Usta yazar Üstün İnanç’ın Makedonya Gamzesi isimli romanı İstanbul Şehir Tiyatroları tarafından aynı isimle sahneye uyarlandı. Oyunun rejisör koltuğunda Tarık Şerbetçioğlu oturuyor. Oyun Batılılaşma yolundaki Osmanlı’nın sancılarını II. Abdülhamid Han’ın son dönemleri ile İttihat Terakki’yi mesleğine aşık bir asker olan Binbaşı Fehmi Aksaray’ın gözünden anlatıyor. Oyunda aynı zamanda insanı hüzne gark eden bir aşk hikayesi de var. O dönemin siyasi ve sosyal panoramasını çizen Makedonya Gamzesi’ni oyuncuları Can Tarakçı, Sinan Bengier ve Fahri Kıncır ile konuştuk. Makedonya Gamzesi’ni 14- 24 Mart tarihleri arasında Harbiye Muhsin Ertuğrul Sahnesi’nde izleyebilirsiniz.
YAŞAYAN BİR ROL
Oyunun başrolünde Binbaşı Fehmi Aksaray bulunuyor. Başrolde de Can Tarakçı’yı izliyoruz. Üstün İnanç’ın bir rol değil adeta bir karakter yazdığını söyleyen Tarakçı, “Ben Fehmi’yi çok sevdim. Bu oyundaki en yaşayan rol denilebilir. Bir oyuncu için çok fazla donesi var. Rolün geçmişi yazılı geldi bana. Ben rolü çıkarırken faydalanacağım çok şey vardı elimde. Bıçak sırtı bir dönemi konu alıyoruz ama kimseye tarih dersi vermiyoruz. Keşke bu dönemi daha çok tartışabilsek. Belki bu oyun buna vesile olur” diyor.
GELECEĞİN OYUNCULARI
Sinan Bengier oyunda Binbaşı Fehmi’nin akıl danıştığı eski bir kabadayıyı oynuyor. Senaryonun sahneye uyarlamasının çok zor olduğunu kaydeden usta oyuncu, Makedonya Gamzesi’yle ilgili “Biz tarih anlatmıyoruz. Bir dönemi de anlatmıyoruz. Karışık bir dönem içerisinde bir aşk hikayesini anlatıyoruz. Benim oyunda iki sahnem var ama sürekli provaya geldim. Altından kalkılması çok zor bir işti. Arkadaşlar büyük bir başarıyla çıktılar. Şehir Tiyatroları’nın geleceğin aktörlerini/ aktrislerini bu oyunda izliyoruz” yorumunu yapıyor.
Abdülhamid portresi çizdim
Makedonya Gamzesi’nde II. Abdülhamid rolünde Fahri Kıncır’ı izliyoruz. “Aslında küçük sahnelerde vardım ama rolün ayarını dozlarını çok iyi vermek durumunda kaldım. Her şeyi birebir yansıtmaya çalıştım. Tam bir Abdülhamid portresi çizmem gerekiyordu. O yüzden de belirli kalıplar içinde kalıyorum” diyen Kıncır bunun için de her gün tarih okuduğunu söylüyor.