Temiz Şehir Operasyonu çerçevesinde gözaltına alınanan ve 4 gün boyunca ağır işkenceler görerek AK Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan aleyhine ifade vermesi için zorlanan işadamı Tufan Mengi yaptığı basın toplantısında gördüğü işkenceleri anlattı.
Eresin Otel'de düzenlenen basın toplatısına eşi Ümran, kızı Nur ve oğlu Enes'le birlikte katılan Mengi, "Erdoğan aleyhinde konuşmazsan seni buradan sağ çıkarmam" diyen İstanbul Emniyeti Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Saçan ve ekibinin yaptığı işkenceyi korku ve heyecanla anlattı.
Sağ kaldığına hâlâ inanamadığını ifade eden Tufan Mengi, Çarşamba günü günü sabah 06.30 sıralarında emniyete götürüldüğünü ve 4 gün boyunca burada kaldıklarını belirterek, "Bu süre içinde akıl almaz işkenceler gördüm. Ülkücülük dönemlerimde de cezaevine düşmüştüm. Ama ben böyle işkence görmedim" diyerek yaşadığı dehşet verici işkenceyi anlattı.
Bugüne kadar hiç bir partiye oy kullanmadığını ve bundan sonra kullanmayacağını da söyleyen Mengi, "Gönül olarak Tayip Erdoğan'ı destekleyen ama partinin içinde olmayan biriyim. Beni gözaltına alan Saçan, 'Tayyip'in paralarının kimde olduğunu söylersen seni bırakırım. Yoksa elimden kurtulamazsın' diye beni tehdit etti. Yarım saat aralıklarla elektriğe verdiler. Husyelerimi bayılıncaya kadar sıktılar. Dört gün boyunca çarmıha gerdiler. Ayak parmaklarımın ucumdan elektrik verdiler."
Bağırmaktan ve ağlamaktan sesinin kesildiğini söyleyen Mengi, gözaltına alınan herkesin ağır işkenceler gördüğünü ve hatta ilk gün Necmi Kadıoğlu'nun verilen elektriğe dayanmayan ayağının damarlarının patladığını ve ayağını kaybetme noktasına geldiğini belirtti. Mengi gördükleri ağır işkenceyi tespit etmek için her gün emniyette iki milletvekilinin nöbet tutmasını isteyerek, "Bize yapılan işkenceleri Ruslar yakaladıkları Çeçenlere yapmıyor. Bu nasıl bir ülkedir kardeşim?. Bu işkencelere milletvekilleri dur demeliler" diye konuştu.
İşkence esnasında Organize Suçlar Şube Müdürü Adil Serdar Saçan'ın telefonla Tuncay Özkan'ı aradığını belirten Mengi " Bu duruma inanamadım. Nasıl olur da bir gazeteciye , 'Senin adamın burda. Onu paralarıyla birlikte gömeceğim' der. Ancak ben Tuncay Özkan'ın da böyle bir işe alet olduğuna inanmıyorum. Ben Özkan'ın Adil Serdar Saçan gibi işkenceciyle iş birliği yapacağına inanmıyorum" şeklinde konuştu.
Operasyon sırasında eşinin gözaltına alınmasından sonra kendisinin de saat 06.30'dan itibaren eve hapsedildiğini ve biri bayan iki polisin kendisi ve çocuklarının başında beklediğini belirten Ümran Mengi, "Çocuklarımın hem eğitim haklarını engellediler hem de psikolojik olarak baskı altında tuttular" dedi.
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Temiz Şehir" operasyonu nedeniyle ortaya atılan iddiaları "ahlaksız ve insafsız bir kampanya" olarak nitelendirdi. Devletin imkanlarının bir parti için kullanıldığını, devlet bürokratlarına suç işletildiğini belirten Tayyip Erdoğan, "Bu seviyesiz kampanyayı planlayanlar, devletin imkanlarını istismar edenler yaptıklarının altında kalacaklardır. Siyasi ikbal peşinde olanlar sandığa mahkum olduklarını görecekler" dedi. Erdoğan, partisinin Meclis Grubu'nda yaptığı konuşmada, kampanyanın siyasi istikbali tehlikede olan kişilerin operasyonu olduğunu ifade etti.
MHP Trabzon Milletvekili Orhan Bıçakçıoğlu, Bayındırlık ve İskanlık Bakanlığı Danışmanı Sadrettin Dinçer'e gözaltında işkence yapıldığını belirterek İçişleri Bakanı Yücelen'in istifasını istedi. Bıçakçıoğlu, TBMM'ye verdiği soru önergesinde "Dinçer'in gözaltında işkence gördüğü, çırılçıplak soyulduğu, kamuoyunda domuzbağı olarak bilinen Hizbullah'a özgü işkence yöntemiyle kötü muameleye tabi tutulduğu, kendisini halen tutuklu bulunduğu Ankara Ulucanlar Cezaevi'nde ziyaretim sırasında bizzat müşahede ettim" dedi.
DYP Genel Başkan Yardımcısı Hayri Kozakçıoğlu, işkencenin bir insanlık suçu olduğunu ve hiçbir kelimesinin işkence yapılması yönünde emir verme yetkisinin bulunmadığı gibi, hiç kimsenin de işkence yapma yetkisine sahip olmadığını söyledi. Kozakçıoğlu, "Bugün Albayrak Şirketler Grubu'na, yarın başkalarına olabilir. Daha önce başkalarına da olmuştur" dedi.
Özgür Düşünce ve Eğitim Hakları Derneği (ÖZGÜR-DER), Albayrak Şirketler Grubuna yönelik başlatılan soruşturma sürecinde gözaltına alınan kişilerin işkenceye maruz kalmaları ve çocukların rehin alınmasını kınadı. ÖZGÜR-DER tarafından yapılan yazılı açıklamada,"İşkencenin her türlüsüne hayır" denildi.
