
Bir önceki yazımda 2025 yılına ilişkin genel bir değerlendirme yapmış ve bazı makro ekonomik veriler üzerinden Türkiye ekonomisinin 2025 yılı performansına ilişkin izlenimlerimi paylaşmıştım. Bugün de 2026 yılında ekonomi gündeminde neler olacağını sizlere özetlemeye çalışacağım.
Bana göre 2026 yılının en önemli konu başlığı yine enflasyon olacak. Zira bir süredir uygulamada olan dezenflasyon programının yeni yılda da devam edeceği aşikar. Bu da gözlerin her ay enflasyon verisinde olacağı anlamına geliyor. Çünkü diğer tüm politikalar ve makroihtiyati tedbirler enflasyonu düşürmek üzerine kurulu. Yan etkileri yoğun olan ve reel sektörü zorlayan bu programda hafifletici değişikliklerin yapılabilmesini için enflasyonun alan açması gerekiyor.
Programın temeli reel olarak değerli TL ve finansal koşullardaki sıkılık üzerine kurulu. Bu bakımdan 2026 yılı boyunca da TL’nin reel olarak değerli kalmaya devam edeceğini öngörüyoruz. Yani önümüzdeki yılda da kurdaki artış oranı enflasyondaki artış oranının altında kalmaya devam edecek. Bununla birlikte finansa erişim konusundaki kısıtların da sürdürülmesini bekliyoruz. Yani önümüzdeki yılda da finansmana erişim zor ve pahalı olacak.
2026 yılı boyunca tüm Para Politikası Kurulu toplantılarında faiz indirimi yapılması muhtemel. Ancak indirim oranlarının aylık enflasyon verisi ve oluşan enflasyon beklentilerine göre şekilleneceğini değerlendiriyorum. Bununla birlikte faiz indirimleri sürse bile finansal sıkılığın devam edeceğini de not edelim. Tıpkı 2025 yılında olduğu gibi 2026’da da faiz indirimleri olacak ancak bu reel sektörün rahatlaması anlamına gelmeyecek.
Önümüzdeki yıl reel sektörün nakit akış sorunlarına ilişkin daha çok serzeniş duyacağız. Zira bankaların tahsili gecikmiş alacak oranlarında ve karşılıksız çeklerde bir artış olması muhtemel görünüyor. Bunun nedeni ise TL cinsinden kredilerdeki aylık büyüme sınırlarının yılın önemli bir bölümünde sürdürülecek olması. Reel sektöre ilişkin bu uyarımı geçen yıl sonunda da yapmış ve firmaların alacaklarını tahsil etmelerinin önemine vurgu yapmıştım. Bu yıl ise bu konunun geçen yıldan daha önemli olacağını düşünüyorum.
Gelelim ekonomiye etki edecek ekonomi dışı faktörlere. Dış politikada atılan adımların etkisi ce S400’ler konusundaki yeni yaklaşımın etkisi ile ABD ile olan ilişkilerde pozitif bir gündem bekliyoruz. Böylelikle Türkiye’ye yönelik CAATSA yaptırımlarının kaldırılması, ABD’deki Halkbank davasının lehimize sonuçlanması ve F35 programına yeniden dönüş gibi konular gündeme gelebilir. Bu gelişmeler hem Türkiye’ye yönelik sermaye hareketlerinin önünü açar hem de risk primi olan CDS’lerdeki düşüşü hızlandırır. Bu durum bir süredir serzenişte bulunan borsa yatırımcılarına rahat bir nefes aldıracağı gibi aynı zamanda Hazine’nin de daha düşük faizlerle borçlanarak geçmişteki yüksek faizli borçları itfa etmesine imkan tanır.
Özetle 2026 yılında ekonomi cephesinde hem sıkıntılar hem de fırsatlar olacak. Ancak genel olarak 2026’nın 2025’e göre bir miktar daha zor geçeceği gerçeğine şimdiden hazır olmak gerekiyor.
BIST isim ve logosu "Koruma Marka Belgesi" altında korunmakta olup izinsiz kullanılamaz, iktibas edilemez, değiştirilemez. BIST ismi altında açıklanan tüm bilgilerin telif hakları tamamen BIST'e ait olup, tekrar yayınlanamaz. Piyasa verileri iDealdata Finansal Teknolojiler A.Ş. tarafından sağlanmaktadır. BİST hisse verileri 15 dakika gecikmelidir.