|

Usame'nin sırrı

Beyaz Saray Obama ve ekibinin Bin Ladin operasyonunu Beyaz Saray'daki özel odada naklen seyretiği ana dair görüntüleri yayınladı. Hillary ve Obama dehşet dolu bir yüz ifadesiyle infaz anını izliyor. Ancak fotoğraftaki buzlanmış bir ayrıntı dünyaya "orada ne vardı" sorunu sordurttu. Ladin'in DNA örneğinin ise ölen kız kardeşininkiyle aynı olduğu açıklandı

Dış Haberler
00:00 - 4/05/2011 Çarşamba
Güncelleme: 00:38 - 4/05/2011 Çarşamba
Yeni Şafak
Usame'nin sırrı
Usame'nin sırrı

El Kaide lideri Usame Bin Ladin'in 10 yıl dağda arandıktan sonra Pakistan'ın lüks Abbotabad semtinde, askeri akademiye yürüme mesafesindeki bir 'villada' bulunmasının ayrıntıları dünya gündemini meşgul etmeye devam ediyor. Beyaz Saray yetkililerinin anlattıklarına göre 45 dakika süren operasyon hem Abbotabad'daki özel birliklere hem Beyaz Saray'daki çok gizli odada Başkan Obama ve ekibine 'bir yıl gibi' geldi. Beyaz Saray, Obama ve Hillary Clinton'la birlikte ilgili ekibin saldırıyı naklen izlediği odanın ve o anların fotoğraflarını yayınladı. Görüntülerden birinde Obama'nın gözleri korku filmi izliyormuşçasına ekrana kilitlenmişken Clinton'ın, muhtemelen ani bir korku refleksiyle elini ağzına götürdüğü görülüyor. Fotoğrafın yansıttığı o anın Ladin'in vurulduğu an olduğu tahmin edilirken odada 40 dakika boyunca tek kelime dahi konuşulmadığı belirtiliyor.

YÜZDE 99.9 BİN LADİN

Masada yer alan bilgisayarlardan birinin üzerinde ise üzeri buzlanmış bir kağıt göze çarpıyor. Hillary Clinton'ın önünde duran kağıt, yazıdan çok bir foroğrafı andırıyor. Beyaz Saray fotoğrafı buzladıklarını söylemekle birlikte nedenini açıklamadı. Batı medyasının da geniş yer verdiği bu fotoğraf "ABD neyi gizliyor" sorusunun sorulmasına yol açtı. Cesedin helikopterle denize atıldığı anın görüntüleri ise önümüzdeki günlerde yayınlanabilir. Ölenin Usame olduğuna dair 'kesin bilgi' de dün Washington yetkilileri tarafından duyuruldu. Vurulduktan sonra Usame'den alınan DNA örneğinin, kanserden ölen kızkardeş Bin Ladin'in DNA örneğiyle karşılaştırıldığı ve öldürülen kişinin yüzde 99.9 Bin Ladin olduğu duyuruldu. Baskın sırasında evde kimlerin olduğuna dair ilginç bilgiler de gelirken iddiaya göre villada 9 kadın ve 23 çocuk bulunuyordu. Eşi ise ölmedi ama yaralandı.

EL KAİDE ÇÖZÜLECEK

Öte yandan Obama'nın ulusal güvenlik danışmanı John Brennan'ın, Ladin'in Pakistan'daki evde 5-6 yıl yaşadığını söylemesi gözleri Pakistan'a çevirdi. Pakistan'ın başından beri Ladin'in yerini bildiği ve sonunda ele verdiği iddia ediliyor. El Kaide örgütünün bundan sonra nasıl bir hal alacağı ve yeni saldırı riski ise aslında en çok tartışılan konu. ABD'li uzmanlara göre El Kaide daha radikal, intikamcı bir hal alacak ancak Amerikan resmi görüşü, ilham verici- karizmatik lider Usame'nin yokluğunda örgütün uzun vadede çatlayacağı yönünde.


Arkadaşı konuştu: Liderliği bırakmıştı

Pakistan'da yapılan operasyonda dün öldürüldüğü açıklanan El Kaide lideri Usame bin Ladin'in eski arkadaşlarından Hutayfa Azam, Bin Ladin'in yardımcısı Eymen El Zevahiri'nin, örgütü daha da güçlendirebileceğini iddia etti. Bin Ladin'e akıl hocalığı yapan Abdullah Azam'ın oğlu Hutayfa Azam (41), "Amerikalılar Usame Bin Ladin'i öldürerek, çok daha aşırılık yanlısı olan Eymen El Zevahiri'ye öç alma operasyonları düzenlemek için kusursuz bir bahane sundu" ifadesini kullandı. Usame Bin Ladin'in yıllardır El Kaide'nin liderliğini yapmadığını belirten Azam, örgütün kontrolünün Zevahiri'de olduğunu söyledi. Bin Ladin'in oğlu Ömer'in, ülkesi Suudi Arabistan'a dönmeye karar vermesine, babasının örgütün kontrolünü kaybetmesinin neden olduğunu söylediğini belirten Ürdünlü Azam, "Zevahiri'den farklı olarak Bin Ladin ABD'nin diyalog kurabileceği bir kişiydi" dedi. Filistin kökenli Azam, "Pakistan'ın Zevahiri'nin yerini bildiği konusunda bahse girerim, ancak bu konuda hiçbir şey açıklamayacak" diye konuştu


BM, ABD'den açıklama istedi

ABD 'nin 'Üsame Bin Ladin' operasyonu muammaya döndü. Dağlarda aranan Usame Bin Ladin'in polis karakolunun yanı başında öldürüldüğünü duyuran Beyaz Saray, ard arda yaptığı çelişkili açıklamalarda kafaları karıştırdı. Önceki gün CIA yetkilileri tarafından yapılan açıklamada baskına uğrayan Ladin'in silahla çatışmaya girdiği ve 40 dakika süren operasyonun ardından ölü olarak ele geçirildiği bildirilmişti. Dün ise bu iddialar Beyaz Saray tarafından yalanlandı. Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, Bin Ladin'in silahsız olduğunu söyledi. Bin Ladin'in öldürülmesine yönelik fotoğrafların yayımlanıp yayımlanmayacağına yönelik soru üzerine Carney, konuyu değerlendirdiklerini söyledi. Bin Ladin'in ölü haldeki fotoğrafının "korkunç" göründüğünü ve yayımlanması halinde "tahrik edici" olabileceğini belirten Carney, bu konunun en uygun şekilde nasıl halledilebileceğini düşündüklerini kaydetti. Afganistan'dan yapılan bir açıklamada ABD'yi sıkıntıya soktu. Afganistan 'Kimseden istihbarat almadık" diyen ABD'yi yalanladı: Bilgiyi biz verdik. Afgan istihbarat teşkilatından isminin açıklanmasını istemeyen bir yetkili, Bin Ladin'in öldürüldüğü evin ilk kez Afgan istihbaratı tarafından ihbar edildiğini belirtti. BM İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi Navi Pillay ise, ABD'ye, Bin Ladin'in öldürülmesiyle ilgili ayrıntıları BM'ye bildirmesi çağrısında bulundu. Düzenlenen operasyonun çok karmaşık olduğunu söyleyen Pillay, "(Bin Ladin'in) öldürülmesiyle ilgili kesin gerçekleri bilirsek yararlı olacaktır" dedi. İnsan Hakları Yüksek Temsilcisi, "BM'nin sürekli olarak, bütün terörle mücadele operasyonlarının uluslararası hukuka saygılı olması gerektiğini vurguladığını" belirtti.


Pembe Chrysler hatırası

70'lerde çekilmiş bu fotoğrafta aileleriyle birlikte tatile çıkmış bir grup gencin mutlu yüz ifadeleri dikkat çekiyor. Aralarında asla akla gelmeyecek biri de var: Usame Bin Ladin. Usame 14 yaşındayken çekilen bu fotoğraf, zengin bir ailenin 'uslu' çocuğuyken, dünyanın öldürülmesini en çok istediği kişiye dönüşme hikayesindeki 'trajediyi' ortaya koyuyor. Karenin çekildiği 1971 tarihinde Usame inşaat devi olan babasının parasıyla İsveç'in Falun kentinde tatil yapıyor. Arkadaki pembe renkli Chrysler Imperial marka araba ise dikkat çekiyor. Babası öldüğünde mirası Usame'ye kaldı.


Ladin bulunmadan kestirmem demişti

11 Eylül saldırılarının ardından Usame bin Ladin yakalanana kadar sakalını kesmeme yemini eden ABD'li ortaokul öğretmeni Gary Weddle, geçtiğimiz Pazar gecesi 10 yıllık sakallarını kesti. 11 Eylül 2001'den beri uzattığı sakalını kameralar önünde kesen 50 yaşındaki Weddle, Capital Press'e yaptığı açıklamada, “İlk beş dakikayı ağlayarak geçirdim, sonra hemen traş oldum” dedi.

BENZEDİĞİNİ DE KABUL ETTİ

Weddle böylece 3 bin 454 gün boyunca sakal uzatmış oldu. Washington'daki Doğu Wenatchee kentinde yaşayan ve Ephrata'da görev yapan Weddle, yıllar boyunca sakalını kesmek istediğini anlattı. Weddle, uzun ve gri sakallarıyla biraz bin Ladin'e benzediğini de kabul etti.


Operasyon film olacak

Aldığı 6 ödül ile geçtiğimiz yılki 82. Oscar Akademi ödüllerine damga vuran 'The Hurt Locker' filminin yönetmeni Kathryn Bigelow, Usame bin Ladin'in öldürüldüğü operasyonun filmini çekmeyi planlıyor. Bigelow'un ekibinden ismini vermek istemeyen bir yetkilinin açıklamasına göre, Kathryn Bigelow ve 'The Hurt Locker'ın senaristi Mark Boal, zaten bir Usame bin Ladin projesi üzerinde çalışıyordu. İkili, El Kaide liderinin öldürülmesiyle filmi çekmeye her zamankinden daha yakın oldular. Yetkili, henüz adı belirlenmemiş olan yapımın, Bin Ladin'i takip eden ve baskını gerçekleştiren özel kuvvetler üzerine kurulan bir aksiyon filmi olacağını bildirdi. Yönetmenin sözcüsü Susan Ciccone ise, Bigelow'un proje hakkında şu an bir yorum yapmaktan kaçındığını aktardı. Kathryn Bigelow, Irak'ta savaşın ortasındaki bir bomba imha ekibinin yaşadıklarını konu alan 'The Hurt Locker' ile 'en iyi yönetmen' ödülüne layık görülmüş, oscar ödülü alan ilk kadın yönetmen olmuştu.


Kod adı Geronimo

El Kaide lideri Usame bin Ladin'in en çok güvendiği yardımcılarından birinin geçen yıl yaptığı bir telefon konuşmasının, Bin Ladin'in yerinin Amerikalılar tarafından tespit edilmesini ve öldürülmesini sağladığı belirtildi. Amerikalı yetkililere göre, dinlenen bu telefon konuşması sayesinde Bin Ladin'in kişisel kuryesinin yeri tespit edildi. Usame Bin Ladin'in operasyondaki adının ise 1800'lerin sonunda yaşamış olan, son "kahraman" Kızılderili lideri Geronimo'dan alındığı ortaya çıktı. 'Beyaz adam' (yani Amerikalı), Geronimo'yu dağlarda yıllarca aramıştı. Barack Obama'nın operasyon emri vermesinden sonra yaşanan ve okyanusta son bulan sıcak 45 dakika şu şekilde yaşandı. Görevlendirilen iki helikopterden biri, binanın yakınına inişten hemen sonra yana devrildi. ABD halen, bunun nedeni konusunda bir açıklama yapılmadı, ancak Bin Ladin'i ele geçirmekle görevli ekipten yaralanan olmadı. CIA ve Beyaz Saray, durumu uydu ve özel timin video desteğiyle gerçek zamanlı olarak izledi. Uydu aracılığıyla zaten Amerikan güçleri, Bin Ladin'in ailesinin ikinci ve üçüncü katta bulunmasının kuvvetle muhtemel olduğunu biliyordu. İlk önce binanın çevresi çembere alındı. Daha sonra da Bin Ladin'in saklandığı odaya ekipler ilerledi. Burada silahlı bir çatışma oldu. Amerikalı yetkililer, kurye Ahmed'in öldürüldüğünü daha sonra Bin Ladin'in, sol gözünün üstüne sıkılan bir kurşunla ve kafatasının bir kısmının parçalanmasıyla öldüğünü kaydetti. Bin Ladin'in kimliğini görsel olarak tespit eden bir teknoloji kullanan Amerikalı askerlerden biri, 'Geronimo'nun' öldürüldüğünü duyurdu. Bin Ladin'in kimliğinin yüzde 100 kesinlikle tespiti için DNA testi yapıldı. CIA'in foto analizi ve öldürülen kişinin boyu tanımlara uydu. Evi tarayan ve bazı belgeler, bilgisayar hard diski ve DVD'leri alan Amerikan askerleri, bütün operasyonu 40 dakika içinde tamamladıktan sonra buradan ayrıldı. Bin Ladin'in cesedi, Umman Denizi'ndeki USS Carl Vinson gemisine götürüldü. Yetkililer tarafından 'İslami kurallara uygun' olduğu iddia edilen bir tören düzenlendi ve Bin Ladin'in cesedi yıkandıktan sonra beyaz bir kefene sarıldı, içinde ağırlık bulunan bir torba içine konularak, askeri bir yetkilinin duasının ardından denize bırakıldı.


Ladin'i Arap isyanları öldürdü

Independent gazetesi, Robert Fisk imzalı haberinde, El Kaide liderinin Pakistan'ın ihanetine uğramış olabileceği savundu. “Arap dünyasındaki ayaklanmalar Bin Ladin'i siyasi olarak zaten öldürmüştü.” denilen haberde, “Sağ olarak ele geçirilip yargılansaydı adalet yerini daha iyi bulmuş olmayacak mıydı?” sorusu yöneltiliyor.


ABD'nin sloganı: Bul, ayarla, bitir

Washington Post yazarı David Ignatius makalesinde şu yoruma yer veriyor: Casus filmlerinde görülebilecek türde hızlı ve acımasız bir operasyon olan, Ladin'e yönelik saldırı, CIA ve gizli Ortak Özel Operasyonlar Komutanlığı'nın bir araya gelerek nasıl etkili bir ölüm makinesine dönüşebildiğini gösteriyor. Bu operasyonların sloganı, "Bul, ayarla ve bitir".


Ladin isteği olan 'şehadete' ulaştı

El Cezire sitesi yazarı Yasir ez-Zeatira, dünkü yazısında Ladin'in İslamabad Şehri'ne 60 km. uzaklıktaki Abbodabad şehrinde yerinin keşfedilmesinin ABD için hiç de övünülecek bir başarı olmadığını vurguladı. Ladin'i Che Guevara'ya benzeten Zeatira şunları söyledi: “Usame bin Ladin ise istediği sonu seçti (şehadet). Ladin, dünyanın dört bir yanında ABD ve Batı'nın büyüklenmesine karşı olan birçokları için -liderliğini yaptığı örgüte nispet edilen operasyonların birçoğunu onaylamasalar bile- ilham kaynağı olacaktır.


Rahatladık ama hala mutsuzuz

New York Times'ın başyazısı ise operasyonu şu satırlarla nitelendiriyor: Bin Ladin'in takip edilerek Amerikan güçleri tarafından öldürülmesi, bizde ve tüm Amerikalılarda büyük bir rahatlama duygusu yarattı. Ancak bu tepkimizin yanında üzüntü de var. 11 Eylül 2001'deki saldırılardan neredeyse on yıl sonra, ne duyduğumuz korku, ne de hayatlarımızın ciddi anlamda değiştiğine dair hislerimiz azaldı. Şimdi biraz daha rahat nefes alsak da, radikallere karşı mücadelenin sona ermekten çok uzak olduğunu hatırlamamız gerek.



13 yıl önce