olarak hazırlıksız yakalanmalarının da payı var. Organizasyon gelişiyor ama kitap okunmasının arttığı yönünde yanlış bir algı oluşmasın. Tabii bu bir tatil olmadığı, endişenin de hâkim olması gibi koşullar nedeniyle en azından satışlarda karşılığı olmadı.Salgının başlaması ile birlikte çalışmalarımızı Mart ayı itibariyle eve taşıdık ve halen evden çalışmaya devam ediyoruz. Kitap satışlarının çoğu ağırlıklı olarak fiziki mağazalardan yapılıyordu, salgınla birlikte mağazalar büyük çoğunlukla kapanınca internet sitelerine ağırlık verildi. Bunun için okuyucunun seçme şansını kolaylaştırmaya yarayacak çeşitli seçenekler oluşturduk. Sesli kitaba zaten salgın öncesinde de başlamıştık fakat pandemiyle birlikte ekstra ağırlık verdik, tabii bir de e-kitapla ilgili çalışmalarımız oldu. Pandemi süreciyle birlikte 20’den fazla yeni kitap çıkardık ve bunu artırarak devam ettirmeyi planlıyoruz.


Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları Genel Koordinatörü Özlem Dinçer: Nitelikten ödün vermedik

Pandemi sürecinde üretimimizde herhangi bir aksaklık olmamış, çalışmalarımız aynı şekilde devam etmiştir. Bu süreçte kitabevlerinin birçoğunun kapalı olması, okurların çoğunluğunun ise evlere kapanması nedeniyle e-ticarette artış yaşanmıştır. Şirketimizce de depomuzda gerekli tüm önlemler alınarak, e-ticaret siteleri, dağıtım firmaları ve kitabevlerinin talepleri karşılanmıştır. Hasan Âli Yücel tarafından kurulduğu 1956 yılından itibaren okurlar ve yazarlar nezdinde güvenilir bulunan ve tercih edilen, akademik çalışmalarda atıfta bulunulacak nitelikte eserler yayımlayan lider bir yayınevi olarak faaliyetlerini sürdüren yayınevimizce, önümüzdeki dönemde de nitelikli yayın çizgisinden ödün verilmeden, üretim ve satışlar aynı şekilde devam ettirilecektir.


Damla Yayın Grubu Genel Müdürü Hüseyin Doğru: Kitapla temas azabilir

Mart ayındaki Pandemi mevcut üretimlerimizi ve mevcut siparişlerimizi birdenbire etkilemedi ama süreç içerisinde, okulların açılıp açılmayacağının belli olmaması nedeniyle kitabevleri önünü göremediği için siparişleri çok çok azalttı biz de baskı tirajlarımızı buna göre azalttık. Eğitim yayınlarını %75 seviyesinde baskılarını azaltarak yaptık, yani %25 azalttık.. Çocuk kitaplarını ise acil olanları, talep görenleri, yeni hazırlık yapılmış tam da baskı aşamasına gelmiş olanları bastık. Çünkü Mart Nisan Mayıs aylarında internet satışı patlaması yaşadık. Ama acil olmayanları sezona erteledik. Önümüzdeki dönemde daha ziyade çocuk yayınlarına ve kültür yayınlarına ağırlık veriyoruz.

Pandemi gelecekte sektörü nasıl etkileyecek dersek cevabımız şu olur: Dijital yayıncılık gelişecek. İnsanlar daha az fiziksel temasla kitap okuma alışkanlıklarını ayarlayacak. Bu da e-kitap talebini artıracak. Eğitim yayıncılığı alanında uzaktan eğitim hizmeti ile dijital yayınlarını ön plana çıkaran yayıncılar öne çıkacak. Dijital katalog ürünleri artacak. Türkiye’de 18 milyon öğrenci, 1 milyon öğretmen var. Bu kişilere dijital katalog gönderilmesi hem çok hızlı hem de çok ucuz. Dijital fuarlar dönemi başladı. Tahminim şartlar normale dönse bile kazanılan bu dijital alışkanlıklar Frankfurt Kitap Fuarı, Bologna Kitap Fuarı gibi uluslararası fuarları bile gelecekte etkileyecek. Kendini şartlara göre adapte edebilen, değişen şartlara uyum sağlayabilen yayıncılar pandemiden en az etkilenecekler. Olumsuz gibi görünen bazı şartlar fırsat eşitliği sağlayacak.


Pınar Yayınları-Açılım Kitap Genel Yayın Yönetmeni Cevat Özkaya: Öncelik basımı ertelenen kitapların

Mart ayından itibaren kitap yayıncılığının durumunu birkaç değişken üzerinden ele almak mümkündür. Sokağa çıkma kısıtlaması başta olmak üzere alınan tedbirlerden dolayı yayınevleri programlarındaki kitapların önemli bir kısmının yayınını ötelemek zorunda kaldılar. Bu durum, Ekim ayına kadarki yayın programlarının ciddi ölçüde gözden geçirilmesini beraberinde getirdi.

Son aylarda kitap basım sayısının azalması YAYFED bandrol verilerine de yansıdı. Mesela 2020 Ağustos ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık % 8, 2020 yılı Eylül ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yaklaşık %14 oranında küçülme göze çarpmaktadır. Aslında bu oranlar yayıncıların daha rafine kitaplar bulmak, yaptıklarını daha farklı, etkin ve yeni normallere uygun bir tarzda sürdürmek durumunda kalacaklarının da bir işareti.

Yaşanan küçülme üzerinde ülkemizde salgına dayalı vaka sayılarının tekrar yükselişe geçmesi önemli bir etken… Zorunlu eğitim kademelerinde yüz yüze eğitim ve öğretim faaliyetlerinin başlaması ile ilgili belirsizlik ve üniversitelerin uzaktan öğrenime devam etmesi gibi faktörler de. Elbette buna daralan ekonomiden dolayı harcamalarda kitaba ayrılan payın azalması, kitapçıların kapanması ya da kapanmak üzere olması gibi durumlar da eklenebilir. Çok daha önemlisi yükselen döviz kurunun kâğıt fiyatlarına ve yurtdışı telif ödemelerine etkisi de mutlaka dikkate alınmalıdır.

Yayıncılar, kitap satışları azaldığı, gelecekten emin olmadıkları için çok daha az kitap basmayı tercih ediyorlar. Burada da öncelik geçen yıl ertelenen kitaplara veriliyor. Biz mesela basımını ertelediğimiz Taha Abdurrahman, Alev Alatlı, Wael B. Hallaq gibi önemli müelliflerin eserlerine öncelik vereceğiz. Edebiyatla tarih alanının yanında diğer tercümelerimizi de peyderpey yayımlayacağız.

Salgın döneminin başlarında internet satışlarının yüzde yüz artması bir yana bu dönemde halkanın en sonunda yer alan kitapçılar ise müdavimleri azaldığı için ekonomik bakımdan büyük sıkıntı yaşıyorlar. Salgın sonrasında okurlar yavaşa yavaş tekrar kitapçılara gitmeye başladılar ama hiçbir şey asla eskisi gibi olmadı. Bunu Pınar Kitabevi başta olmak üzere Cağaloğlu’ndaki, Fatih’teki ve Anadolu’daki diğer kitapçılardan yakinen biliyorum. Salgınla birlikte birçok başka alan gibi yayıncılık dünyası da köklü bir dönüşüm hatta tasfiye süreci yaşıyor. Doğrusu bu şartlarda kültür yayıncılığının şu ya da bu şekilde varlığını sürdürmesi başlı başına iftihar edilesi bir başarıdır.


İz Yayıncılık Yöneticisi Mehmet Kahraman: Sanal satışlar yalancı bahar

2020 yılı başından itibaren çok büyük sağlık sorunlarıyla boğuşa gelen ülkemiz her ne kadar dünya ülkeleriyle kıyaslandığında örnek bir mücadele öyküsü yaşamışsa da dünya çapındaki salgınından nasibini almıştır. Kitap sektörünün entelektüel yapısı ve eğitim öğretim sektörüyle de doğrudan bağlantısı bazı sorunların katlanarak büyümesine sebep olmuştur. İz Yayıncılık olarak ilk başlarda sektörün garip cilveleriyle karşılaştık. Konvansiyonel piyasalardaki kaybımızı sanal satışlardaki bir anlamda ‘’yalancı bahar’’ diye addedebileceğimiz piyasalardaki olumlu satışları gördük. Gerek lojistik piyasaların ortama adapte olamaması ve gerekse sağlık sebepleriyle kapalı olmak zorundaki piyasalar arzı karşılayamadı. Ramazan ve Bayram günlerinde oluşan aşırı talebe cevap veremeyen sanal piyasa bir anda enteresan bir hal aldı. Türkiye tarihinde en trajik ‘’kitap yokluğunu’’ yaşadı. Zira kitabın mevcut olması yetmiyor aynı zamanda arza amade olması da isteniyordu. Öte yandan dev satış kanalları, zincir mağazalar büyük çaplı iade yarışına girdiler. Zira zaten kapalı olan dükkanların stok ihtiyacı da yoktu.

Çalışma koşulları anlamında ise İz Yayıncılık olarak 13 Mart günü itibariyle evlere çektiğimiz mesailerimizi Haziran’a kadar e-posta, telefon ve kargo üçgeninde sürdürdük. Çok da zor olduğu söylenemez. Yayıncılık mekan zorlaması olmayan başlıca sektörlerimizdendir ve bu bakımdan şanslıyız. Bir başka açıdan da İz Yayıncılık salgından bir süre önce zaten çalışma biçimini büyük ölçüde değiştirmiş ve lojistik anlamda profesyonel bir firmayla çalışmaktadır. Bu durumun salgına denk geldiği söylenebilir. Salgın sürecinde tedarik anlamında hiç bir zorlukla karşılaşmadık çok şükür.

#Pandemi
#Covid-19
#Ketebe Yayınları
٪d سنوات قبل