Dinlenme tesisleri tüketiciyi mağdur ediyor

00:001/03/2001, Perşembe
G: 11/09/2019, Çarşamba
Suzan Çelik

Uzun zamandır şehirlerarası yolculuk yapmadığım için konaklama tesislerindeki yemek ve hizmet rezaletini görmüyordum. İş seyahatim bu gerçeği bir kez daha dile getirmeme neden oldu. Benim itirazım fiyatlara değil. Serbest piyasa koşullarında tüketiciye düşen, yolculukları sırasında yanında yiyecek birşeyler taşımak ya da fiyatları önce tarifeden görüp makul buluyorsa yemeği tercih etmekten ibarettir.Ancak bu bir yolculuk ve zaruret nedeniyle işin maddi boyutundan daha çok manevi boyutu önemli. Yemek

Uzun zamandır şehirlerarası yolculuk yapmadığım için konaklama tesislerindeki yemek ve hizmet rezaletini görmüyordum. İş seyahatim bu gerçeği bir kez daha dile getirmeme neden oldu. Benim itirazım fiyatlara değil. Serbest piyasa koşullarında tüketiciye düşen, yolculukları sırasında yanında yiyecek birşeyler taşımak ya da fiyatları önce tarifeden görüp makul buluyorsa yemeği tercih etmekten ibarettir.

Ancak bu bir yolculuk ve zaruret nedeniyle işin maddi boyutundan daha çok manevi boyutu önemli. Yemek uzmanı olmanız bile önünüze sunulacak bir yemeğin midenizi bozup bozmayacağınızı anlamanıza yetmez. Ben de bu yüzden mağdur olmuş bir tüketiciyim maalesef. Binasının görkemine aldanıp Metro Turizm Şirketine ait Afyon Cumhuriyet dinlenme tesislerine girdik. Açlığımızı gidermek üzere sıralanmış yemeklerden birkaç çeşit seçtik ve büyük bir iştahla yemeklerden tattık. Ancak açlığımız bile yemekleri tamamlamak için yeterli olamadı. Bu aşamadan sonra yemeği değiştirmek mümkün olabilirdi belki ancak biz aşçıbaşını bundan böyle daha düzgün yemek yapmak konusunda uyarmakla yetindik ve tüketici olarak "susma hakkımız"ı kullandık.

Aslında ben bu olayı yazmayacak, yanlışların düzeldiğini varsayacaktım. Fakat bir sonraki tesiste de benzer olayla karşılaşınca bunun şehirlerarası yollardaki tesislerin yetkililerce adamakıllı kontrolden geçirilmesini sağlamak için bir anlamda boynumun borcu olduğunu anladım. Akşam yemeği yiyememiştik ama hiç olmazsa sabah şöyle adam gibi bir kahvaltı edebiliriz umuduyla Adapazarı Pamukova Küçükağa Tesislerine girdik. "Alt tarafı bir kahvaltıdır, çorbadır.. olsa olsa ne kadar kötü olabilir ki..." diye düşünebilirsiniz. Ancak aç olduğumuz için mecbur kaldığımız tek karın doyurma alternatifinin yansıttığı görüntüyü anlatmakta gerçekten zorlanıyorum.

Gelişen teknoloji çorbayı birkaç saniyede sadece sıcak suyla karıştırarak yapmaya bile imkan tanıyor ama, maalesef bu tesiste içelim diye önümüze konan çorba resmen çiğ mercimek kokuyordu. Bu sefer kaşığımı bile içine sokmadığım yemeğin parasını ödemeye niyetli değildim. İtiraz ettim ve son bir umutla kahvaltılıklara yöneldim. Kahvaltılıklar da, kahvaltılık malzeme olduklarının ispatı için en az birkaç anlaşmalı şahide ihtiyaç duyuyordu. Bir adet haşlanmış bayat yumurta, üzerinde oluşan peltemsi tabakadan kabında üstü açık şekilde en az bir hafta kaldığı belli olan reçel, bir yanından sararmış beyaz peynir...

Daha fazla anlatmaya gerek var mı bilemiyorum. Amacım bizzat yaptığım tesbitlerin yetkililerin tüketicinin sağlığıyla oynanmasına izin vermemek için harekete geçmesine vesile olması.

Lûtfen bir an önce şehirlerarası yollardaki mola tesisleri gözden geçirilsin. Yolculukta sağlığın ve mide rahatının ne denli önemli olduğunu biliyorsunuz. Yolcuya hürmeti ve geleneksel misafirperverliği bir kenara bıraktık diyelim.. ya evrensel tüketici hakları! Böyle olur mu...

Tüketici radyosunu istiyor

İstanbul''da yayın yapan Bahçeli FM Radyo Kanalı''nın sadık dinleyenlerinden Mehmet Ateş, radyo-televizyon frekanslarının tahsisi konusunda ülkemizde yaşanan anlamsız başıboşluğun kurbanı olduğunu bildiriyor. Frekans tahsisi için yasal düzenleme yapılmış olmasına karşın illegal yayıncılığın önlenmemesi yüzünden kaliteli iletişim hizmeti sunulamıyor.

Nitekim Sayın Ateş de 88.108 FM Bandından 101.8 Frekansıyla dinlemeye alıştığı Bahçeli FM''in yerine "Şık FM" adıyla yayın yapan bir kanalla karşılaşmak durumunda kaldığını söylüyor. Sorunun nedenini öğrenmek için tüketicimizin radyosunun yetkililerini aradık.

Onlara, dinleyenlerine kaliteli hizmet sunumunu neden sunamadıklarını sorduk. Aldığımız cevap "Bir dokun bin ah işit" lafının doğrulayıcısı oldu. Bahçeli FM Yayın A.Ş. Genel Müdürü Gülay Ribar, radyolarının yasal çerçevede 101.8''den yayın yapabilecek tek kanal olduğunu ancak mevcut düzensizlikler yüzünden, hem şirketlerinin hem de geniş bir dinleyici kitlesinin mağdur edildiğini söyledi. Genel Müdür Ribar defalarca Radyo-Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Cumhurbaşkanlığı ve Ulaştırma Bakanlığı dahil ilgili tüm birimlere yazdıkları yazının birer örneğini gönderdi. Bu yazılardan Cumhurbaşkanlığı''ndan geleni şöyle:

"7 yıldır yayın yaptığınız 101.8 frekansından, Şık FM adı altında çalışan bir radyonun yayına girdiğini, bu nedenle kendi yayınlarınızın zor dinlenir hale geldiğini belirten ve konuya çözüm getirilmesini dileyen başvurunuz alınmış, konu aşağıda tarih ve sayısı belirtilen yazımızla Ulaştırma Bakanlığına ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Başkanlığı''na bildirilmiştir."

Kaliteli hizmet sunumunun gereğinin yapılması ve tüketicinin daha fazla mağdur edilmemesini diliyor, konunun takibimizde olduğunu bildiriyoruz..