AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bu milletin üzerinde ne oyunlar oynamışlar, ne tezgahlar kurmuşlar görüyor musunuz? Niye? Bölmek için. Adam ne diyor? 'Kürtlerin dini, zerdüşlüktür' diyor. Nerede? Apo'nun kitabında, açık net' dedi.
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Birileri gençleri oy deposu olarak görürken, biz gençleri siyasetin bizatihi aktörü olarak gördük ve görüyoruz. Birileri gençlerin eline taş tutuştururken, molotofkokteyli verirken, biz gençlerin eline kalem kağıt veriyor, bilgisayar veriyor, gençleri en iyi şekilde eğitmenin mücadelesini yürütüyoruz' dedi.
Erdoğan, İsmail Eren Spor Tesisleri'nde düzenlenen AK Parti Bitlis İl Gençlik Kolları Kongresi'ne katıldı.
12 Haziran Genel Seçimlerinde, Bitlis'in yüzde 51 oy oranıyla bir kez daha AK Parti dediğini belirten Başbakan Erdoğan, bu başarıdan dolayı tüm partilileri kutladı.
Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu:
'Şunu çok iyi bilmenizi istiyorum; AK Parti'nin Gençlik Kolları, diğer partilerin gençlik kolları gibi sanal değildir, hayali değildir, kağıt üzerinde değildir. Gençler, bu hareketin en merkezindedir. Gençlik, bu hareketin ruhudur, heyecanıdır, dinamizmidir.
Bakın, öyle siyasi partiler var ki kongrelerini bırakınız salonlarda yapmayı, bırakınız böyle binlerce gencin önünde yapmayı, İstanbul gibi büyük bir şehirde dahi gençlik kolları kongrelerini sadece 300-500 kişiyle yapıyor, çoğu zaman il kongrelerini genel merkezlerinde 3-5 kişiyle topluyorlar. AK Parti ise, gençlik kollarının ilçe ve belde kongrelerini coşku içinde topladı ve tamamladı.'
Şu ana kadar 32 ilde gençlik kolları kongrelerinin yapıldığını hatırlatan Erdoğan, bugün Bitlis'te, 33. il gençlik kongresini yine coşku, heyecan, kardeşlik içinde ve demokrasi atmosferinde gerçekleştirdiklerini söyledi.
Başbakan Erdoğan, gençlerin siyasette ne kadar aktif yer aldığını ve siyasette ne kadar belirleyici olduğunu görmek isteyenlerin bugün Bitlis'e bakmaları gerektiğini dile getirdi.
Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti:
'Bizim için gençler, asla ve asla ucuz iş gücü değildir. Bizim için gençlik kolları, sadece pankart asan, bayrak asan, süsleme yapan, broşür dağıtan birimler asla değildir. Bizim için gençler, bu ülkenin geleceğidir. Bizim için gençler, siyasetin heyecanıdır, dinamizmidir, siyasetin asil ve coşkulu damarıdır. İşte onun için, 12 Haziran seçimlerinde, Gençlik Kollarımızdan yetişmiş tam 16 arkadaşımız milletvekili seçildi. Sizlerle aynı süreçlerde bulunmuş, aynı heyecanı yaşamış, aynı gelecek tasavvurunu kurmuş 16 arkadaşınız, şu anda Türkiye Büyük Millet Meclisinde sizleri temsil ediyor.
Birileri gençleri oy deposu olarak görürken, biz gençleri siyasetin bizatihi aktörü olarak gördük ve görüyoruz. Birileri gençlerin eline taş tutuştururken, molotofkokteyli verirken, biz gençlerin eline kalem kağıt veriyor, bilgisayar veriyor, gençleri en iyi şekilde eğitmenin mücadelesini yürütüyoruz. Birileri, gençlerin elinden tutup, öldürmeye ve ölmeye sevk ederken biz, gençleri yaşatmanın, gençler üzerinden kardeşliğin, dayanışmanın mücadelesini veriyoruz.'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'Bir tarafta gençlere dağı gösterenler var. Bir tarafta eşkıyalığı övenler, eşkıyalığı teşvik edenler var. Bir tarafta gençlere sokağı gösteren, gençleri silahlandıran, gençleri ölüme sevk edenler var. Diğer tarafta ise yaşatmaya çalışan bir AK Parti var' dedi.
Erdoğan, İsmail Eren Spor Tesisleri'nde düzenlenen AK Parti Bitlis İl Gençlik Kolları Kongresi'ne katıldı.
Konuşmasında, bugün AK Parti'nin Türkiye'de iktidar oluşunun 9. yılını tamamladığını belirten Erdoğan, 'Onun için bugün önemli. 9 yıl önce bugün biz iktidardaydık. Şimdi 10. yıldan bir gün aldık' dedi.
9 yıllık AK Parti iktidarı döneminde, Türkiye genelinde 169 bin yeni derslik açtıklarını anımsatan Erdoğan, 2002 yılı sonunda, Bitlis'teki derslik sayısının bin 822 olduğunu, 9 senede bin 234 dersliğin yapımını tamamladıklarını ve şu an itibariyle Bitlis'te toplam derslik sayısının 3 bin 56'ya ulaştığını belirtti.
Okullara 7 bin 72 adet bilgisayar gönderdiklerini ifade eden Erdoğan, Türkiye genelinde olduğu gibi, Bitlis'te de ilk ve orta öğretimdeki öğrencilere ders kitaplarını ücretsiz dağıttıklarını söyledi.
Yeni bir dönemin başladığını, elektronik kitaba geçileceğini ifade eden Erdoğan, 'Şimdi onun hazırlıklarını yapıyoruz. O elektronik kitabi yavrularımız eline alacak, onunla gidip okulda derslerini takip edecek. Şimdi bu süreç geliyor' diye konuştu.
Bitlis Eren Üniversitesi'ni de kazandırdıklarını belirten Erdoğan, bu toplantının hemen öncesinde, üniversitede toplu açılış gerçekleştirdik, Fen Edebiyat Fakültesini Eren Üniversitesi'ne kazandırdıklarını, aynı açılış töreninde, Ahlat, Tatvan, Adilcevaz, Mutki'de öğrenci pansiyonlarını, Tatvan'da bir ilköğretim okulunu, Hizan'da öğretmenevini, Hizan, Tatvan ve Merkez'de 4 anaokulunu resmi olarak hizmete açtıklarını anlattı.
Erdoğan, 'Sizlere en iyi şekilde hizmet verecek olan Gençlik Hizmetleri ve Spor İl Müdürlüğü binasını, Tatvan Kapalı Spor Salonu'nu da yine bu törenle sizlere kazandırdık. Hepsinin, Bitlis'e, Bitlisli gençlerimize hayırlı olmasını diliyorum' diye konuştu.
Çocuklar, gençler ve aileler için eğitim önündeki her engeli tek tek kaldırdıklarını vurgulayan Erdoğan, şartlı nakit transferi kapsamında ilköğretimdeki erkek öğrenciler için daha önce aylık 20 TL, kız öğrenciler için ise 25 TL'yi annelere teslim ettiklerini anımsattı.
Erdoğan, 'Şimdi yeni bir çalışma yapıyoruz. Bunlara da yeni zamları gelecek. Bu zamlı uygulamaya da yeni yılla birlikte geçeceğiz' dedi.
Aynı şekilde ortaöğretimdeki erkek öğrenciler için aylık 35, kız öğrenciler için 45 TL verdiklerini söyleyen Erdoğan, bunların da artacağını kaydetti.
Üniversite öğrencilerine verilen burs ve kredi miktarlarıyla ilgili değerlendirmeyi de yaptıklarını bildiren Erdoğan, bunları da artıracaklarını ve 1 Ocak 2012 itibariyle uygulamaya gireceğini söyledi.
'Bizden önceki iktidar bu bursu ve krediyi bile 3 ayda bir veriyordu, biz bunu ayda bir ödüyoruz. Aynı zamanda kahvaltı ve akşam yemeği desteğini veriyoruz' diyen Erdoğan, bugün isteyen herkese burs ve kredi verildiğini söyledi.
Lisans öğrencilerine 240 TL, mastır öğrencilerine 480 TL ve doktora öğrencilerine 720 TL verdiklerini belirten Erdoğan, bu miktarların da artacağını kaydetti.
Başbakan Erdoğan, gençlere, 'AK Parti ile diğerleri arasındaki farkı işte gayet iyi görüyorsunuz. Bu farkı çok iyi anlamanızı ve herkese anlatmanızı sizlerden özellikle rica ediyorum' diyerek seslendi.
Erdoğan, şunları kaydetti:
'Bir tarafta gençlere dağı gösterenler var. Bir tarafta eşkıyalığı övenler, eşkıyalığı teşvik edenler var. Bir tarafta gençlere sokağı gösteren, gençleri silahlandıran, gençleri ölüme sevk edenler var. Diğer tarafta ise yaşatmaya çalışan bir AK Parti var. Diğer tarafta, insanı insan olduğu için seven, Yunus'un dediği gibi, 'Yaradılanı, yaradandan ötürü' seven bir AK Parti var. Gençler için okul inşa eden, üniversite açan, yurtlar yapan, burslar veren; gençleri okumaya, yazmaya, öğrenmeye, aydınlık bir gelecek için çalışmaya teşvik eden bir AK Parti var.
Bir tarafta, gençler ölmesin, öldürmesin, anneler gözyaşı dökmesin diye adeta çırpınan, elini, bedenini, yüreğini ortaya koyan bir AK Parti, diğer tarafta ise terörle arasına mesafe koyamayan, terörün vesayetinde, terörün emrinde ve gölgesinde siyaset yapmaya çalışan korkaklar var. Sevgili gençler, masum sivilleri öldürmek, askere-polise kurşun sıkmak, katillerin, canilerin, en önemlisi de korkakların işidir. Yaşatmak ise kahramanların işidir. Öldürmek değil, yaşatmak bir marifettir. Yıkmak, yakmak, kalp kırmak, ocakları söndürmek alçakların; yapmak, inşa etmek, kalpler, gönüller kazanmak ise cesurların işidir.'
Korkakların, tarih boyunca hiçbir zaman zafer anıtı dikemediğini belirten Erdoğan, tarihin, zalimleri değil kahramanları, cesurları hatırladığını ve hayırla yadettiğini söyledi.
Konuşmasında, Necip Fazıl'ın ifadelerine yer veren Erdoğan, şunları söyledi:
Zifiri karanlıkta, ak sütün içindeki ak kılı farkedecek kadar gözünüz keskin olsun. Gerçek kahramanlık, madeniyle sahtesini ayırt edecek kadar büyük bir hassasiyetiniz olsun. Ve yine size, Arif Nihat Asya'nın o muhteşem dizeleriyle seslenmek istiyorum: 'Delikanlım! İşaret aldığın gün atandan, yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan, sana selam getirdim Ulubatlı Hasan'dan, elde sensin, dilde sen, gönüldesin, baştasın. Fatih'in İstanbul'u fethettiği yaştasın.'
Bitlis'in gençlerinden, Doğu ve Güneydoğu illerindeki tüm gençlerden, artık canilerle, öldürenlerle, sahte kahramanlarla gerçek kahramanları birbirinden ayırt etmelerini istediğini söyleyen Erdoğan, 'Bitlis'in gençlerinden, bir kahramana yaraşır şekilde, yaşatmak için mücadele etmelerini, 'Yeter artık' demelerini, 'Benim adıma öldürme' diye haykırmalarını bekliyorum. Sizlerden, tek tek her bir gence ulaşmanızı, nezaketle, sabırla, ağırbaşlılıkla, vakarla, tatlı bir dille onların da gerçeği görmeleri için çalışmanızı istiyorum. Sizlerden, AK Parti Gençliği, Ak Gençlik farkını açık, net, somut şekilde ortaya koymanızı bekliyorum' diye konuştu.
Erdoğan, konuşmasına şöyle devam etti:
'Şunu lütfen unutmayın sevgili kardeşlerim. Sizler, çok büyük bir medeniyetin mensuplarısınız. Sizler, köklü bir kültürün, kadim bir tarihin mensuplarısınız. Sizler, büyük bir devletin, güçlü bir devletin, Türkiye Cumhuriyeti'nin mensuplarısınız. Şuna lütfen inanın, sizler, Ortadoğu sokaklarındaki, Afrika şehirlerindeki gençlerin, ilham aldıkları, imrendikleri, gıpta ettikleri, sizin kardeşliğinizi örnek aldıkları bir ülkenin evlatlarısınız.
Ezeli kardeşliğimizi ebediyen yaşatmak, biliniz ki sizlerin elindedir. Şunu da buradan net olarak sizlere ifade ediyorum. Kardeşlerim, millet, ırk demek, kavim demek, kabile demek asla değildir. Millet, altını çizerek ifade ediyorum, geçmişi ortak, sevinci ortak, hüznü ortak, aynı şekilde gelecek tasavvuru ortak bir cemiyet demektir. Biz, tek milletiz. Biz tek bayrağız, biz tek vatanız, biz tek devletiz. Kürdüyle, Türküyle, Lazıyla, Çerkeziyle, Gürcüsüyle, Romanıyla, Boşnağıyla, ne gelirse aklınıza, tüm unsurlarıyla bizler tek milletiz, bizler kardeşiz.'
Sadece bugün değil, tarihte defalarca bu milleti bölmek, parçalamak, bu milletin unsurları arasına nifak sokmak isteyenlerin olduğunu belirten Erdoğan, şunları söyledi:
'Bakın, Kurtuluş Savaşı hazırlıklarını yaparken, benim Kürt kardeşlerim, 27 Şubat 1920'de, Paris Barış Konferansı'na, İtilaf Devletlerinin liderlerine, büyükelçilere, Meclis-i Mebusan'a ve Ankara'daki Temsil Heyeti'ne uzun bir telgraf gönderiyorlar. Çok enteresan. Telgrafta ne diyor biliyor musunuz: 'Muazzam Osmanlı kitlesinin en metin ve sarsılmaz, kale gibi direnci olan Kürtler, her şeyden evvel İslamdır' Yani o birilerinin söylediği gibi Kürtler, Zerdüşt değildir, İslam'dır.
Muhteşem Osmanlı ailesinin ve şu İslam kardeşliği toplumunun en fedakar ve en bağlı ve uyumlu bir uzvu olan Kürtlerin, bu beraberlikten zerre kadar ayrılmamaları onların gayesi ve emelidir. Görüyor musunuz işin gerçeğini.'
Gazi Mustafa Kemal'in 15 Eylül 1920'de gönderdiği bir telgrafa da değinen Erdoğan, 'Kürt kökenli kardeşlerimizin ileri gelenlerine şöyle sesleniyor: 'Sizler gibi din ve namus sahibi büyükler oldukça, Türk ve Kürt'ün yek diğerinden ayrılmaz iki öz kardeş olarak yaşamakta devam edeceği, iç ve dış düşmanlarımıza karşı demirden bir kale halinde kalacağı şüphesizdir. Hak, mesainizi meşkur eylesin' diye konuştu.
Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:
'Bu milletin üzerinde ne oyunlar oynamışlar görüyor musunuz, ne tezgahlar kurmuşlar görüyor musunuz. Niye? Bölmek için. Çıkıyor, ne diyor 'Kürtlerin dini Zerdüştlük'tür' diyor. Nerede? 'Apo'nun kitabında'. Açık, net. Şimdi parlamentoda birileri var, farklı farklı şeyler söylüyor. Öyle bir şey yok. Kayıtlarda artık. Bunları inkar edemezsiniz. Kendi toplantılarında, mitinglerinde kalkıp da terörist başını peygamber olarak ilan eden bunlar değil mi? Bunlar. Bu kadar açık ve net. Artık, mızrak çuvala sığmıyor. İşte Kurtuluş Savaşı'ndaki ruh, Türk'ün Kürt ile koyun koyuna savaştığı bir dönemdir. Malazgirt'te bu böyle değil miydi? Selahaddin Eyyübi ile birlikte bu böyle değil miydi? İşte inanıyorum ki Selahaddin Eyyübi'nin şu andaki nesli bu tuzağa düşmeyecektir ve bu oyunu yine aynı şekilde bozacaktır. Kurtuluş Savaşı tek bir ırkın tek bir kavmin savaşı değildir. Türküyle, Kürdüyle, Lazı, Çerkezi, Gürcüsüyle tüm milletin kurtuluş mücadelesidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, işte böyle bir ruh, böyle bir anlayış ve böyle bir renklilik üzerine tesis edilmiştir.






