Bu hafta küresel tarafta iki büyük merkez bankasının faiz kararlarını ve başkanların açıklamalarını takip ettik. Fed faiz kararında bekleneni yaparken projeksiyonlarda sürpriz yaptı. Avrupa Merkez Bankası (ECB) ise beklentilerle paralel bir karar aldı.
Çarşamba akşamı Fed, bir süredir sözlü yönlendirmelerle zemin hazırladığı üzere bu ayki toplantıda politika faizini sabit tuttu. Ancak nihai faiz oranı tahminini %5,1’den %5,6’ya yükselterek yıl sonuna kadar 25’er baz puanlık iki faiz artırımı sinyali verdi.
Karar sonrasındaki basın toplantısında soruları yanıtlayan Fed Başkanı Powell, Fed üyelerinin hemen hepsinin daha fazla faiz artırımını uygun gördüğünü belirterek “Bu yıl ek faiz artışları uygun olabilir.” dedi.
Powell, manşet enflasyon tarafındaki düşüşe işaret ederek “Enflasyon bir miktar yavaşladı ancak enflasyonist baskılar yüksek seyretmeye devam ediyor” derken “Çekirdek Kişisel Tüketim Harcamaları Endeksi’nde (PCE) çok fazla ilerleme görmüyoruz” diyerek Fed’in esas takip ettiği verinin henüz kararlı bir şekilde aşağı gelmediğine dikkat çekti. Bu verinin Fed için manşet enflasyondan daha önemli olduğunu biliyoruz. Ocak ayında %4,4 olan Çekirdek PCE Mayıs’ta %4,7 olarak gerçekleşmişti.
Yakından takip ettiğimiz bir diğer karar da Perşembe günü ECB’den geldi. ECB, beklendiği üzere faizleri 25 baz puan artırdı. Ayrıca faiz artırımlarının henüz bitmediği mesajı verildi. Karar sonrası basın toplantısında konuşan ECB Başkanı Lagarde, enflasyonda hala belirsizlikler olduğunu ifade ederek “Temmuz ayında faiz artırımı çok olası” ifadesini kullandı.
Ayrıca ECB 2023 için enflasyon tahminlerini de güncelledi. Son güncellemeyle yıl sonu için %5,3 olan tahmin %5,4 olarak güncellendi. Öte yandan çekirdek enflasyon tahmini de %4,6’dan %5,1’e çıkarıldı. Hal böyle olunca Lagarde, “Faiz artırımlarını durdurmayı düşünmüyoruz.” dedi.
İki büyük merkez bankası tarafındaki gelişmeleri gördükten sonra gözler Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın 22 Haziran’daki Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısına çevrildi. Ancak hali hazırda kimsenin PPK toplantısında ne olacağı hakkında en ufak bir fikri bile yok. Zira bir önceki yazımda da belirttiğim üzere şu ana kadar Merkez Bankası tarafından yapılan ne yazılı ne de sözlü bir yönlendirme görmüş değiliz. Bu durumun neden olduğu belirsizliğin iş dünyasını, bankaları, piyasaları ve hatta bireysel tasarruf sahiplerini merak içinde bıraktığını yineleyelim.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Azerbaycan dönüşü gazetecilere verdiği mülakattan anladığımız üzere yeni Merkez Bankası yönetimine tüm politika araçlarının kullanılması için belirli bir alan açılmış görünüyor. Ancak açılan bu alanda kullanılacak olan politika araçlarının yöntemi ve oranı ile ilgili henüz bir sözlü yönlendirme görmüş değiliz. Keşke PPK öncesi Merkez Bankası’nın yeni başkanı Hafize Gaye Erkan hafta başında çok uzağa gitmeden Ankara’da Sanayi Odası veya Ticaret Odası’nda bir toplantı yapıp hem sözlü yönlendirme yapsa hem de finans piyasalarının yanı sıra ekonominin reel yükünü sırtlayan iş insanlarının değerlendirmelerinden de faydalansa…
