|

İstanbul'un sinema salonları derlendi

Tarih, kültür, bilim, sanat, edebiyat gibi pek çok sahada İstanbul’un farklı yüzlerini tanıtan “İstanbul’un Yüzleri” serisinin 76'ncı kitabı “İstanbul’un 100 Sinema Salonu” yayımlandı.

Yeni Şafak
11:43 - 20/05/2016 Cuma
Güncelleme: 08:44 - 20/05/2016 Cuma
IHA

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kültür A.Ş. tarafından İstanbul'daki sinema salonlarını tanıtmak, şehrin kültürel ve sanatsal hafızasını gelecek nesillere aktarmak amacıyla hazırlanan kitapta, sinema salonlarının kuruluş tarihleri, gösterilen film türleri, yaşanan çarpıcı olaylar, hatıralar, anekdotlar, isim değişiklikleri, salonun mülkiyetinde ve işletmesinde yaşanan değişimler ve sinema salonunun son durumu kronolojik bir biçimde okuyucuya tanıtılıyor. Doç. Dr. Barış Bulunmaz ve Yrd. Doç. Dr. Ömer Osmanoğlu tarafından yayıma hazırlanan kitap, İstanbul'un kültürel dokusunu ve serüvenini sinema salonlarının tarihi üzerinden anlatıyor. Beyoğlu'ndan Kadıköy'e, Fatih'ten Şişli'ye, Beşiktaş'tan Bakırköy'e kadar İstanbul'un birçok ilçesinde kurulan ve kitaba konu olan yüz sinema salonu arasında tarihi Melek Sineması, Lale Sineması, Cine Palace, Süreyya Sineması, El Hamra Sineması, Geyikli Sineması, Feriye Sineması ve Pera Sineması gibi şehrin gösteri dünyasına damgasını vuran sinema salonları bulunuyor. İstanbul'a damgasını vuran sinema salonlarından bazıları şöyle:



Dünyada sinema olarak kullanılan en eski bina: Askeri Müze Sineması


Askeri Müze Sineması, 1915'te Müze-i Asker-i Osmanî bünyesinde faaliyet göstermeye başlayan kışlık bir sinemadır. Aya İrini Kilisesi'nin bünyesinde kurulan müzenin başına Ahmed Muhtar Paşa atanır. 1908'den 1923'e kadar müzenin başında görev yapan Ahmed Muhtar Paşa, Askeri Müze'de askeri kültür varlıkları, hatıra malzemeleri, kütüphane, atış poligonu, yayınlar, kıyafethane ve mehterhane gibi bölümlerin yanında o dönem için büyük bir yenilik sayılan bir de sinema kurulmasını sağlar. M.Ö. 4. yüzyılın başlarında, I. Constantinus (324-337) zamanında inşa edilen ve Topkapı Sarayı'nın birinci avlusunda bulunan Aya İrini Kilisesi'ndeki Askeri Müze Sineması, dünyada sinema olarak kullanılan en eski bina olma özelliğine sahiptir.



Doğunun en büyük ve en lüks salonu: Cine Magic


Gümüşsuyu Mahallesi, Sıraselviler Caddesi, 39-47 numarada kurulan Cine Magic, İstanbul'da sinema olarak yapılan ilk binadır. Sinemanın yerinde daha önce Hacı Hristo'nun yönettiği bir Yunan-Fransız Lisesi bulunmaktaydı. 1920'de açılan Cine Magic'in mimarı Giolio Mongeri'dir. Kaynaklar, binanın inşa tarihinin 1914 olduğunu yazmaktadır. Sinemanın ilk sahibi ise Sarıcazade Ragıp Paşa'dır. Halil Kâmil tarafından işletilen salonda, küçük bir senfonik orkestra eşliğinde sessiz filmler gösterilmekteydi.


Magic Sineması “Doğunun en büyük ve en lüks salonu” olarak tarif edilmiş.



Yeşilçam Sineması (1996)


İstiklal Caddesi'nde bulunan Yeşilçam Sineması 1996 yılında faaliyete geçmiştir. Reis Çelik tarafından kurulan sinema salonu, mütevazı fakat sinema kokan ortamı ve 75 koltuklu tek gösterim salonuyla hizmet vermeye devam etmektedir. Yeşilçam Sineması halen Güven Çelik tarafından işletilmektedir. Güven Çelik'in belirttiğine göre, Yeşilçam Sineması, yıllar önce yanan Akün Film ve Kanat Film'den kurtarılan eski filmlerle kurulmuştur. Açılışını Metin Erksan'ın Susuz Yaz adlı filmiyle yapan sinema salonu adından da anlaşılacağı üzere Yeşilçam'ı canlandırmayı ve gündemde tutmayı kendisine misyon olarak belirlemiştir. Bu çerçevede Türk Filmleri Haftası düzenleyerek bu alanda katkı sunmaya çalışmıştır.



Melek Sineması (Emek) (1924)


Melek Sineması, 1924 yılında Hüseyin Ağa Mahallesi, Yeşilçam Sokağı, 5 numaralı adreste faaliyete başlamıştır. Kaynaklara göre, 1884'te mimar Alexandre Vallaury tarafından Club des Chasseurs de Constantinople (İstanbul Avcılar Kulübü) namı altında Cercle d'Orient adında bir bina inşa edilir. Bina, I. Meşrutiyet dönemi vezirlerinden Abraham (Karakahya) Paşa'nın emriyle yapılmıştır.



Melek Sineması bu mekanda, İpekçi Kardeşler tarafından 1924 yılında hizmete sokulmuştur. Gökhan Akçura'nın aktardığına göre 1924'ün sonlarında açılışı yapılan sinemayı, dönemin Ameli Elektrik dergisi şöyle tanımlıyor: “Tesisatı elektrikiyesi pek zarif surette tanzim edilen Melek isminde yeni bir sinemanın küşadını kemali mahsusiyetle arz ederiz. 1000'den fazla seyirci istiab edebilen salon, aletlerin münasip suretle tanzimi sayesinde seyircilerin gözlerini yormaksızın her tarafa bol bir ziya neşr eden kebir (büyük) tavan lamba grupları vasıtasıyla pek mükemmel surette tenvir edilmiştir. Tenviratı dâhiliyenin mecmu (toplu) şiddeti 44000 mum şiddeti ziyadesindedir.” Sinema, sahnenin iki tarafında yer alan sarı-turuncu renkli art-nouveau veya art-deco tarzındaki iki melek tablosundan ötürü bu adı almıştır.



Caddedeki Elhamra ve Alkazar ile birlikte Melek Sineması, Cumhuriyet'in ilk yıllarında açılan, Avrupa'nın en çağdaş sinemalarından birisidir. Üst düzey seyirciye hitap eden bu sinemada, bazı koltukların daha dönem başlamadan önce satıldığı rivayet edilir. Sinemanın iki geniş fuayesi ve iki yana açılan balkonu bulunuyordu. Alt kat locaların sosyetik bir buluşma mekanı haline geldiği ve salona locaların ayrı bir değer kattığı da söylenir.


#Askeri Müze Sineması
#Yeşilçam Sineması
#Melek Sineması
#Cine Magic
#İstanbul’un Yüzleri
#İstanbul’un 100 Sinema Salonu
8 yıl önce