Okullar açıldı.
Bu açılışın en gözle görülür belirtisi, ülkede yaklaşık on üç milyon insan yavrusunun tatilin o özgür kılıklarına veda edip sınırları devletçe belirlenen tekbiçim giysilere bürünmesi oldu. Ülkemizde zorunlu ilköğretimin sekiz yıla çıkarıldığını ve bu sekiz yılın kesintisiz olduğunu biliyoruz. Ama sekiz yılın "birinci kademe", "ikinci kademe" diye ikiye ayrıldığını ve bu ayrılışın öğrenci üniformalarına yansıdığını da görüyoruz. Çocuklar ilk beş yılda "önlük" denen giysilerle okula gidiyorlar. Sonra kılıkta bir kesinti oluyor, kalan üç yılda "üni"si gizlenen "forma"lar giyilmeye başlıyor.
Aslında "önlük" denen ve vücudun önünü örtmesi gereken giyit; mama yeme, süt içme çağındaki bebeklerin ve mutfakta, laboratuvarda, iş yerinde çalışan yetişkinlerin, asıl giysilerini lekeden, kirden korumak için kullanılan geçici giyit olmalıyken, çocuklarımızın okul önlükleri, gövdelerini önlü arkalı örten bir "asıl giysi" görünümündedir. Ama öğrencilerin çoğu, önlüğü, okula özgü bir "işlik" saymakta; eve döner dönmez, hattâ okuldan çıkar çıkmaz önlüklerini çıkarmaya yeltenmektedir.
Ülkemizde uzun yıllar boyunca okul önlüklerinin rengi biricik ve "siyah" idi. Sekiz on yıl önce siyahın yanına bir ortak geldi, adı "mavi" idi. Yanılmıyorsam, mavi önlük "isteğe bağlı" idi ama olağanüstü bir hızla benimsendi ve yılların "zorunlu siyah"ını kısa sürede azınlığa düşürdü, neredeyse sildi süpürdü. Şimdi çevreme bakıyorum da beş yıl sırtımda taşıdığım siyah önlüğü göremiyorum. "Ah, bir zamanlar ben de giymiştim bu önlüğü!" diyerek içlenemiyorum. Kimi kasabalarda, uzak köylerde mavi izinden habersiz yaşayan ve bugün de kara önlük giyen çocuklar var mıdır diye merak ediyorum. Şöyle dört başı mamur bir nostalji yaşamak için siyah önlük görmeli değil mi?
Siyah önlüğün egemenliği bitti ama beyaz yaka, çocuk boyunlarındaki yerini koruyor. Ancak son zamanlarda bu beyaz yakalıklarda bir şenlenme, bir çeşitlenme gözleniyor; çiçek motifleri, işlemeli harfler... Giderek bu süslemeler, önlüklere de sıçradı. Hele bu yıl, önlüklerin çoğunda dallı yapraklı rengârenk çiçekler, sarı göbekli ak yapraklı papatyalar açmış gördüm.
Önlüklerdeki bu çiçeklenmenin "yönetmelik gereği" olduğunu sanmıyorum. Herhalde önlük üreticileri, ürünlerini daha cazip kılmak için, olası "taleb"i gözeterek ya da "talep oluşturmak" niyetiyle böyle yeni bir "arz"a tevessül ettiler. Bu işi yaparken MEB yetkililerine başvurup "ekteki önlük modelini emir ve müsaadelerinize arz ederim" dediklerini de sanmıyorum.
Şimdi içimde bir korku: Piyasada gözlenen bu sınırlı serbestleşme belirtilerini "başıbozukluk" biçiminde değerlendirecek kahraman, uykusundan uyanıverir de, önlüklerde izinsiz açan bu çiçekleri ezmek, çiğnemek, koparmak, soldurmak, kurutmak ya da "budamak" üzere harekete geçiverirse?..
#Okullar
#Önlükler
23 yıl önce
Önlükler çiçekleniyor!
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle
