|

Ülker'den daha az suyla yüksek verimli mahsul: Aliağa buğdayı bisküviye dönüştü

Türkiye toplam atıştırmalık pazarında yüzde 36 paya sahip olan Ülker, Aliağa bisküvilik buğdayını ürünleriyle buluşturdu. Ülker CEO’su Mete Buyurgan, “İklim değişikliğine, hastalık ve kuraklığa dayanıklı, yüksek kaliteli, Aliağa bisküvilik buğdayını sektöre kazandırmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi.

Mehmet Ali Parto
03:10 - 28/10/2022 Cuma
Güncelleme: 03:14 - 28/10/2022 Cuma
Yeni Şafak
Aliağa buğdayı bisküviye dönüştü.
Aliağa buğdayı bisküviye dönüştü.

Türkiye toplam atıştırmalık pazarında yüzde 36 paya sahip olan Ülker’in, sürdürülebilir ham madde tedariki için bisküvilik un üretimine uygun buğday türü geliştirmek amacıyla 2007 yılında Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’yle başlattığı “Aliağa Bisküvilik Buğday” projesinde yeni bir aşamaya geçildi. Geçen yıl Ankara, Konya, Çankırı, Kırıkkale, Kırşehir, Yozgat, Kayseri, Eskişehir, Tekirdağ ve Çorum olmak üzere 10 ildeki 80 bin dekar arazide ekilen buğdaylar, bu yıl hasadın ardından Ülker Ankara Un fabrikasında toplandı. İlk kez ekim ayı itibarıyla Aliağa bisküvilik buğdayının içinde yer aldığı ürünler, raflarda yerini almaya başladı.

ÜRETİMİ GÜVENCEYE ALDI

Hastalık ve kuraklığa, iklim değişikliğine dayanıklı, yüksek kaliteli, verimli, yerli Aliağa bisküvilik buğdayını sektöre kazandırmanın mutluluğunu yaşadıklarını dile getiren Ülker CEO’su Mete Buyurgan, buğdayın faydalarıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Buyurgan, “Mevcut buğday türlerine göre sulak arazide dekar başına yüzde 17-20, kurak arazide yüzde 35-40 arası ortalamanın üzerinde verim sağlıyor. Çiftçilerin bu sayede minimum yüzde 20 gelir artışı elde etmeleri bekleniyor” dedi. Aliağa bisküvilik buğdayının kurak arazilerde mevcut buğday türlerine kıyasla daha verimli olmasının bir diğer avantajının da daha az suya ihtiyacı olmasının altını çizen Buyurgan, “Yüksek kalite standartlarında bir bisküvilik buğday türüyle üretim güvence altına alınabilecek. Ayrıca, çiftçilerimiz de bu ürünün verimliliğinin kendilerini son derece mutlu ettiğini söylüyor. Buğdayın yüksek kaliteli sapından hayvancılıkta da yararlanılabiliyor” diye konuştu.

BENZER UYGULAMALAR YAYGINLAŞTIRILMALI

İklim değişikliği ve beraberinde getirdiği su stresi gibi çevresel sorunların, küresel gıda sistemlerinin üzerinde baskı oluşturduğuna dikkat çeken Buyurgan, “İklim değişikliğine dayanıklı sürdürülebilir tarım uygulamalarını yaygınlaştırmak büyük önem taşıyor” dedi. Buğdayın kendileri için önemli ham maddelerin başında geldiğini ve yıllık ortalama 280 bin ton buğday aldıklarını belirten Buyurgan, “Sürdürülebilir ham madde tedariki ve yüksek kalitede üretim için ideal buğday çeşidi geliştirmek amacıyla 2007 yılında Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’yle ortaklaşa hayata geçirdiğimiz, ilk hasadını 2020 yılında yaptığımız Aliağa Bisküvilik Buğday projesinde tohum yaygınlaştırma çalışmalarımız devam ediyor” ifadelerini kullandı. Buyurgan ayrıca, yeni bisküvilik buğday çeşitleri elde etmek için Enstitü’yle birlikte ‘Bisküvilik Buğday Geliştirme Programı’nı başlattıklarını söyledi.

ÖZEL OLARAK GELİŞTİRİLDİ

  • Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesindeki Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü çatısında yer alan Bahri Dağdaş Uluslararası Tarımsal Araştırma Enstitüsü’nün Müdürü Dr. Fatih Özdemir ise, şunları söyledi: “Bu buğdayın uzun gelişim sürecindeki büyük emek ve zaman, bugün ülkemizin yerli ve milli bisküvilik buğdayının oluşmasına katkı sağladı. Bu buğdayın bir ilk olarak, tamamen bisküviye özel ve ıslah yönüyle geliştirilmiş bir tür olması, endüstriyel anlamda da Türkiye’de büyük bir sistem değişikliğidir. Aliağa buğdayı on binlerce aday arasından yapılan binlerce gözlem ve analizle seçilerek geliştirildi.”
#Mete Buyurgan
#Ülker
#Buğday
#Tarım ve Orman Bakanlığı
1 yıl önce