LGBT örgülerinin Türkiye’deki faaliyetleri ve kampanyaları, geride bıraktığımız haziran ayından itibaren gündemimizi bir kez daha işgal ediyor. Bu yapılar çok iyi biliniyor kieşcinselliği yaygınlaştırmak için kitlesel iletişim araçlarını çok yoğun ve etkili kullanıyorlar.Diziler, sinema filmleri, reklamlar, afişler derken Türkiye’de yayın yapanhaber siteleri de ‘sektörün parçası’ olmaya başladı.Konuyu irdeleyen yazılarımı alıntılayarak“Yeni Şafak yazarı LGBT örgütlerini hedef aldı”haberleri yapanT24
LGBT örgülerinin Türkiye’deki faaliyetleri ve kampanyaları, geride bıraktığımız haziran ayından itibaren gündemimizi bir kez daha işgal ediyor. Bu yapılar çok iyi biliniyor ki
eşcinselliği yaygınlaştırmak için kitlesel iletişim araçlarını çok yoğun ve etkili kullanıyorlar.
Diziler, sinema filmleri, reklamlar, afişler derken Türkiye’de yayın yapan
haber siteleri de ‘sektörün parçası’ olmaya başladı.
Konuyu irdeleyen yazılarımı alıntılayarak
“Yeni Şafak yazarı LGBT örgütlerini hedef aldı”
haberleri yapan
T24 sitesinden
bahsediyorum. ABD’de yayınlanan raporlarda Batı tarafından fonlanan medya siteleri arasında yer alan T24’ün önceki gün yayınladığı
eşcinselliği normalleştiren foto galerisi
, haber okurlarını şaşırtmış olabilir. Sosyal medyada böyle bir hava oluştu oluşmasına ama T24, ‘hiç şaşırmayın bundan sonra böyle’ dercesine, eşcinsel bir çiftle yapılan röportajı da “peri masalı” başlığıyla duyurdu. İlginçtir,
Batılı ülkeler ve vakıflar tarafından fonlanan medya kurumları, LGBT propagandası yapma mecburiyetleri
varmış gibi yayınlar yapıyorlar. Medyascope, Bianet, P24 ve T24’ün düzenli,
ısrarlı ve ‘işçiliği’ olan yayınlarına baktığımızda böyle bir misyon
çıkıyor ortaya.
Medyadaki belirginlik böyleyken
LGBT örgütleri, siyasi zemin oluşturma çalışmaları da yürütüyor.
Çok değil 10 ay sonra yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinin öncesinde; politik söylemleri belirleyecek ve
belki de ittifaklarda çatlaklar oluşturacak bir süreç işliyor.
Kamuoyuna yoklamalar da çekiliyor. Örneğin
CHP ve HDP, eşcinselliği savunan yapılarla içli dışlı görüntü vererek ‘siyasi adres’ ilanında
bulunuyorlar. CHP’li belediyelerin toplu olarak sosyal medyada başlattıkları destek paylaşımları bir süre sonra
Kemal Kılıçdaroğlu tarafından kurumsallaştırıldı
ve LGBT’lilere yasal düzenleme vaadi olarak reklam panolarında ilan edildi. CHP’nin bu yönde bir çalışma yaptığını parti sözcüsü Faik Öztrak da açıklamıştı zaten. Yapılan çalışma öyle görünüyor ki seçim sürecine ilişkin olacak. Kapsamı ve muhtevası nasıl olacak merak konusu. Lakin bazı işaretler de var.
CHP’li Nilüfer Belediyesi daha önce mahalle komitelerine beşte bir eşcinsel üye kotası getirmişti
mesela. Benzer bir kotayı
CHP Parti Meclisi’nin oluşumunda ya da milletvekili aday listelerinde görebiliriz
. CHP Gençlik Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Gökçe Gökçen’in
eşcinsel olmak isteyenlerin ameliyat giderlerinin devlet tarafından karşılanması talebini, seçim vaadi olarak da görebiliriz.
CHP’nin yeni siyasi duruşu, ittifak yaptığı partileri de ilgilendiriyor. Örneğin
Saadet Partisi’nin hem LGBT örgütlerinin çalışmalarına karşı hem de dayanak yaptıkları İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükten kaldırılması hususunda çok net
açıklamaları var. Ben açıkçası
Saadet Partisi’nin bu duruşundan taviz vermeyeceğini
düşünüyorum. Güldür Güldür’ün Altlı Masa skecinde dahi muhafazakarlıkları ile dalga geçilen diğer liderlerin de
söz konusu LGBT olunca CHP ile aynı çizgide siyaset yapmalarını kimse beklemiyordur
. Milliyetçi ve muhafazakâr kimlikli
İyi Parti’nin ise net bir söylemi yok.
Hatta LGBT’lilerle temasları da söz konusu. İyi Parti’nin Gençlik Uluslararası İlişkiler MYK üyeleri, SpoD isimli LGBT derneği ile görüşmelerini sosyal medyada duyurarak aslında bir kamuoyu ve parti tabanına yoklama çekmiş oldular. ABD’deki LGBT yürüyüşüne katılıp sosyal medyasından yayınlar yapan Bahadır Erdem’e,
Meral Akşener tarafından İyi Parti’nin vitrininde yer verilmesi de “yoklamanın” bir aşaması olarak yorumlandı.
Türkiye kamuoyunun maruz kaldığı LGBT baskısı, yaklaşan seçimler öncesinde siyaset kurumlarında da hissedilecektir. Fonlanan medya organlarının rutin eşcinsellik propagandası haberciliğini ve CHP’nin LGBT örgütlerinin siyasi merkezi olma çalışmaları böyle bir öngörüyü yapmamıza yetiyor. Erdoğan’ın devirmek için bir masa etrafında toplanan liderler, henüz bir aday üzerinde ittifak yapmamakla eleştirilirken, kendilerini yeni bir krizin ortasında bulabilirler. Altılı masanın Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu olursa mesela? Eşcinseller için yasal düzenleme getireceğinin sözünü veren Kılıçdaroğlu aynı zamanda, Saadet Partisi, Gelecek, DEVA ve Demokrat partilerinin de Cumhurbaşkanı adayı olacak.
Bu liderler tabanlarından, “LGBT siyaseti yapan” Kılıçdarolu’na oy vermelerini isteyecekler.
LGBT siyasetinde kimin nerede durduğu, ne söylediği seçim sonuçlarına etki eder mi peki? Bence etmenin de ötesine geçer. Önümüzdeki günlerde bunu çok net göreceğiz. Tartışacağız.
#LGBT
#T24
#ABD
#Kemal Kılıçdaroğlu
#İyi Parti