|

Bebekleri için kanserle savaştılar

Bezmialem Vakif Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yeliz Emine Ersoy, meme kanserinin hamilelik döneminde en çok görülen kanser türü olduğunu açıkladı. Ersoy, doğum yaşının gecikmesiyle birlikte meme kanseri oranında artış yaşandığını belirterek, her 3 bin hamilelikten birinde kanser riski olduğunu söyledi.

Aybike Eroğlu
12:17 - 22/10/2018 Pazartesi
Güncelleme: 12:30 - 22/10/2018 Pazartesi
Yeni Şafak
Yeni Şafak, hamileyken meme kanseriyle mücadele etmek zorunda kalan genç annelerle görüştü.
Yeni Şafak, hamileyken meme kanseriyle mücadele etmek zorunda kalan genç annelerle görüştü.

2004 yılından bu yana Meme Kanseri Farkındalık Ayı olarak kabul edilen Ekim ayında, hastalıkla ilgili bilinçlendirme çalışmaları yapılıyor. Kanser bilincinin artırılması için pek çok çalışmaya imza attıklarını belirten Bezmialem Vakif Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Genel Cerrahi Uzmanı Prof. Dr. Yeliz Emine Ersoy, meme kanserinin hamilelik döneminde en çok görülen kanser türü olduğunu söyledi. Yaklaşık 3 bin gebelikte bir meme kanseri vakasının görüldüğünü anlatan Ersoy, “Son zamanlarda doğum yaşının gecikmesiyle birlikte meme kanseri oranında artış yaşanıyor. Hastayla birlikte bebeğin de korunma endişesinin tedavi sürecini zorlaştırıyor” dedi. Tümörün boyu, tipi, yerine göre tedavinin düzenlendiğini kaydeden Ersoy, hamileliğin sonlandırılıp sonlandırılamayacağının da bu özelliklere göre karar verildiğini anlattı.

  • İKİ CANI DÜŞÜNMEK ZORUNDAYIZ
  • Bir hekim, bir kadın ve bir anne olarak hamilelik döneminde yaşanan kanser vakalarından oldukça etkilendiğini anlatan Ersoy, “Farklı heyecanlar içinde iken, hiç beklemediğimiz böyle bir durumla karşılaşmak oldukça zor. Böyle hastalarımıza yaklaşımımız diğer hastalarımıza göre çok daha duygusal oluyor. Diğer hastalarda tek can için savaşırken, burada iki canı da düşünmek zorundayız. Tabi hastamızın hem uygun tedavisini aldıktan sonra sağlığına kavuşmasını, hem de kucağında bebeğini görmek bizi çok çok mutlu ediyor” diye anlattı. Ersoy, memede veya koltuk altında ele gelen kitle, meme başından gelen kanlı akıntı, renk değişiklikleri yaşanması halinde derhal doktora başvurulmasını istedi.

İLK KURAL MORAL BOZMAMAK

5 buçuk aylık hamileyken meme kanseri olduğunu öğrenen Rabiye Arabacı, “Hamilelik sürecinde mememin uç kısmında sertleşme meydana geldi. Yakınlarıma bahsettim, hamilelik sürecinde yağ bezezi olabilir dediler. Kadın doğum doktorum ise ihmal edilmemesi gerektiğini belirterek beni onkolojiye sevketti. Tahlillerden sonra kanser olduğumu öğrendim. İlk öğrendiğimde çok kötü oldum ama kısa sürede toparlandım. Bu hastalıkta moralini bozmamak ilk kural. Hamileydim ve 5 yaşında bir çocuğum daha vardı. Onlar için mücadele ettim” dedi.


Diğer çocuğunun o süreçte çok zor günler geçirdiğini anlatan Arabacı, “Furkan’ı annemler büyüttü. Okula başlayacaktı benim kanser oluşum saçlarımın dökülmesi onu çok etkiledi. Altına kaçırdı, acaba annemi o mu hasta etti diyerek kardeşi Emir’i suçladı. Ailem yüzüme ölecekmişim gibi bakıyordu. Bana böyle bakmayın, iki çocuğum var onlar için ayakta durmak zorundayım diyordum. Bu süreçte diğer memede yeni bir tümör de saptandı. Şükür ki direnmeyi sürdürdüm. Şimdi hastalığım kontrol altında tedavi sürecim devam ediyor” şeklinde konuştu.

GENEL CERRAHİ’YE GİDİN!

25 haftalık hamileyken meme kanseri olduğunu öğrenen Zeynep Fulya Azat da 6 senedir kanserle mücadele ediyor. Ailesinde hiç kanser öyküsü olmayan Azat, hamile kalmadan önce memesinde kitle farketmiş ancak ‘fibrokist’ denildiği için tedavide geç kalmış. Kanser hastalarının hangi doktora gideceğini dahi bilmediğini anlatan Azat, “Kitle farkettiğiniz anda genel cerrahi polikliniğine gidin, meme cerrahisi üzerine ihtisas yapan bir doktorla görüşerek size teşhis koymasını isteyin” çağrısında bulundu.


  • Kanser olduğunu öğrendikten sonra şok geçirdiğini belirten Azat, "Korku dolu bir dönem başladı. Hastaneye geldiğimde pusetli bir bebek görünce ağlamaya başlıyordum. İlk öğrendiğimde bizim evin önünde o kadar çok ayakkabı oluyordu ki, sanki cenaze eviydi” dedi.

Oğlu Kerem ile 3 kür kemoterapi alan Azat, “Hamileyken testlerin tamamı yapılamadığı için hastalığın evresi de anlaşılamıyor. Süt bezlerinin gelişmesiyle kitle farkedilemez oluyor. O yüzden tedavide geç kalınıyor. Ben 4’üncü evre kanser olduğumu, akciğer, kol altı ve kemiklerime sıçradığını oğlum sezeryanla alındıktan sonra öğrendim” dedi. Hala kanserle mücadelesi süren genç kadın, “Bu hastalık tüm ailenin sınavı oluyor ve tüm ailenin psikolojik destek alması gerekiyor” diye konuştu.

#Kanser
#Gebelik
#Annelerin kanser savaşı
#Zeynep Fulya Azat
#Prof. Dr. Yeliz Emine Ersoy
#Rabiye Arabacı
5 yıl önce