1909 yılında Osman Nuri dünyaya geldi. İleride Nurettin Topçu olarak düşünce adamı, ahlak adamı ve muallim olarak anılacak ve ülkesinin fikir dünyasına büyük katkıları olacaktı. O günler gelmeden evvel Nurettin Topçu, ilköğretimine başladı. Bezmialem Valide Sultan Mektebi'ni bitirdikten sonra Büyük Reşit paşa Numune Mektebi'ne devam etti. Daha o ilk gençlik yıllarından itibaren kitapların dünyasında sekinet bulan, meselelere kafa yoran biri olmuştu. Topçu,sessiz,sakin ve zeki bir öğrenci olarak kendisini belli ediyordu.
Bu öngörüye yaraşır bir içimde okulunu birincilikle bitiren Nurettin Topçu, bu dönemde çok sevdiği
'le tanışma fırsatı buldu ve Mehmet Akif'in
, Akif'le ilgili şu yazıyı kaleme aldı,
Nurettin Topçu, "İsyan Ahlakı" teziyle, Sorbonne'da doktora yapan ilk Türk ünvanını almıştır. Onun düşüncesi, aksiyonu da beraberinde getiriyordu. Düşüncesinin nüvesini oluşturan "hareket" ancak iradeyle var olmaktadır. Topçu,
kitabında alemin üç şeyin bütününden ibaret olduğunu söyler,
Topçu'nun aksiyon ve hareket felsefesinin hamurunu yoğuranlardan biri Bergson'dur. Bergson' okumasına vesile olan Felsefe Hocası Moris Brondel ile Fransa'da öğrenim görürken tanışmış ve onun fikirlerinden de istifade etmiştir.
Ancak Topçu, Batılı düşünürlerin felsefi dünyasından yararlandığı gibi, içine doğduğu Anadolu topraklarının kültürel kodlarına ise asla yüz çevirmemiştir. Tek partinin hüküm sürdüğü günlerde Topçu'nun hareketi ve düşüncesi kendine yer bulamamış, doçent olduğu halde hayatını lise öğretmeni olarak sürdürmüştür.
Nurettin Topçu, ölümüne yakın lisedeki öğretmenlik yıllarıyla ilgili bir dostuna,
demiştir.
Topçu'nun hayat felsefesi, "kendini tanımak"tır. Bu düşünce, İslamiyet'in "nefsini bilen Rabbini bilir" şiarıyla bire bir örtüşmektedir. Ona göre hareket adamı, idealine giden yoldaki her engeli aşabilen imanlı adamdır. Topçu, isyan ahlakını bir irade meselesi olarak görmüştür. Kendi cümleleri ile söylersek, "Zamanımızın meselesi ne teknik ne atom ne siyaset meselesidir. Zamanımızın meselesi irade meselesidir."
Ona göre gerçek ve tamamlanmış irade, bireyden başlayıp aile ve devlet gibi otoriteleri kabul eden ve en sonunda Allah'ın iradesine ulaştıran bir vasıtadır. Topçu,
kitabında şunları söyler, "İradenin eseri olan her hareket mükemmele, daha mükemmele bir özlemdir. Bu, iradenin kendini denediği bir egzersizdir. En küçük gayreti gerektiren bir hareket bile, vücudun bütün kuvvetleriyle birleşir. Hareket saf bir kendiliğinden oluş değil, engellenmiş bir kendiliğinden oluştur. İnsan, kendini ancak hareketin içinde tanır ve sonra hareket ondan bir yaprak gibi kopar."