|
Bosna tecrübesi ve Kosova
Kosova görüşmelerinde gelinen nokta uluslararası ilişkilerde hafıza kaybının oynadığı ve oynayabileceği rol acısından ilginç bir misal teşkil etmektedir. Bosna da devreye giren ve küçük ölçekli bir bunalımı geniş ölçekli bir etnik kıyıma döndüren diplomasi mantığı bir kez daha ve benzer araçlarla ve aynı aktörlerle devreye girmektedir. Görünüşte Bosna tecrübesinden sonra Kosova da Sırplar a daha net mesajlar vermekte olan büyük güçler, bunalımın kaynağı ve çözümü konusundaki muğlaklığı sürdürmeyi diplomatik bir esneklik payı olarak muhafaza etmektedirler.


Körfez savaşında bunalımın kaynağı olarak Irak'ı doğrudan deklare eden ve gerek diplomatik süreç içinde gerekse fiili güç kullanımında Kuveyt'in boşaltılmasını net bir hedef olarak tayin eden müttefik güçler 250 bin kişinin ölümüne sebep olan Bosna konusunda meseleyi ve hedefi net tanımlamaktansa muglaklaştırma ve dondurma yolunu tercih etmişlerdir. Bu da etnik kıyımın zamana yayılarak etkin bir şekilde sürdürülmesine zemin hazırlamıştır. Bosna da hala Bosna halkının egemenliğine dayalı nihai bir çözüme ulaşılmamış: aksine bunalımın dondurulmasına ve bu dondurmanın NATO ve ABD güçlerince sürdürülmesine dayanan geçici bir statü belirlenmiştir. Son Brcko bunalımı bu geçici statünün her an yeniden çatışmaya dönüşebileceğinin açık bir göstergesi olmuştur. Bosna'da halen geçici barısı sağlayan unsur, uluslararası hukuka dayalı bir egemenlik hakkının kullanımı değil, gizli bir manda yönetiminin sağladığı dengedir.


İngiliz-Fransız Bloku ve Kosova


Kosova bunalımının süreç olarak taşıdığı unsurlar maalesef değişik ton ve retorikde olmasına rağmen Bosna'ya benzer nitelikler taşımaktadır. Herşeyden önce Bosna da bunalımı etnik kıyıma döndüren Sırp yanlısı İngiliz-Fransız (Anglo-Frank) bbk Kosova sürecinde de öne çıkmış ve NATO kararlılığını olumsuz yönde etkileyen bir tavır takınmıştır.


Sırplara tekrar tekrar tanınan süreler caydırıcılığı zayıflatmış ve Bosna'daki insanlık suçlarının ağır yükünü taşıyan Sırpların uluslararası diplomaside tekrar meşruiyyet kazanmasına yol açmıştır. İngiliz-Fransız Hokunun Bosna'ya göre daha sert bir söylem benimsemeleri de Bosna tecrübesinden ders almış olmaktan değil. Dayton ile birlikte bölgeye kaçınılmaz olarak giren ABD'nin bölge politikasındaki ağırlığını yitirmeme çabasından kaynaklanmaktadır.


ABD, NATO ve Kosova


Kosova konusundaki etkinsizliğin bölgeye yayılabileceğini ve gerek Bosna gerekse Makedonya'daki ABD ve NATO güçlerini zaafa uğratabileceğini düşünen ABD bu kez zamanlama konusunda daha hassas davranma zorunluluğu hissetmektedir. Öte yandan yaklaşan NATO zirvesi ile ittifak bünyesine katılacak olan Macaristan. Çek Cumhuriyeti ve Polonya ile birlikte aynı zamanda bir Orta ve Doğu Avrupa örgütü haline dönüşecek olan NATO'nun bölgedeki ağırlığı Kosova daki bunalımın seyrinden büyük ölçüde etkilenecektir.


ABD artık NATO üzerinden Orta ve Doğu Avrupa'da doğrudan müdahil bir konumdadır ve bu konum bölge problemlerini Amerikan stratejisinin doğrudan unsurları haline dönüştürmektedir. Bu nedenledir ki. lngiliz-Fransız blokunun hareket alanı Bosna'ya göre dana dardır ve bu durum Kosova'yı Bosna'ya göre biraz daha şanslı kılmaktadır. Ancak, yine de müttefik güçler arasındaki görüş farklılıkları ve Kosova'nın cari statüsünün müdahale konusunda Bosna'ya göre daha namüsait olması muhtemel bir müdahalenin gerek dozunu gerekse etkinliğini olumsuz yönde etkileyecektir.


Barış Anlaşması ve Kosova'nın geleceği


Kosovalı Arnavutlarca imzalanan son anlaşma Sırpların saldırgan tutumunun tescil edilmesi ve müdahale yönündeki baskıları artırması bakımından olumlu unsurlar ihtiva etmekteyse de ileriye yönelik ciddi risk unsurları da barındırmaktadır. Herşeyden önce Kosova nın otonomiye razı olunması statünün ileriye dönük değişimi üzerinde bir tür ipotek niteliği taşıyacaktır. İç egemenlik unsurları daha net bir şekilde ortaya konmaksızın bir anlaşmaya gidilmesi müzakere süreci acısından ciddi bir zaaf unsuru oluşturabilir. Kosovalı Arnavutlar böylece taleplerinin en üst sınırını çizmiş olmakla bir tür bağlayıcılığı kabul etmişlerdir.


Soyut bir otonomi alternatifinden çok otonominin muhtevası önem taşımaktadır. Yugoslavya içinde Karadağ benzeri kurucu bir statü ya da Bosna içindeki Sırp Cumhuriyeti gibi iç sınırları egemenlik alanı şeklinde tanımlanmış bir de fado otonomi benzeri bir çözüm Kosova'nın geleceği için bir kıyas niteliği taşıyabilir. Yoksa Sırbistan içinde tanınan kültürel/ekonomik ağırlıklı bir otonomi. Kosova için herhangi bir güvenlik ve istikrar garantisi oluşturmayacaktır. Daha önce çok daha kuvvetli bir otonominin Sırp yetkililerce merkezi bir kararla kaldırıldığını bilen Kosovalılar için otonomi ancak ve ancak iç egemenlik alanının net olarak tanımlandığı bir durumda kısmi bir çözüm niteliği taşıyabilir Bu y eni statüde değişen en önemli unsur uluslararası bir gücün garantörlüğüdür. Ancak bu gücün sınırları da maalesef Bosna'da görülmüştür. Kosova'nın böylesi bir uluslararası gücün denetimine verilmesi durumunda uluslararası gücün konuşlanma planlarında bölge topraklarının önemli kısmının İngiliz ve Fransızların denetiminde olması kaygıları artırmaktadır.


KKO'nun silahlardan arındırılması


Bu uluslararası garantörlük karşılığında Kosova Kurtuluş Ordusunun silahlardan arındırılması ise anlaşmanın en riskli bölümünü oluşturmaktadır. Bosna'da yaşanan süreç ister istemez tekrar zihinlerde canlanmaktadır. Bosna'da güya bunalımın tırmanmasını engellemek amacıyla uygulanan silah ambargosu müslümanların silahsızlandırılması ve zaten silahlı olan Sırplara karşı savunmasız bırakılarak etnik kıyıma göz göre göre kurban edilmesi sonucunu doğurmuştu Bugün de nihai çözüme ulaşmaksızın Kosovalı müslümanların silahlardan tek taraflı olarak arındırılması yeni katliamların hazırlayıcı unsuru olabilir. Görünen o ki. Kosova'da da Bosna'ya benzer bir bunalım dondurma ve manda yönetimine benzer bir yönetim söz konusu olacaktır. Bosna'da işlediği insanlık suçları ile orantılı bir müeyyide ile karşılaşmayan Sırp yönetimi, fiili bir güç kullanımı olmaksızın, kendi doğal sınırları içinde addettiği Kosova'da herhangi bir çözüme razı olmayacak görüntüsü vermektedir. Kosova sadece bölge-içi dengelerin değil, NATO ve Avrupa güvenlik sisteminin de kilidi olma yolundadır.


Hem NATO-içi hem de bölgesel politikalar açısından son derece kritik bir sürecin yaşandığı bir dönemde Türkiye'nin iç çalkantılarla boğuşuyor olması büyük bir zaaf oluşturmaktadır.

#Kosova
#Bosna
#ABD
#İngiliz-Fransız
25 yıl önce
Bosna tecrübesi ve Kosova
Alevilik bir din midir?
AK Parti dikiyorsa ağaca da karşılar!..
Aleviliğe dair, “Kapıları açmak: Dostluk temelinde çözüm”
Ne olacak bu anne babaların hali?
Seçim sonrası ekonomide manzara nasıl?