Konya'nın tarihi yerleşim yeri Sille'nin "Havva teyzesi", kadınların iş hayatından uzak durması gerektiğinin düşünüldüğü köyünde, çevresinin eleştirilerine aldırmadan 400 yıllık evini turistlerin hizmetine açarak kendi işinin patronu oldu.
Büyükkoyuncu'nun tarihi köy evinde, ziyaretçiler, "bey evi, dam kapısı, gelin odası, seymen odası" gibi eski Sille evlerinden ilham alınarak isimlendirilen odalarda geleneksel yemekleri tadıp, asırlık ev eşyaları arasında geçmişe yolculuk yapabiliyor.
Cesaretiyle Sille'nin turizm potansiyelinin harekete geçirilmesine katkı sağlayan Büyükkoyuncu, kız çocuğu olduğu için ilkokuldan sonra okula gönderilmediğini söyledi.
Çekingenliğini 40 yaşında 3 çocuk sahibi bir ev hanımıyken üzerinden attığını aktaran Büyükkoyuncu, yerli ve yabancı turistleri ağırlamak için eski köy evini lokantaya çevirme kararı aldığını söyledi.
Büyükkoyuncu, dönemin şartlarında kadınların ticaret yapmasının tuhaf karşılandığını belirterek, yaşadıklarını şöyle anlattı:
- Sille'ye geçmişten bu yana yerli ve yabancı turistlerin geldiğine işaret eden Büyükkoyuncu, sözlerini şöyle sürdürdü:
- "Turistler geziye gelirlerdi ama konaklayabilecekleri yer yoktu. Gelenleri burada yatırırdım. Gece genç kızlar geldi bir gün, Litvanya'dan gelmişler. Çaldılar kapıyı, 3 tane kız çocuğu, gül gibi çocuklar. Kış günü nereye göndereyim onları. Yukarıda yatakları serdim. Sobayı da yaktım. Sabah kalktılar 'good, good' demeye başladılar. İlk böyle başladı yani."
Büyükkoyuncu, iş hayatına hem turistlerin ihtiyacını karşılamak hem de çocukların iş sorununu çözmek için atıldığını dile getirerek, "Ne yapayım, üniversiteyi bitirenler işe girdi, benim çocuklar giremedi. İş yok ama benim buralara gelen çok. 'Gelin kuzum niye olmasın' dedim. Herifi de 'Hadi gel köyümüze geri dönelim' diyerek kandırdım. Çay ve saç böreğiyle başladım. Sonra ha bu oldu, ha şu oldu. Allah’ım bugünleri gösterdi." ifadelerini kullandı.
İş sahibi olunca hayatının değiştiğini vurgulayan Büyükkoyuncu, iş hayatına atılmak isteyen kadınlara şu tavsiyelerde bulundu: