İsrail’in bizatihi bir devlet olarak varlığı aslında bugünün sözümona modern, demokratik dünyasının bütün iddialarını boşa çıkaran bir anlama da sahiptir. Tabiri caizse İsrail’in varlığı modern demokratik dünyanın bütün iddialarından vurulduğu yerdir. Avrupa’nın en yumuşak karnıdır.
Bugün bütün dünyanın uluslararası ilişkiler siyasetini belirlemeye yüz tutmuş olan İsrail bölgede huzursuzluğun, istikrarsızlığın, akan kanın, yerinden yurdundan koparılan kitlelerin baş sebebidir. İsrail bütün bunları sadece bir din cemaati olarak Yahudilere Tevrat’ta vaat edilmiş olduğuna inandığı topraklara yerleşmek ve kutsal kitaplarının bu vaadini gerçekleştirmek adına yapıyor.
İsrail sözkonusu olduğunda Batı dünyasını savaş ve insanlık suçlarıyla ilgili kendi koyduğu bütün kriterleri çiğnemeye sevkeden bu motivasyon nereden gelmektedir?
Böylece İsrail Batı’nın iki yüzyıldır özenle işlediği bütün değerlerin, bütün iddiaların boşa çıktığı yerdir. İsrail’e karşı bu tepkisizliği Batı’yı kendi iddialarından vuruyor.