|
‘İnsan’ denen enstrüman

“Yetkin insan duyularımıza hitap eder; Hem sert hem de narin, hoş kokulu bir ağaçtan oyulmuş gibidir.

Yalnızca ona yarayan şeyden tat alır; beğenisi ve zevki, yararlı olanın ölçüsünün aşıldığı noktada son bulur.

Zarara çare bulmayı bilir; kötü rastlantıları kendi lehine çevirir; onu öldürmeyen şey güçlendirir.

İlkesi seçiciliktir; çokluğu gözden çıkarır. İster kitaplar, isten insanlar ya da durumlar söz konusu olsun, kendi toplumunda hep aykırıdır.

Seçtiği, izin verdiği, güvendiği şeyleri onurlandırır.

Her türlü uyarıcıya yavaşça, uzun bir ihtiyat ve kasti bir gururun onda ateşlediği o yavaşlıkla tepki verir-yaklaşmakta olan uyarıcıyı uzaktan sınar; onu karşılamak için ilerlemeyi düşünmez.

Ne talihsizliğe ne de suça inanır.

Kendisiyle ve başkalarıyla başa çıkar; unutmasını bilir.

Öyle güçlüdür ki her şey onun iyiliğine olur.”

**

“İnsanları karşıma alma sanatını, benim için büyük değer taşıdığı durumlarda bile beceremedim.”

“Hangi enstrüman olursa olsun, akordu ancak 'İnsan' denen enstrümanın bozulabileceği kadar bozulur. Ondan dinlenebilir bir şey çıkarmayı beceremeyeceksem hastayım demektir.”

“Hiçbir şey, insanı hıncın tutuşturduğu ateşten daha hızlı yakıp kül edemez. Öfke, hastalıklı hassasiyet, intikam alamamak, intikam arzusuyla, hırsıyla yanıp tutuşmak, zayıf bir için tepki vermenin en zararlı çeşididir; sinirlerin hızla yıpranmasına, vücutta zararlı salgıların örneğin midedeki safranın hastalıklı artışına neden olur. Hasta insan için hınç aslen yasak olan kötü bir şeydir. Ne yazık ki en doğal eğilimidir de.”

“İyileşmenin ilk adımı ruhu hınçtan özgürleştirmeye çalışmaktır. Düşmanlık düşmanlıkla sona ermez, düşmanlık dostlukla sona erer. Buda öğretisinin başlangıcında bu anlayış yer alır. Bunu söyleyen ahlak değil fizyolojidir.”

“Savaşçı bir filozof, sorunları da düelloya davet eder. Düşman karşısında eşitlik-dürüst bir düellonun ilk şartıdır. İnsan küçümsüyorsa savaşamaz.”

“İnsanlığım sürekli bir kendini yeniştir”.

“İnsandan “ayaktakımı”ndan tiksinmek, benim her zaman en büyük tehlikem olmuştur.”

“Temiz olmayanlara verecek yerimiz yok sahiden! Buz mağarası gibi gelir bizim mutluluğumuz onların bedenlerine ve ruhlarına!”

“Zerdüşt şu öğüdü verir; Rüzgâra karşı tükürmekten sakının!”

Not; Friedrich Nietzsche’nin Can Yayınları’ndan çıkan Almanca aslından Şebnem Sunar’ın çevirmenliğini yaptığı ‘Neden bu kadar akıllıyım’ adlı eserinden seçilmiş bazı alıntılar.

Dünyaya gelince neler öğrendik neler

“Havva anlatıyor: Melekler bizi Cennet Bahçesi’nden kovaladı. Aradan 3 ay geçti. Cahildik o zamanlar, şimdiyse bilgi yönünden zenginiz.

Hem de ne zenginlik!

Açlığı, susuzluğu, soğuğu öğrendik.

Acıyı, hastalığı, kederi öğrendik.

Nefreti, isyan etmeyi, dalavereyi öğrendik.

Vicdan azabını, suçluyu da suçsuzu da aynı kefeye koyan vicdanı öğrendik.

Bedenin de ruhun da nasıl bitkin düşebileceğini, dinçleştirmeyen uykuyu, dinlendirmeyen istirahati, cenneti geri getiren, uyanır uyanmaz da geri götüren düşleri öğrendik.

Sefaleti, işkenceyi, kalp kırıklıklarını öğrendik.

Aşağılamayı, hakaretler yağdırmayı öğrendik.

Ahlaksızlığı, arsızlığı, art niyetliliği öğrendik.

İnsan bedeninin çıplak olduğunda ayıplandığını öğrendik.

Korkuyu öğrendik.

Gösteriş budalalığını, ahmaklığı, hasedi, riyakarlığı öğrendik.

Saygısızlığı öğrendik.

Küfrü öğrendik.

Doğruyu yanlıştan ayırt etmeyi, birinden kaçıp diğerini yapmayı öğrendik. Ahlak duygusunun tüm mahsullerini öğrendik.

Ölüm dışında her şeyi biliyoruz.

Ölüm…

Ölüm nasıl bir şey acaba?

Şeytan anlatıyor; Ölüm dünyaya ayak bastı.

Yaratıklar artık ölümlü.

Aileden biri gitti bile (Habil’in ölümü).

Aile ölümü fena bir şey sanıyor, ama bir gün fikirleri değişecek.

Âdem anlatıyor;

O neredeyse, cennet orasıdır. (Havva’nın mezar yazısı)”

Not; ABD’li yazar Mark Twain’ın Can Yayınları’ndan çıkan Selçuk Işık’ın İngilizce'den çevirdiği Âdem ile Havva’nın Güncesi’ öyküsünden seçme alıntılar.

#İnsan
#Friedrich Nietzsche
#ABD
#Dünya
#Ölüm
3 yıl önce
‘İnsan’ denen enstrüman
İkiyüzlü dünyanın 200 günü
Garson nereye baksın?
İnsafsız takas!
Erdoğan’ı/AK Parti’yi Kürtsüz bırakma operasyonu…
Riyakâr Bey ile ‘Yamyam’ Biraderler