Libya için karar anı

Türkiye ile anlaşma imzalayıp Doğu Akdeniz’de tüm hesapları değiştiren Libya hükümeti zor durumda. Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH), tarihi Dolmabahçe mutabakatının gerçekleştiği 27 Kasım’dan beri CIA devşirmesi Halife Hafter’in saldırılarıyla boğuşuyor. BM tarafından tanınan UMH’nin kontrol ettiği Zaviye, Trablus, Misrata, Sirte hattı, başta Rusya ve Birleşik Arap Emirlikleri olmak üzere pek çok ülkenin işgal girişimine sahne oluyor. Akdeniz sahilindeki başkent Trablus’u güneyde 3 koldan kuşatmak isteyen Hafter güçleri şimdiye dek bu amacına ulaşamadı. Ancak ABD, Rusya, Fransa, BAE, Mısır, Ürdün ve Yunanistan’ın doğrudan, Çad ve Sudan’ın da dolaylı destek verdiği Hafter, çatışma alanını her geçen gün daha da genişletiyor. Bu ülkelere karşı aylardır kararlı bir direnç gösteren meşrû UMH’nin arkasındaki tek güç ise Türkiye.

DOHA’DA SARRAC’LA KRİTİK GÖRÜŞME

Cephe hattında direnmeye devam eden UMH’ye destek için doğrudan askeri müdahale gerekiyor. Trablus’ta sokaklar “Türkiye acilen gelmeli” sesleriyle yankılanırken dün Katar’ın başkenti Doha’da önemli bir temas gerçekleşti. Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 19. Doha Forumu için Katar’da bulunan UMH Başkanlık Konseyi Başkanı Fayiz es-Sarrac ile biraraya geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Talep edilmesi halinde asker göndermeye hazırız” şeklindeki mesajından hemen sonra gerçekleşen görüşmede Sarrac’ın Hulusi Akar’dan resmi talepte bulunmuş olabileceği belirtiliyor. Genelkurmay Başkanı Yaşar Güler’in de yeraldığı görüşmede UMH Başkanı Sarrac, İstanbul’da deniz anlaşmasının yanında imzaladığı askeri ve güvenlik işbirliği anlaşmasına binaen Türkiye’den asker talep edip Libya’da üs kurmasını isteyebilir. Böyle bir adım, sahadaki dengeleri bir anda değiştirme potansiyeli barındırıyor.

HAKLARIMIZI KORURUZ

Ankara, deniz yetki alanı sınırlandırma anlaşması imzaladığı UMH’yi işgalcilere karşı korumaya kararlı. Sarrac’la görüşmesinin ardından yaptığı kısa açıklamada Bakan Akar, “Biz deniz hak, alaka ve menfaatlerimiz ile hukuk çerçevesinde yapılması gerekenleri yaptık, yapmaya devam ediyoruz. Biz sadece uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkımızı, hukukumuzu koruyoruz, kollamaya da devam edeceğiz” dedi. Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu ise toplantıda ‘Deniz Yetki Alanlarının Sınırlandırılmasına İlişkin Mutabakat Muhtırası’nın ele alındığını bildirerek, “Doğu Akdeniz’deki meşru hak ve çıkarlarımızı kararlılıkla korumaya devam edeceğiz” ifadesini kullandı. Şimdi gözler, Türk Silahlı Kuvvetleri muharip unsurlarının Libya’ya sevk edilip edilmeyeceğine çevrildi.

LİBYA CEPHESİ

CIA devşirmesi Halife Hafter’in, Libya başkenti Trablus’u işgal için başlattığı saldırılar doruk noktaya ulaştı. Saldırıları yoğunlaştıran ancak pek çok noktada ağır kayıplar veren Hafter güçleri, Rusya desteğiyle elde ettiği kısmi ‘başarıları’ büyük bir kahramanlık hikayesi gibi pazarlıyor. Teröristler dün Trablus güneyinde bir adet Bayraktar TB2’yi düşürdü. Silahlı İHA’nın Rus orta irtifa hava savunma sistemi Pantsir-S1 ile vurulduğu iddia ediliyor. Zırhlı personel taşıma aracı Kirpi’lerden biri de güdümlü antitank roketiyle saldırıya uğradı. Hafter güçleri düşürülen SİHA ve Kirpi’nin görüntüleriyle gün boyu propaganda yaptı. Ancak Hafter, ‘belirleyici bir savaş olacağını’ ileri sürdüğü Trablus taarruzunda günlerdir net bir başarı elde edemedi. UMH ordusu, Hafter’e bağlı milislerin kullandığı 10’larca silahlı aracı vururken, Trablus-Misrata arasındaki Tarhuna’da ise Rus paralı askerlerinin konuşlandığı bir karargâh yerle bir edildi. Rus Wagner şirketi personelinden 10’u aşkın asker bombardımanda can verdi. Bölgeye yakın Dakhira’da ise BAE silahlarının depolandığı bir cephanelik havaya uçuruldu. Trablus yakınındaki Tuğar’da da kontrolü yeniden sağlayan UMH, burada 4 BAE zırhlı aracını ele geçirildi.
HAFTER’İN SON İNTİHARI
Cephede durum böyleyken ortaya atılan çeşitli iddiaları yorumlayan UMH Başkanı Fayiz es-Sarrac, Hafter’e bağlı Libya Ulusal Ordusu’nun Trablus’ta ilerlediği yönündeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını bildirdi. Nisanda başlayan ve Türkiye-Libya anlaşması sonrası daha da hızlanan Trablus’u işgal operasyonları 8 aydır hiçbir sonuç getirmedi. UMH’ye bağlı Burkan el-Gadab Operasyonu Sözcüsü Mustafa el-Mecei ise işgal girişimini şu sözlerle yorumladı: “Hafter güçlerinin son intiharı. Saldırıları püskürtmeye hazırız.” Burkan el-Gadab sözcülüğü dünkü açıklamada ayrıca, “Sudanlılar, Çadlı isyancılar ve bir dizi Rus askerinin desteklediği Hafter güçlerinin Trablus mahallelerinde tümki ilerleme girişimleri engellendi” ifadelerini kullandı.
Türkiye sesleri
Hafter saldırılarının muhatabı Libya halkı Türkiye’ye destek için sokaklara döküldü. Ellerinde Libya ve Türk bayraklarını sallayan halk, Türkiye’yi müdahale etmeye çağırdı. UMH’ye destek sloganlarının atıldığı ve Türkiye lehine dövizlerin taşındığı gösterilerde Halife Hafter’in fotoğrafları ise yerlere serilip çiğnendi.

Bu hakka sahibiz
Libya Müftüsü Sadık el-Garyani, deniz sınırlarına ilişkin Türkiye ile yapılan anlaşmayı memnuniyetle karşıladığını belirterek, “Komşu Türkiye ile dostane bir ilişki kurma hakkına sahibiz” dedi. Türkiye ile imzalanan mutabakat zaptının ‘değerli bir fırsat’ ve ‘meşrû’ olduğunu söyleyen Garyani, “Anlaşma yasaldır, çünkü uluslararası toplum tarafından tanınan meşrû hükümet tarafından imzalanmıştır” dedi. Müftü devamında, “Hafter’in ülkeyi ele geçirmesi durumunda anlaşmadan pişman olunacağı yönünde açıklama yapanlara kulak asmamalıyız. Libya’ya, ülkenin istikrarını desteklemek üzere gelen Türk üssüne yönelik korkular anlamsız” diye konuştu.
Yermuk ve Zara geri alındı
Libya’da Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) başkent Trablus’un güneyindeki bazı bölgelerde kontrolü yeniden sağladı. Hükümet güçlerinin birkaç gün önce kaybedilen El-Yermuk ve Ayn Zara bölgelerini yeniden ele geçirdiği belirtildi. Hafter güçlerinin tüm uğraşlarına rağmen hükümet güçlerinin saflarını yaramadığı bildiriliyor.
Nakliye hızlandı
Bölgedeki Türk İHA’ları keşif ve gözetleme faaliyetini sürdürürken, UMH’ye destek için Türkiye’den giden kargo uçağı ve gemilerin rotası Misrata oluyor. Başkent Trablus’taki havaalanı işgal altında bulunduğundan ötürü uçak ve gemiler Misrata’taki liman ve havaalanını kullanıyor. Hafter destekçisi Rusya ise Bingazi’ye silah ve cephaneyi nakliye gemileriyle gerçekleştiriyor.