Lübnan'da dini bir vecibe olmanın ötesinde kültürel miras haline gelen zekat, dindar olmayan kişiler ve bazı Hristiyanlar tarafından da veriliyor.
Lübnan'daki dindarların yanı sıra namaz kılmayan ve oruç tutmayan kişiler ile bazı Hristiyanlar da ülkedeki zor ekonomik şartlara rağmen ramazan ayında zekat vermeye özen gösteriyor.
Lübnan Müftülüğü'ne bağlı Zekat Fonu Genel Müdürü Zuheyr Kebi, dindar olmayan kişilerin ve az sayıda da olsa bazı Hristiyanların zekat verdiğini ve bağışlarda bulunduğunu söyledi.
Ramazan ayında bazı şirket ve bankaların da fona ciddi yardımda bulunduğunu ifade eden Kebi, "Zekatın sadece bağış değil, dini bir fariza olarak Müslüman kalplerde ihya edilmesi gerek" dedi.
Zekat ve bağış toplayan Beyrut'taki Seeders Hayır Kurumu yetkililerinden Suheyla İdris, "Ramazan ayında toplumsal dayanışmanın en güzel örneklerine tanık oluyoruz. Bağış yapanlar arasında Müslüman ve Hristiyanlar da var" diye konuştu.
Ülkede çok sayıda Hristiyanın fakirlere dağıtılmak üzere büyük miktarda ayni yardım yaptıklarını, bu yardımlarla toplu iftarlar verdiklerini kaydeden İdris, örneğin Lübnanlı bir tüccarın iftar için bardak, tabak, çatal gibi araç gereçleri temin ettiğini söyledi.
Lübnanlı Able el-Bustani, dindar olmadığını bu nedenle namaz ve oruç ibadetlerini yerine getirmediğini ancak zekat vermeye özen gösterdiğini belirterek, "Zekat, anne babalarımız ve dedelerimizden devraldığımız bir gelenek. Ondan vazgeçemeyiz. Zekat vererek fakirlere yardım ediyor, omuzlarındaki ağır yükü hafifletiyoruz" şeklinde konuştu.
Zekat verdiği zaman rahatladığını ve çok mutlu olduğunu ifade eden Bustani, "Zekat ve sadakayla toplum yararına bir iş yapmış oluyoruz. Burada şahsi değil toplumsal bir menfaat söz konusu" ifadelerini kullandı.
Hristiyan Antoinette Feghali de Müslüman ve Hristiyanların yaşadığı bir ülkede Ramazan ayında zekat vermenin ayrı bir lezzeti bulunduğunu dile getirdi.
Antoinette, ramazanda Müslüman ve Hristiyan hayır kuruluşlarına zekat vererek toplumsal dayanışma kültürünü yaygınlaştırmayı hedeflediğini kaydetti.
