|

AP'nin 'Kemalizm' çarkı

Hollandalı Hırıstiyan Demokrat parlamenter Arie Oostlander, Türkiye Raporu'na bağlı karar tasarısındaki Kemalizm konusunda kullandığı ifadeleri geri çekecek.

Yeni Şafak
00:00 - 30/04/2003 Çarşamba
Güncelleme: 16:41 - 8/06/2017 Perşembe
Yeni Şafak
Arşiv
Arşiv

---------------------------------- manset -------------------------------------------
---------------------- manset ---------------------

Avrupa Parlamentosu Dışişleri Komisyonu (AFET), Hollandalı Hıristiyan Demokrat parlamenter Arie Oostlander tarafından hazırlanan ve içerdiği olumsuz yaklaşım nedeniyle ağır eleştirilere hedef olan Türkiye Raporu'ndaki karar tasarısını kapsamlı bir şekilde değiştirecek. Siyasi grup temsilcileri, raporun bugünkü şekliyle onaylanmasının mümkün olmadığı, yanlış ifadelerin çıkarılmaması halinde karar tasarısının oylama sırasında reddedileceğini ifade ettiler. Öte yandan Raportör Oostlander, dün sabah başlayan görüşmeler sırasında yaptığı konuşmada, "Tavır değiştirmem gerektiğini anladım" diyerek, "Kemalist felsefeye" ilişkin ifadelerin karar tasarısından çıkarılmasını sakıncalı görmeyeceğini söyledi.

Kıbrıs önşartı!

Türkiye'ye AB kapılarının açık olduğunu, tam üyeliği mümkün gördüğünü, ancak zorlukların ve engellerin de çok fazla olduğunu söyleyen raportör, Kıbrıs sorununun çözümünün Türkiye önünde bir "siyasi kriter" ve "önkoşul" olarak durduğunu savundu. Oostlander, Türkiye'de "yeni bir Anayasa" istemesinin doğal olduğunu belirterek, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan da bunu istiyor. Bizim ondan daha temkinli olmamız gerekmez" dedi. Raportör, Ermeni soykırımı iddiasının karara sokulmasına "tereddürlü" baktığını, bunun Türkiye'yi rahatsız edecek bir tavır olacağını düşündüğünü söyledi.

'Ordu kışlaya dönmeli'

Avusturyalı sosyalist Hanes Swoboda, Türkiye'de Kemalizm ve laikliği negatif algılamanın büyük hata olacağını söyleyerek, deneyimli olan bu ülkeye İslam konusunda ders vermeye kalkışılmamasını önerdi. Swoboda, MGK gibi kurumların birçok ülkede bulunduğunu ve bu konuya odaklanmamak gerektiğini de söyledi.

Danimarkalı liberal Ole Andreasen, Türkiye'ye ayırımcılık yapılmaması gereği üzerinde durarak, MGK türü kurumların ABD dahil birçok ülkede bulunduğunu hatırlattı.

TBMM ile Avrupa Parlamentosu arasında diyalog organı olduğu varsayılan Karma Parlamento Komisyonu'nun (KPK) Eşbaşkanı, Yeşiller grubu üyesi Hollandalı Joost Lagendijk, "Kemalizm edebiyatının kargaşa yaratacağını, uzak durmak gerektiğini" söyleyerek, Türkiye'de ordunun kışlasına dönmesi ve sadece asker rolü oynaması gerektiğini anlattı.

Yunan Hıristiyan Demokrat Hristos Zaharakis, Türkiye aleyhtarı konuşmasında Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı da hedef alarak, Erdoğan'a fazla hoşgörülü yaklaşıldığını savundu.

Alman sosyalist Jo Leinen, Oostlander raporunun bir "geri adım" olduğunu, "sataşkanlığa son vermek gerektiğini" söyledi. Hollandalı liberal Bob Van Den Boss, bu rapor ve karar tasarısı ile Türkiye'ye karşı tavır alındığını anlattı.

İtalyan bağımsız parlamenter Gianfranko Dellalba, askerlere ilişkin ifadelerde ölçülü olmak gerektiğini, anlatarak, Oostlander raporunu "Türkiye'yi Dışlama Raporu" olarak adlandırmak gerektiğini, Türkiye'nin AB'ye katılımının AB'nin menfaati icabı olduğunu ifade etti.

İngiliz Hıristiyan demokrat Geoffrey Van Orden de "Türkiye'yi dışlayan" bu raporu "geri adım" olarak nitelendirdi ve "Türkiye'de bazıları Kemalizm'in mirasını reddetmeye kalkıyorlar. Onlara destek verilmemeli. Türkiye Batı'ya dönük kalmalı" dedi.

Oostlander raporuna ve karar tasarısı hakkında verilen 300'e yakın değişiklik önergesi tekrar gözden geçirilecek ve raportör, bu önergeleri dikkate alarak gruplaştıracak. Oylamanın Mayıs ayına bırakılması bekleniyor.

Tasarının içeriği
  • Türkiye karşıtı tavır ve görüşleriyle tanınan Oostlander'in bu yaklaşımını raporuna ve karar tasarısına da geniş ölçüde yansıttığı, "Kemalist felsefenin, Türkiye'nin AB üyeliğine engel oluşturduğunu" savunduğu görülüyor.

  • Karar tasarısında, 3 Kasım seçimlerinde güçlü bir çoğunlukla iktidar olan AK Parti'nin, reformları gerçekleştirme alanında büyük sorumlulukları olduğu, bugünkü TBMM'nin seçmenin sadece yüzde 55'ini temsil ettiği belirtiliyor ve seçimlerde uygulanan yüzde 10 barajı eleştiriliyor.

  • "Türk Devleti'nin temel felsefesi olan Kemalizm, Türk devletinin bütünlüğüne yönelik ölçüsüz bir endişe kaynağı oluyor. Kemalizm, Türk kültürünün ve milliyetçiliğinin homojenliği üzerinde duruyor. Devletçilik, ordunun güçlü rolü, dine karşı çok katı tavır gibi yaklaşımlara öncelik veren Kemalizm felsefesi, Türkiye'nin AB'ye katılımına köstek oluşturuyor" gibi ifadelerin yer aldığı tasarıda, "Kıbrıs sorununa çözüm bulunmasının, Türkiye-AB ilişkileri açısından temel önemde olduğu" görüşü savunuluyor.

  • Tasarıda, Türkiye'deki devlet yapısında çok kökten değişiklikler yapılması gerektiği savunuluyor. "AB'nin siyasi değerlerinin, Yahudilik ve Hıristiyanlık kültürüne dayandığı, ancak bu değerlerin İslam ağırlıklı bir toplum tarafından da kabul edilebileceği ve savunulabileceği" yazılan tasarıda, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin, Türk halkı tarafından güvenilir bir kurum olarak görülmesi eleştiriliyor. Tasarıda, MGK ve RTÜK gibi kurumların kaldırılması da isteniyor.

  • Türkiye'nin milliyetçi ve laik yaklaşımlarının AB modeliyle uyumlu olmadığı ileri sürülen tasarıda, "bu engelleri ortadan kaldıracak yeni bir anayasa ihtiyacı" olduğu iddia ediliyor.

  • Tasarıda, Kıbrıslı Türkler'in ve Türkiye'nin "cesur kararlar almaları", Ermenistan'a ambargoya son verilmesi, Türk ve Ermeniler'in geçmişteki sorunları aşmak için diyalog kurmaları gibi istekler de yer buluyor.


    ----------------- imza------------------

    ----------------- imza------------------



  • #Arşiv
    #Yeni Şafak Arşiv
    21 yıl önce