|
Bizi fakir yapan irade ile vicdan ve cüzdan uyuşmazlığı

Ekonomiyi esir eden ve ikinci plana iten siyasal krizin altında yatan zihniyeti CHP lideri Baykal tek cümleyle özetledi;

"Milli İrade devleti kuran irade, Meclis''i oluşturan ise siyasi iradedir."

Çatışmanın sebebi bu kadar derin.

Peki TBMM''de asılı bulunan "Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir" ne anlama geliyor.

Bunu Baykal''a, Sabih Kanadoğlu''na, yargıçlara, üniversitelerdeki cüppeli darbecilere ve Demirel''e sormak lazım.

Türkiye''yi yöneten görünmeyen ve tanımı belirsiz bir irade var.

Ve bu irade siyasi iradeden farklı, onun üstünde ve güçlü.

* * *

Demokrasi, laiklik konusunda çok sayıda makalesi bulunan Prof. Ahmet Arslan''ın Neşe Düzel''e yaptığı yukarıdaki tesbitleri Türkiye''nin AB''ye neden ihtiyacı olduğunu çok net gösteriyor.

İşte satırbaşları ile o tesbitler;

Türkiye AB üyesi olursa, o zaman laiklik hiçbir şekilde tehlike altına girmez.

Türkiye''yi hem laik, hem demokratik hem de hukuk devleti yapacak olan AB''dir.

AB ile ilişkiler daha organik hale gelirse, Avrupa mahkemelerinin kuralları ve ilkeleri hayatımıza yansırsa ve fert başına milli gelir de 15-20 bin dolar olursa bizde de modernleşme olabilir.

Türkiye''nin ciddi olarak Kopenhag Kriterleri''ne, AB''nin çapasına ihtiyacı var.

* * *

Batı''da para iktidar getirir, Doğu''da iktidar para getirir.

İktidar konumu onlara bu coğrafyada binlerce yıldır toplumsal itibar ve maddi menfaat sağlıyor.

Bunları kaybetmekten korkuyorlar şimdi.

Çünkü çevrenin merkeze gelmesiyle, bu ikisini şimdi kaybetmek üzereler.

Şeriat korkusunun temelinde bu iktidar kavgası da var işte.

* * *

Laikliği dogmatik bir biçimde inanan, onu bir din olarak algılayan bir kesim var.

Üniversitede türban serbestîsi başka bir şeyin parçası olarak yorumlanıyor.

Elini verirsen kolunu kurtaramazsın gibi bir niyet okuması var burada.

Yaşanan İslam köylü İslamıdır.

Yaşanan cumhuriyet de köylü cumhuriyetidir.

Sığlık bu yüzden.

98 İhsan 99-???

Yetkili ağızlar laf üretmeyi sürdürürken işçiler, işleri sabote etmek isteyen rakip ülkelere çalışan özel yetiştirilmiş intihar komandoları gibi ölmeye devam ettiler.

Gemi sanayiinde dünya şampiyonluğunu kaçırmamak için ayda iki kurban veren Tuzla''da tersane işçileri bugün ilk defa ölmemek için greve gidiyor.

"95- İzzet, 96-Deniz, 97-Murat, 98-İhsan 99-???. Koyun saymıyoruz, misket saymıyoruz; ''insan'' sayıyoruz" diyen Limter-İş Sendikası medyaya konuyla ilgilenmesi çağrısı yapıyor.

* * *

Tuzla''daki 44 tersanede 50 bin kişi çalışıyor.

Ölü sayısı 20 yılda 98''e ulaştı. Geriye 49 bin 904 kişi daha var.

Tersanecilik sektöründe dünyanın 8. büyüğüyüz, mega yat üretiminde ise üçüncü durumdayız.

"Ölümleri önlemenin sihirli formülü yok" deyip ölene kadar çalışmaya devam mı diyeceğiz.

Gemiler mi? İnsanlar mı?

Bir karar verme zamanı geldi.

* * *

Tuzla''daki tersanelerde iki tane sendika var, ikisi, de kendilerini düşündüğü kadar işçileri düşünmüyor.

Düşünselerdi tersaneler bugün ekonomi sayfalarında başarı hikayesi olarak gelirlerdi.

Şimdi ölümlerle dünya gündemine girdiler.

* * *

Geçen yıl yapılan incelemelerde Tuzla tersanelerinde 1061 sorun tespit edilmiş, 9 ayda 588''e indirilmiş.

Fatih Terim geçenlerde maaşının neden (130 bin YTL gibi) milletvekillerinin maaşlarından çok yüksek olduğu sorulunca, "Meclis''te onlardan 550 tane var ama Fatih Terim bir tane" demişti.

Özel ve kamuda yetkili ağızlar da aynı mantıkla mı bakıyorlar Tuzla olayına acaba, “Tersanede ölen işçilerden çok var ama patron bir tane!”


Bir tek kişiye yapılan haksızlık, bütün topluluğa yönelmiş bir tehdittir.
Montesqıo
16 yıl önce
Bizi fakir yapan irade ile vicdan ve cüzdan uyuşmazlığı
“Almanlar et başında”
Varsıllar vergi ödemesin!
Amerikan Evanjelizminin Trump’la imtihanı
Genişletilmiş teröristan projesi böyle çöktü
İsrail’le ticaret ve Deutsche Welle