|
Ali Saydam
1965 yılında İstanbul Erkek Lisesi’nden mezun oldu. 1965-1974 yılları arasında Bern Üniversitesi’nde Kimya okudu. 1978-1981 yıllarında Milliyet’te muhabir, Karacan Yayınları’nda (1982-1986), Sabah Gazetesi Dergi Grubu’nda (1986-1988) ve Güneş Yayınları’nda (1988-1990) Genel Yayın Müdürü olarak görev yaptı. 1990 yılında Bersay İletişim Danışmanlığı’nı kurdu. 25 yılı aşkın süre İstanbul Üniversitesi ve Bahçeşehir Üniversitesi’nin iletişim fakültelerinde dersler verdi. 2002’de köşe yazılarına başlayan Saydam, 2012 yılından bu yana haftada üç gün Yeni Şafak’ta yazmaktadır.
Sevindirici bir gelişme var! Tarihimiz, kültürümüz, edebiyatımız ve de çocuklarımız açısından önemli ve katma değeri yüksek bir gelişme…
Oysa, aile kavramı, aile birliğinin önemi Dede Korkut’ta toplum olma anlayışının başlangıcı ve bir parçası olarak bazı hikâyelere konu edilmiş, dürüst, adil, sadakatli ve gerçeklerden yana olma büyük önem arz etmiştir...
Burada sorun Batı edebiyatını bilmekte değil, kendi kültürümüzün içinden çıkan, bizim değerlerimizi anlatan ve öğütleyen eserleri bilmemekte…
Bunların sonucunda öyle bir hale geldik ki kendimizi değerleri olmayan, kaypak, topluma uyumsuz, kurnaz olarak tanımlamaktan hiç çekinmiyoruz. İnternette pek çok video, “kesin Türk’tür”, “Bu olay sadece Türkiye’de yaşanır” yorumlarıyla paylaşılıyor. Kendimizi tanımıyor, beğenmiyor ve sevmiyoruz. Öz saygımızı yitirmişiz…
Prof. Dr. Ekici’nin çalışmaları sonucu ortaya çıkan 3. nüsha bu yanlıştan dönülmesi için bir vesile olur inşallah.
Öncelikle, bu akademisyenler, ankete katılanların önemli bir bölümünün söz konusu hikâyelerin, geçmişimizi ve millî değerlerimizi yansıttığını düşünmelerine rağmen konu hakkında bilgilerinin eksik olduğunu gözlemlemişler.
O nedenle, Türkçe’nin en önemli yapıtlarından biri olan Dede Korkut’un, yalnızca 10. sınıfların müfredatında olmasının yeterli olmadığını 9, 10, ve 11., sınıflarda okutulması gerektiğini savunuyorlar.
Ayrıca, çocukların küçük yaştan itibaren seviyelerine uygun yeniden hikâyeleştirmelerle, çizgi filmlerle, oyunlarla ve tasarlanacak başka araçlarla bu eseri tanımalarını gerekli görüyorlar.
Yukarıda sözünü ettiğimiz ankete göre; katılımcıların yüzde 71,42’si Dede Korkut Hikâyelerinin “Geçmişimizi ve millî değerlerimizi yansıttığı” görüşündeymiş.
Yüzde 82,28’i bu hikâyelerin eğitim kurumlarında “yüzeysel olarak anlatıldığını” düşünüyormuş. Yüzde 10’u ise “hiç okumadık” demiş. Yalnızca yüzde 1,42’si, Dede Korkut “olması gerektiği gibi öğretiliyor” cevabını vermiş.
“Aile büyüklerinizden Dede Korkut Hikâyeleri konusunda herhangi bir bilgi edindiniz mi?” sorusuna yüzde 62,85’i “Hayır, bu konuda hiçbir şey duymadım” cevabını vermiş…
Millî değerlerimize sahip çıkmayı zül addedenlere ‘selam’ olsun…
YASAL UYARI: BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri DirectFN Finansal Veri ve Teknoloji Hizmetleri Ltd. Şti. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.