|

Pop müziği bir başkadır

Şimdi 90’lar 2 adlı albümle dinleyiciyle buluşan Türk pop müziğinin sevilen isimleriyle 90’lı yılların müzik dünyasına kısa bir yolculuk yaptık. Seyyal Taner, Seçil, Hazal , Eda ve Metin Özülkü o günlerde Türk popunun altın günlerini yaşadığını anlatıyorlar.

Hakan Varol
00:00 - 26/09/2021 Pazar
Güncelleme: 05:50 - 25/09/2021 Cumartesi
Yeni Şafak
90'lı yıllara damgasını vurmuş sanatçılar
90'lı yıllara damgasını vurmuş sanatçılar

Şimdi 90’lar 2 albümü bizi bir kere daha 90’larda patlayan pop müzik piyasasının içine davet ediyor. Şarkılar da isimler de çok tanıdık. İçerisinde Seyyal Taner’den Eda – Metin Özülkü’ye kadar Türk popuna yön veren 12 isim var. Ünlü müzisyenler ile 90’lar müzik akımından bugüne kısa bir yolculuk yaptık. Seyyal Taner, Seçil, Hazal , Eda ve Metin Özülkü 90’lı yılların bize fotoğrafını çekti.

UHDE SEÇİL: Allah sevgisi üzerine bir şarkıydı

90’lar Türkçe popunda ilk 10 şarkı desek şüphesiz “Uhde” şarkısı ve klibi yer alır. Çıkış şarkısı için o dönem tereddüttünüz var mıydı?

Evet haklısınız “Uhde” artık Türk pop müziğinde klasikler arasına girdi. Bu da beni oldukça mutlu ediyor. Müzik camiasına kalıcı bir eser bırakmak herkese nasip olmaz. Bu benim için büyük bir şans. Selim Çaldıran bu şarkıyı bana ilk dinlettiğinde başta çok tereddüt ettiğim doğrudur; çünkü bu şarkı farklı bir şarkıydı. İlahi bir şarkı ve şarkının sözleri şimdiye kadar yapılan şarkılar gibi sevgiliye söylenen sözler değildi; yani Allah sevgisi üzerine yazılan sözlerdi. Bu şarkıyı okuyunca beni farklı bir yere koyarlar diye korkularım oldu. Bu şarkının klibiyle Fransa’dan bile ödül aldık. Yani kısacası korktuğum başıma gelmedi. “Uhde” şarkısı benimle özdeşleşti ve ismimin önüne yerleşti.

Sizde 90’lar müzik algısı nasıl?

90’lar bana göre müzik konusunda kaliteli müziğin yapıldığı yıllardı. Birbirinden değerli, bilgili, tecrübeli müzisyenlerin, aranjörlerin, bestecilerin, söz yazarlarının olduğu bir dönemdi. Sanatçıların birbirlerine bağlı, kimsenin birbirinin kuyusunu kazımadığı samimiyet dolu yıllardı.

Sağlık sorunları nedeni ile müzik hayatınıza ara verdiniz. 90’lı yıllarda şöhreti yakalamış isimler geriye döndüğünde sizce neden eski ünü yakalayamıyor?

Şimdiki Z kuşağı denilen nesil farklı tarz müzikler dinledikleri gibi 90’lı yılların şarkılarını da dinleseler bile bir fenomenlerin peşinden gidiyorlar. Buda sosyal medya denilen yayın ağlardan kaynaklı bir durum. Bana göre insanlarımız kaosu çok seviyor bu kafa yapısı değiştiği zaman herkes hak ettiği yerde olur; ama o zamanları da herhalde bizler göremeyiz.


SİBEL ALAŞ: 90’ların kendine özgü bir tarzı, tavrı, duruşu vardı

90’lı yıllara bir şarkı ve klip bıraktınız ki “Adam”… Klibin ve sizin cool duruşunuz bizi çok etkilemiş ve şaşırtmıştı ve tüm benzerlerinden ayrışmıştı. 90 yıllarda farklı olmak nasıldı?

Aslında doksanlı yıllarda herkesin kendine özgü bir tarzı, tavrı, duruşu vardı. Kimse bir diğerine benzemiyordu. Beni biraz daha ayırt edilebilir kılan şey; sektöre daha önce benzeri görülmemiş bir kliple ve balada yakın bir şarkıyla girmem olabilir. Sizin değimizle dinleyeni etkileyen, şaşırtan biri olduysam ne mutlu bana.

Çalışmalarınız ile hep bir öncesinin önüne geçiyordunuz. Sonra baktık ki üretim gelmiyor ve çok uzun yıllar sonra başka bir imaj ve tarz ile döndünüz. Aradığınızı bulabildiniz mi?

Ne yazık ki üçüncü albümden sonra çok ciddi bir sağlık sorunu yaşadım. Bir beyin ameliyatı geçirdim. Sağlığımı tehlikeye atmamak adına sakin bir hayat sürmeyi tercih ettim. “Şimdi 90’lar 2” çok özel bir proje.

Bu albümde “Bende Hüküm Sür” şarkısı öne çıkan şarkılardan niçin bu şarkıyı seçtiniz bu albüm için?

“Bende Hüküm Sür” albümün prodüktörü Hakan Eren’in tercihi. Hakan, dinleyiciyi ve dinleyicinin taleplerini çok iyi bilen bir yapımcı. O “Bu şarkıyı söylemeni istiyorum” dediğinde, itiraz etmedim. Doğru yapmışım, sonuç ortada.


EDA ÖZÜLKÜ: Arkadaşımızı defnettikten sonra şarkı besteledik

Şarkılarda tekerleme akımı ile akıllarda kalma popülerliğine girmeden 90’lı yıllardan günümüze geldiniz. Şimdi aynı kelimeyi bir şarkıda sürekli tekrarlamadan,özellikle genç nesle sevdirmek zor mu?

Dönem dönem nakaratlardaki anlayışlar değişir.Müziğin içerisinde birçok anlayış değişiyor. Mesela eski şarkılarda introlar daha uzun dolayısıyla bir kelimenin tekrar edilmesine olumlu ya da olumsuz bir bir şey söyleyemem; ama önemli olan yakışması. Yakışıyorsa, on defa da tekrar edilebilir; ama yakışmıyorsa iki defa bile fazla gelir.

Metin Bey bu albümde seslendirdiğiniz “Seninle Olmak Var Ya” şarkısı Türk popuna bırakılan miras. Eda Hanım ile bu şarkıyı yazarken bir anınız var mı öğrenmek isteriz?

“Seninle Olmak Var Ya” bizim için de çok özel olan ilk 10 şarkımız arasında yer alır. Hayatın içinden çıkan bir şarkı, o yüzden çok sevildiğini düşünüyorum. Arkadaşımızı defnedip, eve geldikten sonra halının üzerinde otururken çıkan bir şarkı; sade, doğal, içten. Bu nedenle sanırım hala çok sevilen bir şarkı. Bizim bu şarkıdan daha çok sevdiğimiz, Metin’in bana çıkma teklifi ettiği dönemde yaptığı üç tane şarkı var mesela.. Daha onlar hiç gün yüzüne çıkmadı, onlar da çok özel şarkılar.

Hangi şarkınızı bir başkasına vermez ya da cover için izin vermezsiniz. Böyle bir şarkınız varsa, özelliğini ve nedenini öğrenmek isterim.

Genel olarak hiçbir şarkımız için böyle bir düşüncemiz yok. Metin’in bana çıkma teklifi ettiği dönemde yaptığı üç tane şarkıyı sizin bu sorunuzla hatırlamış olduk; belki önümüzdeki günlerde bizim için çok özel olan bu şarkıları yaparız.



METİN ÖZÜLKÜ: Fütursuzca yaşıyoruz

90 yılların en önemli şarkılarına imza attınız. Yazdınız, bestelediniz özellikle aranje ettiniz. Birçok ismide eseriniz ile üne kavuşturdunuz. Bu anlamda bu soruya en yerinde cevabı sizden alacağım. 90’lı yılların Türk popundaki sırrı neydi?

Türkiye’de dönem dönem farklı müzik türleri insanları etkisi altına almıştır. 60’ların başında yabancı şarkılara Türkçe söz yazma ile başlayan popüler çok sesli müziğin bizim topraklarımıza girmesi ile birlikte; Fecri Ebcioğlu, Erol Büyükburç, Sezen Cumhur Önal, İlham Gencer o dönemin öne çıkan isimleri oldu. Daha sonra 70’lerle birlikte Türkçe bestelere sözler yazılmaya başlandı; Erol Evgin, Füsun Önal, Seyyal Taner gibi şarkıcıların da başrol oynadığı bir dönem geçti. 70’lerin ikinci yarısından itibaren Türkiye’yi arabesk müzik etkisi altına aldı, bu da insanların hoşuna gitti. 80’li yılların başından itibaren insanlar taverna müziği dediğimiz fantezi müziğin etkisi altında kaldı. Sonra 80’lerin sonu itibariyle 90’lar müziği başladı. 90’ların çok sevilmesinin nedeni; hem yöresel müziğimizin hem makamsal müziğimizin hem de batıdan gelen çok sesli polifonik ve soundlar eşliğinde yapılan müziğin karışımından oluşması.. Bu nedenle müzik tarihimizde 90’ların özel bir yeri olduğuna inanıyorum.

2020’ye geldiğimizde hiçbir şey eskisi gibi değil. Bir şarkı patladı dediğimiz de aylarca dinlerdik şimdi neden bu hazzı yaşayamıyoruz?

Artık hiçbir şey eskisi gibi değil, bu her şeyi açıklıyor aslında.. Hayat çok daha hızlandı, tüketim çok daha fütursuzca, ardında neleri bıraktığımızı düşünmeden bir yaşam sürüyoruz. Şimdi herkes günlük ve anı yaşıyor. Bu müziğe ve sanata da yansıdı. Şarkılar eskiden özenerek tüketilirdi. Eskiden çok sevdiğim bir şarkıyı üst üste dinlemezdim ki bıkmayayım diye, şimdi aylarca dinleyemiyoruz şarkıları.

Günümüzde atarlı giderli diye tabir edilen sevgiliye söylenen gidersen git umrumda değil söylemi var. Siz Türk popuna çok önemli şarkılar bıraktınız. Bu akımı nasıl buluyorsunuz?

Evet, günümüzde atarlı giderli şarkıların sayısı bir hayli fazla. Bu yaşam şeklimizden kaynaklı; ama 90’larda da atarlı giderli şarkılar tercih eden sanatçılarımız vardı. Mesela Ajda Pekkan bunlara bir örnek. Her zaman için şarkılarında güçlü bir kadındır; “Kapı açık arkanı dön ve çık” der. Dolayısıyla atarlı şarkıların sayıları şimdi daha fazla; çünkü herkes fikrini anında söylüyor, süzgeçten geçirmeden söylüyor bu da şarkılara yansıyor

Şarkılarda tekerleme akımı ile akıllarda kalma popülerliğine girmeden 90’lı yıllardan günümüze geldiniz. Şimdi aynı kelimeyi bir şarkıda sürekli tekrarlamadan, özellikle genç nesle sevdirmek zor mu?

Aynı kelimeyi bir şarkının içinde kullanmak ya da kullanmamakla ilgili 90’lar ve bugün arasında bir kıyaslama yapmak istemiyorum; çünkü şarkıların kendi trafiği ve matematiği oluyor. Melodik olarak bir anlam katıyorsa, şarkıyı perçinliyorsa, şarkının etkili olmasını sağlıyorsa bence hiçbir sakınca yok. 90’larda da sakıncası yoktu, şimdi de yok. Ben hiç gereksiz yere aynı kelimeyi yüz kere söylersem daha çok sevilir, daha çok tutar diye bir düşünce tarzı içinde olmadım. Bu şekilde çok tekrardan dolayı tutmuş şarkılar var mı? Var. Çok tekrardan sıkıldığımız şarkılar var mı? O da var. Dolayısıyla her şarkının kendi matematiğine uygun sözleri ve melodisi olması gerekir.

Sizden şarkı isterken “Bana şöyle 90’lar havasında bir şarkı yazsanız” diye, talepte bulunan var mı? Varsa cevabınız ne oluyor?

Şarkı siparişi veren yorumcu arkadaşlarım benden böyle bir şey istemedirler. Genelde öyle istekleri olanlar cover yapmak istiyorlar. Cover’ların en güzel yanı da o zamanlarda 30 – 40 milyon kişiyi etkisi altına alan şarkılar,yeni düzenlemeleriyle çok çok büyük kitlelere ulaşıyor. Bu da bir besteci için çok güzel bir duygu.


SEYYAL TANER: Ben kalbim ile müzik yaptım

Sanat hayatınıza 70’li yıllardan beri devam ediyorsunuz. Tüm bu sürece baktığınızda Türk pop müziği sizce altın dönemini neden 90’lı yıllarda yaşadı. Bu dönemi ayıran neydi?

Bana göre müziğin dönemi olmaz. Ben müziği 70’ler 80’ler 90’lar 2000’ler diye ayırmıyorum. Müzik her dönem yapıldı, son derece muhteşem bir şey ve hep yapılacak. Dönemler arası arada ki tek fark özel TV’ler, dijital formatlar girdi hayatımıza ve dolayısıyla müzik daha yaygınlaştı. Bu yüzden 90’lar biraz daha hareketli bir dönem gibi geliyor.

Batı müziğini benimsediğiniz kadar yerel enstrümanları da hep şarkılarınızda duyduk. Günümüzde yerel enstrümanların çok tercih edilmemesini neye bağlıyorsunuz?

Ben tüm kariyerim boyunca doğu ile batı müziğini birleştiren sentez müzikler yapmaya çalıştım. Hala da öyle yapmaya çalışıyorum dolayısıyla bu topraklara ait enstrümanları, bizim kendi öz enstrümanlarımızı, öz seslerimizi kullanmak benim hep içimde var olan bir durumdu.. İşte benim farklılığım da burada yatıyor.

Okuduğunuz şarkılar tekrar gündemde coverlarını dinleyince ne hissediyorsunuz?

Ne kadar doğru şeyler yaptığımızı anlıyorum tekrar tekrar dinleyince şimdilerde; çünkü o yapılanların şu anda bir ihtiyaç olduğunu görüyorum. Bu beni mutlu ediyor.

Müziğe ara verdikten sonra tekrar albüm çıkardınız; ancak müziğe ara verdiğiniz 90’lı yılların arasından çok sular akmıştı. Sizi bu anlamda en zorlayan neydi?

Ben kalbi ile müzik yapan bir müzisyenim. Dolayısıyla kalplere çok çabuk ulaşıyorum. Kalpten kalbe giden yolların sanatçısı oldum ve bu benim özelliğim oldu. Hiçbir zaman zorlanmadım. Benim yaptığım her iş yerine ulaşmıştır bugüne kadar.


HAZAL: Maddi anlamda sömürüldüm

90’lı yıllarda yıldızı en parlayan isimlerin arasındaydınız. Birçok yıldızı parlayan isim daha sonra çok üretmedi. Siz de neden bu kervana girdiniz?

2000’li yılların başında çoğalan korsan cd satışları, sonrasında internetin yaygınlaşması ve yasal olmayan indirmeler müzik şirketlerini üretemez hale getirdi ve sektörde yap - getir dönemi başladı. Haliyle, ekonomik olarak güçlü olan insanlar albüm yapabildi. Ben bu sektöre girdiğimde çok tecrübesiz ve aşırı iyi niyetliydim. Maddi anlamda sömürüldüğümü çok geç fark ettim. En mütevazı albümün yapım ve tanıtım bütçeleri hakkında; artık herkesin üç aşağı beş yukarı bir fikri vardır sanırım. Fiziki satışlardan kazanamayan yapım şirketlerinin tek gelir kaynağı telif ve menajerlik ücretleri oldu. Emin olun ben de dahil olmak üzere 90’larda başarılı olan pek çok sanatçı, ürettiği halde sırf bu sebeplerden dinleyiciye ulaşamadı. Kliplerimiz yayınlanmadı, bir sürü vasat şarkı saat başı çalarken, 2-3 vefalı radyo dışında şarkılarımız çalınmadı.Bunu da pop müziğin son 15 yıldaki tekdüzeliğine bağlıyorum. İnsanlar içi boş sözlerden ve hep aynı ritimle yürüyen melodisi birbirine benzeyen şarkılardan bıkmış. Ben de bıktım şahsen.

Neden Türk popu eski altın çağını yaşamıyor?

Zaman geçiyor, dünya değişiyor. Sosyolojik açıdan bakarsak yaşam tarzlarımızı, hayata bakışımızı, değerlerimizi değiştiren pek çok unsur var. Nasıl ki 80’lerde köyden kente göç sonucunda arabesk müzik patladıysa, 2000’li yıllardan sonra da teknolojinin hızlı gelişimi, medya iletişim araçlarının çoğalması, internet ve sosyal medyanın yaygın kullanımı gibi daha rekabetçi, daha bencil, maddiyatı ön planda tutan, kazanmak için kırıp dökmekten kaçınmayan, kalbi sertleşmiş insanlara dönüştü toplum. Belki sound olarak gelişmiş; ama derinliksiz sözleri olan, melodik yapısı güçlü olmayan, gelgeç şarkılar üretildi. Artık 90’lardaki hayatlar yok, o sevgi dolu, naif, samimi insanlar yok; dolayısıyla o şarkılar da yok. Bir gün insanlar yeniden sevgiye, saygıya, dostluğa, güvene, samimiyete, birlik beraberliğe, paylaşmaya değer verirlerse belki daha güzel şarkılar yazılır ve yeni bir altın çağ başlar. “Bazı Şarkılar Şanstır”

Albümde “Elden yar Olmaz” isimli şarkınız ile eşlik ettiniz? Bir dönem, bu şarkı ile yatıp kalktı. Bu şarkının sizin için önemi nedir?

Bazı şarkılar, bazı yorumcular için büyük bir şanstır. Bu şarkı da benim için öyle. Şarkının klibinin yayımlandığı gün 100.000 adet albüm siparişi almıştık, şirkette bir bayram havası esmişti. Bir kere şarkının sözlerine çok inanıyorum ve öyle de yaşıyorum.

#1990'lar Pop Müziği
#Seyyal Taner
#Hazal
#Eda Özülkü
#Metin Özülkü
#Sibel Alaş
#Uhde Seçil
3 yıl önce