Geçtiğimiz hafta mercek altına aldığımız
'in ertesinde şimdi de Samsung'un bir diğer tepe seviyesi olan
'yı inceliyoruz.
ile
birbiriyle donanım açısından neredeyse tamamıyla aynı bileşenlere sahip. Yani yongasetinden tutun, ekran büyüklüğü ve çözünürlüğüne, bataryasından tutun işletim sistemi ve arayüzüne ve dahi kamera modüllerine kadar paydaları ortak.
Haliyle tüm bu konuları
incelememizde zaten oldukça detaylı biçimde ele aldığımızdan bir kez daha değinmeyecek sadece farklılık gördüğümüz yerlerde kısa hatırlatmalar ve bilgi notlarıyla yetineceğiz.
İncelemenin merkez noktasında ise
'ın kendisine has özellikleri ve her zaman olduğu gibi teorik verilerden ziyade '
' açısından önem arz edecek detaylar yer alacak.
Android 5.1.1
Touchwiz 5
5.7-inç (2560x1440) SAMOLED
518 (inç başına düşen piksel sayısı)
%75.6
-------------
Yekpare alüminyum + cam
Siyah, beyaz, gümüş, altın
154.4 x 75.8 x 6.9 mm
153 gr
Nano
Samsung Exynos 7420
4+4 çekirdek (1.5GHz Cortex A53+2.1GHz CortexA57)
Mali-T760MP8
-------------
32/64GB (UFS 2.0)
: -
4GB LPDDR4
16MP (Sony IMX240 sensör, F1.9, 1.12 μm piksel boyutu, OIS, LED Flaş, 4K kayıt (2160@30fps)
5MP (F1.9, 1080p, 120 derece geniş açı)
3G/4G, Wi-Fi ac, BT 4.2,GPS, NFC, mUSB v2.0
3000mAh bütünleşik (hızlı şarj)
Parmak izi okuyucusu, kavisli ekran
''
'
Galaxy S6 Edge+, Samsung'un Galaxy S6 Edge ile başlattığı kavisli ekran tasarımının ikinci temsilcisi. Selefinden farkı ekran büyüklüğünün 5.1-inç'ten 5.7-inç'e çekilmiş oluşu. Yani diğer bir deyişle Samsung'un iki amiral gemi sınıfı olan Galaxy S6 ailesi ile Galaxy Note 5 ailesinin harmanı olarak nitelendirebiliriz. İşlevsellik açısından Galaxy S ailesine, ekran büyüklüğü açısından ise Note ailesine ait.
Elimize aldığımız gibi tamamıyla 'premium' malzemelere ev sahipliği yaptığını hissettiğimiz model sadece 6.9 mm'lik kalınlığı ile de hem selefi S6 Edge'ten (7 mm) hem de Note 5'ten (7.6 mm) daha ince. Keza yine Note 5'in 171 gramlık ağırlığına karşın bu model 153 gram ağırlığa sahip ki bu da elimize aldığımız gibi fark ettiğimiz bir avantaj oluşturuyor. Ama tabii S6 Edge ile (132 gr) kıyasladığımızda da daha ağır olduğunu fark ediyoruz. Özetle kendi (5.7-inç) sınıfında değerlendirirsek daha iyisinin olmadığını söyleyebiliriz.
Yine selefinde olduğu gibi, tek parça oluklu alüminyum kasa ile tasarlanan ve hem arkada hem de ekranda Gorilla Glass 4 cam ile güçlendirilen modelin tüm bağlantı yuvaları da hassas CNC işleminden geçirilmiş. Bu açıdan Galaxy S6/S6 Edge ve Note 5 ile tamamıyla aynı malzemelere evsahipliği yaptığının da altını çizelim.
5.7-inç'lik bir ekran büyüklüğü, hiç şüphesiz, başta bayanlar olmak üzere, pek çoğumuzun aklında 'tek elle kullanım kolaylığı ne durumda?' sorusunu getiriyor.
Burada devreye giren en önemli parametre ekranın enlemesine uzunluğu. Edge+'ta bu değer 75.8 mm. Yani Edge (70.1 mm) ile arasında yarım santim bir farklılık var. Note 5'te (76.1 mm) ile ise hemen hemen aynı.
Şöyle örneklendirelim: Eğer sağ elimizle kullanıyorsak, baş parmağımızın telefonun sol ucuna rahatlıkla değmesi gerekiyor. Ben çok büyük ellere sahip olmamama karşın herhangi bir zorluk yaşamadım. Gayet rahat biçimde kullanıyorum. Ama hanımların zorlanma ihtimali büyük maalesef. Haliyle tavsiyemiz kesinlikle denemeden satın almamaları. Eğer güçlük yaşarlarsa -ki dediğimiz gibi muhtemelen yaşayacaklar- ya S6 Edge'e dönerler ya da artık çift elle kullanıma alıştırırlar kendilerini.
Bununla beraber ana ekran tuşuna üç kere peş peşe bastığımızda ekranın küçüldüğünü de anımsatalım. Tabii bu özelliği ilk olarak ayarlardan aktif etmemiz gerekiyor.
Modeli bir haftadır kılıfsız biçimde kullandığımız için sağlamlığına yönelik de kabaca da olsa fikir edindik. Düşürmediğimiz sürece hiç bir sıkıntı yok. Burada demek istediğimiz şey, normal kullanımda yani örneğin cam yüzeye vs. telefona bıraktığımızda yahut elimize alırken sürükleyerek aldığımızda ne önünde ne de arkasında herhangi bir çizik olmaması. Ki bu oldukça önemli bir şey. Keza cebimizde taşımızda da (anahtarlarımız vs. varken) herhangi bir çizikle karşılaşmadık. Bununla birlikte düşürürsek ne olacağını kestirmek güç tabii ama tahminimizce düşeceği zemine bağlı olarak ilk düşürmede bile epey bir zarar görmesi muhtemel.
Gördüğümüz gibi ekran 'net biçimde' parmak izi tutuyor. Özellikle belirli açılardan bakınca rahatsız edici. Özellikle cildiniz yağlıysa yahut elleriniz terliyken parmağımız ekranda güç hareket ediyor ama normal senaryolarda adeta akıyor. Keza cam arka yüzeyin de tutuşu oldukça sağlam. Yani kolay kolay elimizden kayması imkânsız.
Galaxy S6 Edge+'ın ekranı 5.7-inç'lik büyüklüğe ve 2650x1440 piksel çözünürlüğüne sahip. SAMOLED panelle tasarlanan ekran, Note 5 ile birlikte şimdiye kadar kullandığımız en başarılı iki ekrandan birisi. Teknik detayları es geçip, doğrudan biz kullanıcıları ilgilendiren noktalara değinelim:
Üst parlaklık seviyesi ile dip parlaklık seviyesi mükemmel bir dengeye sahip. Hatta üst parlaklıkta (iPhone 6 hariç) kullandığımız tüm telefonlardan daha başarılı olduğunun altını çizelim. Dip parlaklıkta ise doğrudan en iyisi. Bunların pratikteki yansıması, güneş altı okunabilirlık başarımı (üst parlaklık) ve batarya tasarrufu (dip parlaklık). Edge+ her ikisinde de gayet başarılı. SAMOLED ile IPS panel farkını Note 5 incelememizde zaten ele aldığımız için bir kez daha üzerinde durmuyoruz.
Evet; geldik Galaxy S6 Edge+'ı özel kılan en önemli noktaya. Bildiğimiz gibi Edge ailesinin kenarları kavisli. Bu kavis hem estetik anlamda bir şıklık katıyor hem de özellikle film izlerken kenar bantlarının rahatsızlık vermesinin önüne geçiyor. Keza bize sunduğu bir takım ek işlevsellikler de mevcut.
Kısaca özetleyelim:
Bu özellik sayesinde telefonumuzu ters çevirdiğimizde birisi aradığı vakit ekranın kenarı yanıp sönüyor. Biz de ya açıyoruz ya da elimizi kameranın yanındaki sensörün üzerinde basılı tuttuğumuzda 'müsait değilim, sonra arayacağım'gibisinden önceden ayarladığımız bir mesajı otmatik olara gönderiyor.
Ekranın kenarındaki yerini kendimizin belirleyebildiği çubuğu ekranın ortasına doğru çektiğimizde karşımıza hızlı erişim sağlamak için atadığımız kişiler geliyor. Buraya 5 kişi yerleştirebiliyoruz. Farklı renk bildirimleri ayarlayabiliyoruz. Yahut 'On Circle' özelliği sayesinde yine Edge sahibi olan arkadaşlarımızla el yazısı, dürtme vb. gibi alternatif metotlarla iletişim kurabliyoruz. S6 Edge'den farklı olarak artık hem ekran çubuğunun yerini (ekranın solu veya sağı) hem de dikey konumunu ayarlayabiliyoruz.
Edge kişilerinin aynısı. Sadece kişi yerine 5 tane uygulama atıyoruz buraya da. Bu sayede hızlı erişim sağlayabiliyoruz.
Ekran kapalıyken parmağımızı edge ekranında soldan sağa doğru hareket ettirdiğimizde karşımıza bir bilgilendirme menüsü çıkıyor. Bu sayede ekran kapalıyken de saati, hava durumunu, pil durumunu vb. görebiliyoruz. Keza yine ekran kapalıyken bu ekranı alta ittirdiğimiz zaman çıkan bölmede de eğer varsa bildirimlerimiz (e-posta, mesaj vb.) ve cevapsız aramalar görünüyor.
Burası da ana ekranımız kapalıyken Edge ekranınsa saati görmemizi sağlıyor. Bilgi Akışı'ndan farklı olarak devamlı biçimde çıktığı için batarya performansını olumsuz etkilemesi muhtemel. Ki zaten bu sebeple de 12 saatle sınırlı tutulmuş zaman aralığı. Yani örneğin en fazla sabah 6 ile akşam 6 arasında aktif tutabiliyoruz. Tabii istersek bunu elle değiştirebiliriz ama dediğimiz gibi pili bir dereceye kadar tüketen bir eylem olduğundan tavsiye etmiyoruz.
Açıkçası kullanıcıdan kullanıcıya senaryolar değişkenlik gösterdiğinden nesnel bir şey söylemek güç. Ama kesin olan şu ki, bu özelliklerin bir tanesi bile 'olmazsa olmaz' değil. Hatta 'olsa çok iyi olur' bile değil. Ek bir işlevsellik sunduğu muhakkak ama ne gerek var derseniz buna bir cevap veremeyiz. Çünkü örneğin 'Edge Kişileri' yahut 'Edge Uygulamaları' alternatifi envai çeşit uygulama var zaten Google Play'de.
Dahası Nova vb. gibi alternatif başlatıcılardan birisini kullanırsak çok daha fazlasına çok daha pratik yollarla da erişebiliyoruz. Keza 'Bilgi Akışı' yahut 'Gece Saati' gibi özellikler de açıkçası yokluğunu hissedebileceğimiz türden işlevsellik sunmuyor. Tabii amacınız ilgi çekmekse o başka...
Velhasıl ben tüm bu özellikleri sadece bir iki gün kullanıp ardından hepsini kapattım. Hiçbirisinin de eksikliğini hissetmedim.
İşte burada turnayı tam gözünden vuruyor Samsung. İşlevselliği dediğimiz gibi çok da bir katkı sağlamıyor ama kavisli ekran kesinlikle çok güzel duruyor.
İncelememizin başında da dediğimiz gibi, S6 Edge+'ı Note 5'ten ayıran başka bir farklılık yok. Ki zaten bu bağlamda, Note 5'e kavislik ekran (ve ilgili uygulamalarını) yerleştirsek, S6 Edge+'a da stylus (ve uygulamalarını) eklesek ikisi birbirinin aynısı olacaktı. Haliyle performans verilerinden, kamera örneklerine kadar tüm verileri diğer incelememizde verdiğimizden başka da diyecek bir şey kalmadı.
+ Ekran kalitesinden kamerasına, performansından tasarımına kadar harika bir deneyim sunuyor.
+ Kavisli ekran kesinlikle çok şık bir görünüm kazandırıyor.
+ Bataryası bir günü rahatlıkla çıkartıyor. Hızlı şarj sayesinde yarım saat şarjda yarısına yakını doluyor.
+ Parmak izi okuyucusu çok başarılı.
+ Ses kalitesi muazzam.
- Yazılımsal minör iyileştirmeler majör faydalar sağlayabilir. Arayüz halen hantal.
- Edge ekranı 'olmazsa olmaz' hiçbir artı işlevsellik sunmuyor.
- MicroSD yuvası olmaması sıkıntı. (tavsiyemiz 64GB'a yönelin)
- Kulaklık sesi biraz daha yüksek olabilirdi. (netlik gayet iyi)
- Parmak izi tutuyor.
Galaxy S6 Edge+ şu anda paranın satın alabileceği en iyi telefonlardan biri. Hatta bize kalırsa Note 5 ile birlikte ilki. Eğer işlevsellik diyorsanız Note 5'e, tasarım diyorsanız Edge+'a yönelmeniz sizi tatmin edecektir.
Açıkçası 3,100 TL gerçekten çok ciddi bir meblağ. Muhtemelen iPhone 6S de gelince benzer (hatta biraz daha pahalı) olacaktır. Hesabınızı iyi yapın. Eğer değeceğini düşünüyorsanız almayın demiyoruz tabii ama emin olun insanoğlu yeniliklere çok çabuk alışır. Kavistir, tasarımdır vs. ilk birkaç günün heyecanından sonra geçip gidecek. Sonra kızmayın kendinize neden bu kadar para verdim diye. :)
Yine aynı şekilde bağlıyoruz: