Türkiye’nin desteklediği Libya meşru hükümeti, Hafter ve arkasındakilerle giriştiği ateşkes görüşmeleri çıkmaza oturduğu anlarda, ‘ülkesinin istikrarı için bir ABD üssüne ev sahipliği’ yapabileceğini açıkladı...
Bu misafirperverlik Libya’nın istikrarını sağlar mı bilinmez ama ‘at izinin it izine karıştığı Ortadoğu-Akdeniz çanağında kırışıklıkları azaltabilir...
Trablus hükümeti, ABD üssüne ihtiyacı şu sözlerle gerekçelendirdi; “ülkeye müdahale etmeye çalışan yabancı ülkelere karşı caydırıcı olacaktır”. Türkçesi, “bu üs Rusya’ya karşı” demek.
Rusya ama bu aleni teşhis dahi kılçıklı; Libya’da Hafter’le hareket eden, süreç içinde Moskova’yla aynı kulvarda yüzen Mısır, BAE, İsrail, Fransa’nın durumu da flulaşıyor. Ankara’nın bu fikre ne dediği de duyulmadı.
***
Benzer durum Kıbrıs Rum Kesimi üzerinden Kıbrıs/Akdeniz’de yaşanıyor... ABD ordusu, GKRK’ndeki hava üssüne nakliye ve savaş helikopterleri yerleştirdi. Az sayıda zırhlı araç ve 400’e yakın askerle birlikte yığınak devam ediyor. (24/02, Hürriyet.)
Özelden bölgeye döndüğümüzde, adadaki Fransız ve Amerikan varlığının muhatabı yine Rusya. Amerika’nın Kıbrıs üssü tahkimatı Suriye ve Irak’a dönük. Irak-Suriye demek Rusya-İran demek. Kimi yorumlar hızla genişletilen üssün İncirlik’i ikame etmek/yedeklemek için tasarlandığını söylese de, bir sürü teknik nedenle kıyas-ı kabil değil.
***
Üçüncü ayak Suriye’de Fransa ve Almanya Türkiye’ye yakınlaşıyor. ABD’nin Suriye’deki varlığı izahtan vareste. Üsleri de askerleri de niyetleri de malum. Askeri hareketliliğine, Rus askerleri ile didişmelerine, Ankara ile ısıtmaya çalıştığı son dönem ilişkilerine/açıklamaları da Rusya’yı cepheye alıyor.
Libya ve Suriye’de Ankara’nın duruşu-bugün itibariyle-Moskova’dan şikayetçi. Kıbrıs ve Akdeniz’de bir yandan büyük çıkarlarını korumak için pazu gösterirken diğer yandan Rusya’yı sınırlayan adımlara hoşgörülü davranması, Moskova’nın sıcak denizler rüyasını kâbusa çevirebilir. Bu kart açık duruyor.
Rusya’nın ‘esnemesi’ne gelince; Dışişleri Bakanı Lavrov’un, “Rusya ve Türkiye İdlib’le ilgili yeni bir dizi görüşme hazırlığında. Ankara ile görüşmelerin ‘gerilimi azaltma bölgeleri’nin işleyişiyle ilgili sorunları netliğe kavuşturmasını umuyoruz” sözleri birşey ifade etmiyor.
***
Azerbaycan yolunda Cumhurbaşkanı’nın kurduğu Libya-Suriye ilişkisi not edilmeli. Rusya lideri kısa süre evvel Macron ve Merkel’le telefon görüşmeleri gerçekleştirdi. Libya konuşuldu, İdlib konuşuldu. Bu temaslarda dörtlü zirveye ilişkin bir görüş alış-verişi yapıldı mı acaba?
Tali ittifak/ihtilafların, “esas”lı olanları da var çünkü; Münih Güvenlik Konferansı’nda somutlandığı üzere, Avrupa üzerinde Rusya-ABD rekabeti yaşanıyor. Ankara 3 alternatifli “seçimini” de şimdilik muğlak tutuyor...
Sonuçta İdlib’te geri sayım devam ediyor...